Son yıllarda kamuya girişin kestirme yolu olarak görülse de "sınıfa girdiğinde ayağa kalktığımız kişidir öğretmen", çünkü önemlidir öğretmen olmak… Ne var ki akıl tutulması yaratan uygulamalar, tutarsız politikalar; öğretmenlik mesleğinin statüsünü yerle bir olmaya doğru hızla sürüklüyor.
Ne için ve ne amaç için değiştirileceği kimse tarafından anlaşılamayan tutarsız ve anlamsız bir sırt çevirme yaşanıyor öğretmene karşı… Öğretmenler Yasası değiştiriliyor. Üstelik apar topar, üstelik fikir birliğine varılmadan, üstelik hem pedagojik yaklaşımlar hem de kamudaki eşitlik ve adillik uygulamaları hiçe sayılma pahasına…
- A Öğretmen ve B Öğretmen statüleri değiştiriliyor. Tüm kamuda A düzeyi için Devlette 25 yıl, B düzeyi için Devlette 20 yıl hizmet yapmış olmak koşulu aranırken öğretmenler için bu durum bozuluyor. A Öğretmen olabilmek için Devlette 30 yıl (kaldı ki 30 hizmet yılını dolduran erkek öğretmenlerin çoğu yaş hattından emekli olmak zorunda oluyorlar), B Öğretmen olabilmek için Devlette 25 yıl hizmet etmiş olmak koşulu getiriliyor.
- Ek çalışma ödeneği verilmese bile tüm öğretmenlerin Öğretmenler Yasasında belirtilen derse girme üst limit saatlerinin üzerinde de derse girme zorunluluğu getiriliyor.
- İhtiyaç analizi yapılmadan, gerçekten öğretmenin geliştirme ve yükselmesi gereken beceriler, bilgi ve yeterlikler belirlenmeden içeriğinin ne olduğu belli olmayan hizmet içi eğitimleri katılması zorunlu hale getirilmesi öngörülüyor.
- Ve bütün bunlar yetmezmiş gibi Atatürk Öğretmen Akademisi’nin kapatılmasına neden olacak uygulamaları tek tek hayata geçirme için adımlar atılmaya başlanıyor…
Kısacası Bakanlık yüzünü karanlık bir geleceğe, sırtını ise öğretmene dönüyor. Öğretmeni, öğretmenlik mesleğini düşünmeyen uygulamalar işe koşuluyor. Eğitimdeki sorunlar, öğretmeninin mesaisi ve öğretmen hakları üzerinden çözülmeye çalışılıyor. Hal böyle olunca da eğitim, bilinmez karanlık günlere doğru sürükleniyor.
İlk akıllara gelen ve kolay olan öğretmeni zapturapt altına almak çözüm değildir. Çözüm tam aksine öğretmene yatırım yapmaktır. Öğretmenleri geliştirmek, onları 21. Yüzyıl ihtiyaçlarına göre donatmalıyız. Öğretmene sırt dönmek hiçbir şeyin çaresi olmayacaktır.
Aklınızda Bulunsun
DAÜ En Prestijli Sıralama Listesinde İlk 50’de
Uluslararası bağımsız derecelendirme kuruluşları tarafından dünyanın en iyi üniversiteleri arasında gösterilen Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ), 19 Temmuz 2022 Salı günü, Çin merkezli Shanghai Ranking tarafından açıklanan Dünya Üniversiteler Akademik Sıralaması 2022’de yine dünyanın en iyileri arasında yer aldı. Turizm ve Otelcilik Bilimleri alanında dünyada 40. sırayı elde eden DAÜ, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da listeye Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden (KKTC) girme başarısını gösteren tek üniversite olurken, ada ve Türkiye genelinde yine birinci sıradaki yerini korudu. DAÜ dışında Türkiye üniversitelerinden Turizm ve Otelcilik Bilimleri alanında listeye girmeyi başaran Dokuz Eylül Üniversitesi 101-150, Akdeniz Üniversitesi ve Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi 151-200, Anadolu Üniversitesi ise 201-300 bandında yer aldı.
Anlayana Gülmece
Akıl ve Yaratıcı Çözüm
Bir akıl hastanesi ziyareti sırasında, adamın biri doktora sorar:
- Bir adamın akıl hastanesine yatıp yatmayacağını nasıl belirliyorsunuz?
Doktor yanıtlar:
- Bir küveti su dolduruyoruz. Sonra hastaya üç şey veriyoruz: bir kaşık, bir fincan ve bir kova. Daha sonra ise kişiye küveti nasıl boşaltması gerektiğini soruyoruz. Siz ne yaparsınız?
Adam:
- Hımmm… Anladım. Normal bir insan kovayı tercih eder. Çünkü kova hem kaşıktan hem de fincandan büyük…
- Hayır der doktor… Normal bir insanın küvetin tıpasını çeker…
Ders: Akıl, sadece bize sunulanların dışında yaratıcı çözümler bulmaktır.