Öğretmenler Yasası gereği her yıl 1-15 Temmuz tarihleri arasında öğretmenlerin yer değiştirme (nakil) işlemleri yapılır… 2014-2015 öğretim yılın için de öğretmen, müdür muavini ve müdür nakil işlemleri yapılıp, hem Milli Eğitim Bakanlığı’nın web sitesinden ilan edildi hem de her nedense bu yıl nakil işlemlerini basın-yayın yoluyla da duyuruldu.
Nakil listelerine bakıldığından müdür ve müdür muavini nakillerinin dışında, 29 farklı alanda 136 öğretmenin nakli gerçekleştirildiği rahatlıkla görülebiliyor… Nakil işlemleri aynı zamanda münhal ilan edilecek öğretmen alanlarını ve bu münhallerin hangi okullarda olacağını da beraberinde getirmektedir…
Nakil listelerinin biraz daha detaylı incelersek… 136 öğretmen naklinin büyük bir kısmının kırsal bölge okullarından kent merkezi okullarına doğru olduğu rahatlıkla görülebilir. İşte bu durumda da yanıtlanması gereken bazı sorular akla geliyor:
1. Kent merkezlerindeki okullarda gerçekten bu kadar çok öğretmene ihtiyaç var mı?
2. Emekli olan, terfi alan öğretmen sayısı veya okulların sınıf sayıları, kent merkezlerindeki okulla yönelik bu nakil sayısı ile tutarlı mıdır?
3. Okullardaki öğretmen ihtiyaçları; gerçek verilere mi dayanıyor?
4. Ve en önemlisi bu nakiller sonrasında ortaya çıkacak öğretmen münhali sayısı kaçtır?
5. 2014-2015 öğretim yılına da (özellikle kırsal bölge okullarında) eksik öğretmen sorunu ile mi başlanacaktır?
Şüphesiz ki bu soruları artırmak mümkün… Ancak öğretmenin nakil işlemlerinde göz ardı edilen önemli bir unsur var: “verimlilik”… Özellikle 2009-2013 yılları arasında keyfi uygulamaların öğretmen istihdamı ve okullardaki dağılımı açısından ciddi sorunlar yaşattığı aşikardır… Bazı okullarda ciddi sayılarda öğretmen fazlalığı yaşanırken, bazı okullarda ise öğretmenler ağır ders yükü altında ezilmektedir… “Verimlilik” şöyle dursun; okullar, alanlar ve öğretmen sayıları açısından dengeli bir dağılımdan söz etmek bile pek mümkün olamamıştır…
Eğitim sistemini iyileştirmek geçmişte yapılanları daha iyi yaparak çözülmeyeceği gibi yanlış uygulamalar üzerinde ısrar etmekle de çözülemez… Öğretmen başına düşen öğrenci sayısı bakımından okul öncesinde 17.19, ilkokullarda 13.06, genel ortaöğretimde 9.21 ve mesleki teknik öğretimde 7.30 gibi AB ve OECD ülkelerinden bile çok daha yüksek bir öğrenci/öğretmen ortalamasına sahipken, hâlâ “öğretmen istihdamı” sorunu yaşıyor olmamız bu durumun en önemli kanıtıdır. Çözüm bir an önce, farklılaşan öğretmen ihtiyacının algılanmasında yatmaktadır.
Dünya değişiyor, eğitim sistemini bu değişime göre dönüştürmemiz, öğretmenlerimizi de bu dönüşümün ihtiyaçlarına yanıt verecek farklıklara göre yetiştirmemiz, istihdam etmemiz ve eğitim verimliliğine tutarlı bir şekilde okullarımıza görevlendirmeliyiz… Bunun için de yapılması gereken ilk şey; farklılaşan öğretmen ihtiyacını görebilmek ve bunu kabul etmektedir…
------------------------------------------------
Buraya Dikkat
İki Listede Kafa Karıştıran Bölümler
Türkiye üniversiteleri için ÖSYM’nin belirlediği 2014 tercih kılavuzundan tercih yapmak 17 Temmuz 2014 Çarşamba son gün… Ülkemizdeki üniversiteler için ise kayıt işlemleri devam ediyor…
Milli Eğitim Bakanlığı’nın web sayfasından tam da bu iki konuyu ilgilendiren iki önemli liste var. Biri Türkiye üniversiteleri için KKTC uyruklu öğrenciler için ayrılmış “KKTC kontenjanlar listesi” diğeri de ülkemizdeki üniversiteler için “ihtiyaç fazlası bölümler listesi”…
Daha anlaşılır bir şekilde söylersek; Milli Eğitim Bakanlığı ve Devlet Planlama Örgütü işbirliğinde hazırlanmış ve ülkemiz muhtemel ihtiyaçlarını gösteren bölümler, ÖSYM tarafından 2014 kılavuzuna konularak KKTC kontenjanı olarak belirlenmiş bölümler. Dahası bu bölümlere yerleşen öğrenciler eğer kriterleri tutarsa burs alarak öğrenimlerini sürdürecekler… Diğeri ise ülkemizdeki ihtiyaç fazlası bölümleri gösteren, ülkemizdeki üniversitelere kayıt yapmayı düşünen öğrencilerimize uzak durması önerilen bölümler. Bu uyarıya rağmen bu bölümlere kayıt yaptıran öğrenciler ise burs almak için başvuruda bile bulunamıyorlar…
Buraya kadar her şey normal gibi görünse de bu iki liste arasında kafa karıştıran ciddi sorunlar var… Tam dokuz alan her iki listede de var. Yani “Bilgisayar Enformatik”, “Bilgi Teknolojileri”, “Uluslararası İlişkiler”, “Uluslararası İşletme”, “Zihin Engelliler Öğretmenliği”, “Sosyal Bilgiler Öğretmenliği”, “Fizyoterapi ve Rehabilitasyon”, Elektrik-Elektronik Mühendisliği” ve “Eczacılık” bölümleri ülkemizdeki üniversiteler için ihtiyaç fazlası bölümler olarak belirlenmiş iken aynı zamanda ÖYSM tarafından KKTC kontenjanı olarak ayılmış durumda…
Çocuklarımız bu bölümlerde okusunlar mı? Okumasınlar mı? Bu bölümlerde Türkiye’deki üniversitelerde okurlarsa burs alacaklar, KKTC’deki üniversitelerde okurlarsa burs almayacaklar mı? Bu iki listedeki tutarsızlık ne anlama geliyor. Bu konuda hem gençlerin hem de anne-babaların ivedilikle bilgilendirilmesi gerekmektedir diye düşünüyorum.
----------------------------
Gülmece
Benim Şeyime Güvenmesin
2 oglu ve karısı ile yaşayan adamın kapısına bir gün vezir dayanır: “Padişah savaşa gidiyor oğlunu gönder” der. Adam büyük oğlunu gönderir ve savaşta oğlunun öldüğü haberi alır. Aradan 1 yıl geçmeden vezir yine kapıda: “Padişah savaşa gidiyor oğlunu gönder”. Adam çaresiz ikinci oğlunu da gönderir ve aynı kötü haberle sarsılır. İkinci oğlu da bu savaşta ölmüştür. Yine 1 yıl ya geçer ya geçmez vezir yine kapıda: “Padişah savaşa gidiyor oğlunu gönder”. Adam nefret ve öfke dolu gözlerle vezire bakarak yanıt verir: “Söyleyin o padişaha benim şeyime güvenip de herkese savaş açmasın”.