Sedat Peker dün yaptığı açıklamada, Uğur Mumcu suikastinde Mehmet Ağar'ı işaret etti, gazeteci Kutlu Adalı'nın ise Kıbrıs'ta Korkut Eken'in ekibi tarafından öldürüldüğünü söyledi. Peker, yayınlayacağı yeni videolarda faili meçhullere değineceğini de ifade etti.
Gazeteci Faruk Eren'in abisi Hayrettin Eren, 12 Eylül askeri cuntasının hemen ardından gözaltında kaybedilen devrimcilerdendi. Kendisi de 1982 yılında gözaltına alınan Faruk Eren, 'kisadalga.net'te o süreci yazdı:
Cemil Kırbayır, Hayrettin Eren, Nurettin Yedigöl, gibi devrimciler gözaltından hiç çıkmadı. 12 Eylül 1980 darbesi ile devlet göz altında kaybetme politikasına başladı.
Bilinen bir hikayedir ama kısaca hatırlatayım: Abim Hayrettin Eren 1970’li yılların devrimci, solcu militanlarından biriydi. 12 Eylül’ün hemen ardından bir operasyonda gözaltına alındı ve Gayrettepe işkencehanesine götürüldü. Abimi orada gören çok sayıda tanık var. Gayrettepe’ye giden annem, abimin kullandığı babama ait otomobili emniyetin otoparkında gördü. Tüm tanıklıklara rağmen abimin gözaltına alındığı reddedildi, o tarihten bu yana kayıp.
Mehmet Ağar, İstanbul Emniyeti’nde müdür yardımcısıydı. Ailemin bulunduğu suç duyurularında Ağar’ın adı hep baş sıralarda yer aldı.
1981’de Gayrettepe’de Süleyman Cihan işkencede öldürüldü, ölü bedeni bir eve götürüldü, pencereden atıldı. “Camdan atladı” diye rapor düzenlendi. Sahte raporda Mehmet Ağar’ın imzası vardı.
Abimden iki yıl sonra 1982 Kasımı’nda ben gözaltına alındım. Ağar yine müdürdü. Ağır işkence görüyorduk. Ama bir arkadaş, gözümüz bağlı olduğu için göremiyorduk, çok kötü durumdaydı. Yaşı bizden büyüktü. İşkence seslerini, çığlıklarını duyuyorduk. Bir süre sonra o ses kesildi. TKP’li Mustafa Hayrullahoğlu’nun cesedini bir battaniye ile şubeden çıkardılar. Önce kaybedildi, sonra cesedi kimsesizler mezarlığında bulundu...
Hasan Ocak, 1995’te kaybedildiğinde Ağar Emniyet Müdürü’ydü.
Metin katledildiğinde Ağar, Emniyet Genel Müdürü’ydü.
O tuğla çekildiğinde altında ilk kim kalacak anlaşıldı mı?
YAZININ tamamını okumak için