Ecvet Yusuf’un kızı Nilgün Ecvet Orhon, 45 sene boyunca babasının sandığı mezardan çıkan kemikler ve su borusu sonrası, sosyal medyadan duygu dolu bir açıklama daha yaptı: “Babamızın askeri veya dini merasimi olmayacak, Tabutun üzerinde bayrak değil, yıllardır önce annem şimdi de torunu, oğlum Ecvet tarafından korunan üniforması örtülecek”
Tekke Bahçesi’nde üzerinde Ecvet Yusuf’un mezar taşı bulunan mezarda Cumartesi günü yürütülen kazılarda, mezarı ikiye bölen beton bir duvar ve duvarın altından da paslı bir solina çıkması ardından, Ecvet Yusuf’un kızı Nilgün Evcet Orhon bir açıklama daha yaptı.
Kendi sosyal medya hesabından duygu dolu bir paylaşım yapan Orhon, “Babamızın askeri veya dini merasimi olmayacak, Tabutun üzerinde bayrak değil, yıllardır önce annem şimdi de torunu, oğlum Ecvet tarafından korunan üniforması örtülecek” dedi.
Mezardan, bir insana ait kemikler de bu mezarda bulunmuştu.
Orhon, “O kemikler dilerim ki yıllardır özlem ve çaresizlikle sevdikleri tarafından aranan bir kayıba ait olsun... o her kimse, o benim sırdaşım aslında... kırkbeş yıl o solina ile birlikte benim mutlu mutsuz her şeyimi biliyor... babam sanarak onlarla dertleşmişim yıllardır... ışıklarda olmasını dileyerek onu rahatsız ettiysem özür diliyorum ama belki bu vesileyle o da sevdiklerine kavuşur diyorum” diye yazdı…
Orhon, babası Ecvet Yusuf’un cenazesinin Perşembe günü olacağını bildirerek, isteyen herkese kapılarının açık olduğunu söyledi. “Ama o şehitliğe, o veda törenine, o sevgi uğurlamasına siyaset ve militarizm katmayacağız” diye belirtti.
“O her kimse, o benim sırdaşım aslında”
Orhon’un tam yazısı şu şekilde: “Babamın adının yazılı olduğu mezar dün açıldı... Kayıp Şahıslar Komitesi dikkatli, titiz çalışarak özveri ile mezarı babamın defini için hazırladılar. Onlara çok teşekkür ediyorum.
Mezar, iki mezar arası bir yerdi ve beton bir kolon vardı. Kolon kırılıp kaldırıldı ve iki mezar kazıldı... betonun altından bir su borusu çıktı ve soldaki mezardan da kemikler, bir insana ait kemikler çıktı... o kemikler dilerim ki yıllardır özlem ve çaresizlikle sevdikleri tarafından aranan bir kayıba ait olsun... o her kimse, o benim sırdaşım aslında... kırkbeş yıl o solina ile birlikte benim mutlu mutsuz her şeyimi biliyor... babam sanarak onlarla dertleşmişim yıllardır... ışıklarda olmasını dileyerek onu rahatsız ettiysem özür diliyorum ama belki bu vesileyle o da sevdiklerine kavuşur diyorum.”
“Herhangi bir devlet, askeri ya da dini merasim olmayacak”
Biz, babamın iki çocuğu annemizin de onayını alarak babamızı Perşembe gün öğleden önce defnetmeye karar verdik. Çarşamba gün onla vedalaşacağız ve perşembe de defnedeceğiz.
Babamızın defin töreni yine ortak aldığımız bir kararla resmi bir tören olmayacak... herhangi bir devlet, askeri ya da dini merasim olmayacak. Tabutun üzerinde bayrak değil, yıllardır önce annem şimdi de torunu, oğlum Ecvet tarafından korunan üniforması örtülecek.
Onu sevenlerin katılımı ile militarizm ve siyasetten uzak sade bir veda töreni olsun ve artık dinlensin, huzura ersin istiyoruz.
Babama veda ederken yanımda, yanımızda olmak isteyen herkes, silah arkadaşları, öğrencileri, mücahitleri katılmak isterlerse bu bizi mutlu eder...
Babamı hak ettiği sevgi seli içinde defnetmek için, rahat olsun artık yattığı yerde diye yapılması gereken ne varsa atlamadan yapabilmek için, ondan esirgenen gerçek mezarına doğru şekilde defnetmek için uğraş veriyoruz. Bu bizim için çok zor ve ağır bir süreç... babamız iki defa ölmüş gibi hissediyoruz...
“Kırk beş yıl sürdü bu yol ve sonuna geldi artık...”
“Ben ona yaseminlerle veda etmek istiyorum. Onu son gördüğüm gün olan 1974 19 temmuzunda, ona ipe dizili yasemin vermiştim ve alıp gitmişti bölüğe... yani şu anda meclis olarak kullanılan dianellosa... mevsimi olmadığından yaseminlerin üzerinde tek tük var biliyorum ama yine de bir sürü yasemin vermek istiyorum ona bu son yolculuğunda... kırkbeş yıl sürdü bu yol ve sonuna geldi artık...
babamı huzura erdireceğimiz perşembe gün bizimle olmak isteyen herkese yüreğimiz açık ve mutlu oluruz ama o şehitliğe, o veda törenine, o sevgi uğurlamasına siyaset ve militarizm katmayacağız, katılmak isteyenler sadece onu uğurlamak için yanımızda olacaklarsa gerçekten yüreğimiz açık...
az kaldı canım babam... seni seviyorum... iyi ki senin kızınım... iyi ki senin çocuklarınız...”