TFF adına FIFA’ya gönderilen mektupla ilgili tartışmanın harareti yükseliyor. Bunda spordan da sorumlu Başbakan Yardımcısı Serdar Denkatş’ın koalisyon ortağı dahil herkesle ters düştüğü açklamalarının da payı büyük.
‘Temsilcilik krizi’ patlak verdiğinde Ankara’da bulunan ve oradan yaptığı açıklamalarla şimşekleri üzerine çeken, dün buradaki tepkiler nedeniyle Türkiye halkından bizim adımıza ‘özür’ de dileyen Serdar Denktaş bugün basının önüne çıkıp TFF’nin girişimini neden ‘muhteşem’ bulduğunu açıklayacağını duyurdu.
Bakalım ne diyecek, nasıl savunacak, spor camiası başta olmak üzere toplumda infiale neden olan bu garip olayla ilgili nasıl bir savunma içine girecek.
**
Peki ama TFF’nin FIFA’dan istediği neydi ve bu istek ne diye KTFF dahil KKTC’de spora yön verenlerden köşe bucak saklanmıştı?
Bir süre önce Cumhurbaşkanı’nın daveti üzerine adaya gelen, KTFF’nin semtine bile uğramayan ve KTFF yetkililerine “Biz FIFA’ya başvuru yapacağız, burada temsilcilik açmayı planlıyoruz, ne düşünürsünüz siz?” diye sorma tenezzülünde bulunmayan Yıldırım Demirören’in niyeti neydi?
Beşiktaş başkanlığıyla tanınmış ve son seçimde TFF’nin başına geçmiş Demirören’de bu ‘KKTC hassasiyeti’nin nedeni neydi acaba?
Böyle bir girişim yaparken, KKTC’de kimin bilgisi ve onayı vardı?
Bu sorunun yanıtı bir yere çıkıyor: Saray’ın!..
Zira şu ana kadar sadece ve sadece Eroğlu sessiz kaldı. Onun dışında hemen herkes birşey söyledi.
Serdar Denktaş’ın ‘Beklediğimden de fazlası oldu’ demesi ‘bilgisi vardı’ yorumunu doğrurabilir. Ancak öyle anlaşılıyor ki bu iş hükümette konuşulmadı. Başbakan Yorgancıoğlu dün açıkça bu anlaşmaya karşı çıktı. Partisi CTP-BG de ilk günden sert konuştu.
KTFF, Kulüpleri Birliği, KTSYD, Futbolcular Derneği, yani bütün futbol camiası habersizdi ve adeta ‘hançerlenmiş’ hissediyor.
Peki ama bu durum nasıl izah edilecek?
**
Detayları yavaş yavaş ortaya çıkan TFF-FIFA mektupları bazı ipuçları veriyor.
TFF bir girişim yapıyor, KKTC’de temsilcilik açmak isteiğini ‘nazik’ dille iletiyor ve bunun ‘FIFA kurallarına uyup uymadığını’ soruyor.
Bir anlamda FIFA’nın ağzını yokluyor.
Gerekçesi de enteresan... Diyor ki TFF “Vallahi de billahi de tek niyetimiz KKTC’de yaşayan TC yurttaşı futbolculara hizmet etmek ve onları bilgilendirmektir. Başka niyetimiz vallahi de billahi de yoktur!..”
‘Vaşşahi billahi’ kısmını ben ekledim, ama mektubun üslubu böyle... TFF bu gerekçenin ‘çok da makul’ olmayacağını bildiğinden olsa gerek, FIFA’ya tersini ispat etme gayreti içine giriyor.
Kuşkusuz, bu mektubu TC Dışişleri’ne danışmadan yazmadı TFF... Ve mutlaka günün sonunda ‘murad’ edilen diplomatik bir sonuç var.
Acaba nedir?
Bilemiyoruz.
FIFA da ‘gizli niyet’ arıyor olmalı ki, “KKTC’deki TC yurttaşı futbolculara hizmet ve bilgi vermek” gerekçesini doyurucu bulmadı.
**
Olup bitene bakıldığında ve işin içinde kimlerin olduğuna, girişimin kimlerden gizlendiğine bakıldığında sanki birileri ‘KTFF-KOP anlaşmasının rövanşı’nı almak istiyor.
TFF FIFA’ya yazdığı mektupta KOP’un adını ağzına almıyor, ama Türkiye takımları KOP’a bağlı takımlarla çatır çatır top oynamaya devam ediyor.
Kıbrıs sorununun karmaşıklaştırdığı, Kıbrıslı Türkleri ‘hiç’leştirediği gerçeği sadece bu örnekte bile kesin çizgilerle görülüyor.
Bundan çıkış yolunu FIFA gözetiminde ve öncülüğünde sürdüren KTFF ile buna destek veren spor kamuoyuna rağmen birileri “FIFA’nın bir boşluğunu yakalayıp meseleyi ‘ana-yavru’ çizgisinde çözebilir miyiz” sorusunun peşine düştü gibi duruyor.
Bu denemeyi buradaki yetkili federasyondan, hatta hükümetten (en azından KOP sürecine destek verdiği bilinen CTP kanadından) gizli tutanların girdiği bu yolun sonunun nereye varacağını kestirmek zor.
Kesin olan şu ki, bu yol ‘çıkış yolu’ değil!