"Acaba bu yapılaşma ne kadar planlı" kaygısı duysak da Karpaz hala güzeldi. Hür eşekler yine etrafta.. Berrak denizde kulaç atmak.. Bira ve balık... Dost sohbetlerinin konusu yine memleket meseleleri... Çocukların neşesi...
Ve karanlık çökerken Lefkoşa'ya dönüşteyiz...
İskele'yi yeni geçmişken yolda araba yığını, ambulansın ve polis araçlarının ışıklarıyla kalp atışlarım hızlanıyor. Dikkat et, kaza var galiba! Arabadan indiğimde amiriyle konuşan polisin sesi: Motosikletlinin ayağı koptu!!!
Kaygılı insanlar... Herkes ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Ön tarafı hasarlı bir jeep araç, yere yığılmış bir motosiklet. Ambulans sireni... Öteki jeep sürücüsünü tutuklayıp karakola götürdüğü için tek başına kalan bir polis canını dişine takıyor. Etraf karanlık. Bir güvenlik bandı çekildi sadece yola. Yolda kuyruk oluşturan araçlara ara yoldan yön verildi ama dikkatsiz bir sürücü son sürat bandı yarıp geçince, yeniden yürekler hopluyor. Neyse ki ucuz atlatılıyor bu dikkatsizlik.
Oysa öyle mi olmalı! Kaza olan bir yolda alınması gereken önlemler bu kadarcık mı? Hani ışıklı levhalar, hani uyarılar? Hani tam donanımlı ekipler? Sadece reality şovlarda mı?
İşte yine karabasanım trafik kazası...
Yol boyunca telefon trafiği. Ayağı kopan motosikletli hangi hastaneye götürülüyor?
Önce Mağusa, ardından Lefkoşa'ya sevk...
Neden acaba?
11 yaşındaki oğlumun endişeli, meraklı soruları...
Kabus bitmiyor.
Karpaz'da bir gün geçirmenin güzelliğini yine kara bulutlar bastırıyor.
Bir acı haber de Haspolat'tan.
Bir araba yayalara çarptı, bir yaya öldü!!!
Kara pazar. Felaket gecesi. Can pazarı...
Bir yere gitmem lazım.
İsteksizce arabama binip yol alıyorum.
Fazla uzak değil gideceğim yer ama tek istediğim bir odaya kapanıp günlerce öylece kalmak.
Trafikten de, dünyadan da uzaklaşmak...
Yolda genç bir motosikletli.
Üstelik arkasında bir genç kız.
Başlarında kask yok!
Motorun gürleyen sesiyle tüylerim diken diken oluyor.
Çift şeritli yolun ortasından, iki aracın arkasından geçiyor.
Genç kız, sanki bu cesaretini kutluyor sevgilisinin ve onu öpüyor!
Arabanın camını açıyorum. Onlarla iletişim kurmak istiyorum. - Ne olur kenara çekin, size bir çift sözüm olacak be çocuklar... Az önce ayağı koptu bir motosikletlinin. Haberiniz yok. Keşke olmasa ama öğreneceksiniz. Ve sen delikanlı, ne bu deli cesareti? Hayatın en güzel yıllarındasınız. Ama ülkemizde ölüm oyuncağına dönüşen bir motosikletin üstündesiniz. Üstelik başınızda kasklarınız yok. Üstelik tehlikeli sürüş yapıyorsunuz.
O öpücüğü hak etmedin genç kardeşim.
Beni, ailenizi, arkadaşlarınızı, toplumumuzu üzmeyin. Bu ülkedeki sistem ve devlet, trafikteki insanları koruyamıyor. Lütfen siz kendinizi koruyun!
(Özgül GURKUT)