Öğrenmek güzel şey. Öğrenmenin yaşı yok. Her zaman ve her yaşta,
öğrenilecek yeni birşey vardır. Ben öğrenmeyi severim. Hiç bilmediklerimi de, yanlış bildiklerimin doğrusunu da öğrendiğimde sevinirim.
Ben de çevremdeki herkes gibi, öğrenim sıralarında bana öğretilenleri öğrendim hep. Yaşım büyüdükçe, okulda öğretilenlerin de ‘ötesi’ olduğunu farkettim bir anda. Ve, o ‘öte’leri öğrenme sevdasına tutuldum.
Kıbrıs’ta yaşananlarda da, hep, kitaplardan (hele hele resmi tarih kitapları) ‘öte’ye bilgilerle ilgileniyorum uzunca bir süredir. EOKA neden, nasıl ve kim tarafından kurulmuştu ? TMT, neden, nasıl ve kimler tarafından kurulmuştu ? İngiliz döneminde neler oldu ? Cumhuriyet döneminde neler oldu ? 20-21 Aralık 1963’de neler oldu ? Olaylar nasıl gelişti ve yayıldı ? Baf, Leymosun, Geçitkale çarpışmaları nasıl çıktı, neler oldu ? Erenköy’de neler oldu ? Hatta ve hatta 1974 Savaşı’nda neler oldu ? v.s. v.s. v.s.
Bu yakın tarih.... Bir de Osmanlı ilgi alanlarımdan biri.
Örneğin, kimdi Osmanlılar ? Padişahlar kimlerdi ? Anneleri, babaları kimlerdi ? Osmanlı İmparatorluğu’nu yönetenler kimlerdi ?
Örneğin, Osmanlılar Kıbrıs’ta ne yapmışlardı ? Neleri değiştirmişlerdi ? Kıbrıs’a sürgün edilenler kimlerdi ? Neden sürgün edilmişlerdi ? v.s.
İlerleyen yaşıma gelinceye kadar, ‘yanlış’ bildiklerim –bazen hiç bilmediklerim- hakkında farklı bilgilere ulaşmam çok şaşırtıcı olabiliyor.
Örneğin,
İstanbuldaki Valide Sultan Camii’nin; Sultan II.Mahmut Türbesi’nin, Kuleli Askeri Lisesi’nin ve Dolmabahçe Sarayı’nın mimarının, Ermeni asılı bir mimar, Carabed Amira Balyan olduğunu bilmiyordum. Yeni öğrendim.
Yine, İstanbuldaki Selimiye Kışlası’nın mimarının, Krikor Amira Balyan olduğunu bilmiyordum. Dolmabahçe Sarayı’nın muhteşem kapısının mimarının Nigoğos Balyan olduğunu, Beylerbeyi ve Çırağan Saray’larının mimarının da Osmanlı Ermenisi Sarkis Balyan olduğunu da bilmiyordum. Yeni öğrendim.
Ünlü Osmanlı Mimarı –bazı kaynaklarda Türk diye geçiyor- Sinan hakkında bazı bilgilerim vardı. Yukarıdaki bilmediklerimle yüzyüze gelince, Mimar Sinan’ı da araştırdım.
Bazı tarihçilere göre Mimar Sinan’nın gerçek adı Joseph. Kendisi Kayseri’nin Agrinos köyünde doğmuş bir Ermeni (veya bazı tarihçilere göre Rum). 1511 yılında ‘devşirme’ olarak İstanbula, Yeniçeri Ocağı’na getirilmiş. Bir Yeniçeri olarak , yeni ismiyle, Yavuz Sultan Selim’le, Mısır Seferi’ne; Kanuni Sultan Süleyman’la Belgrad, Rodos, Mohaç seferlerine katılmış. Sonra, büyük yeteneği keşfedilmiş ve Baş Mimar’lığa kadar yükselmiş. Yüzlerce muhteşem eser yaratmış.
Kıbrısla da kenardan kenardan bağlantısı var.
II.Selim zamanında, Kıbrıs’ın fethinden sonra, namı diğer Mimar Sinan’ın Kayseri’de bulunan ailesi de ‘sürgünler’ listesindeymiş. Ama, Sinan’ın ricası üzerine, ailesinin Kıbrıs’a sürgün edilmesi durdurulmuş.
Dedim ya... Öğrenmenin yaşı yok. Yeter ki, robot gibi, sadece öğretilenlerle yetinmeyelim.