“Müzevir çocuk” gibi bir Dışişleri Bakanımız var.
- “Öğretmenim siz arkanızı döndüğünüz vakit, bunlar birbirinin saçını çekti.”
- “Aferin yavrum, sen çok akıllısın.”
***
Meclis KAPALI oturum yaptı ya!
Niye “kapalı” sahi?
AÇIN bu oturumları da hepimiz görelim bakalım, kim ne demiş?
Böylece...
Dışişleri Bakanı da “gizemli masallar” anlatmaktan kurtulur.
***
Ne diyor Bakan?
“50 vekilin çoğu Kıbrıslı Rumların yönetimi ve zenginliği bizimle paylaşmak istemediğini düşünüyor.”
“Federal çözümü gerçekçi bulmuyor...”
Ama...
“İki parti bir grup vekil tutturmuş federasyon istiyor...”
***
İyi o zaman...
Madem ki çoğunluk federasyon istemiyor...
Dışişleri Bakanı tez “iki ayrı devlet” önersin...
Meclis de onaylasın...
Sonra gitsin Birleşmiş Milletler’in kurucu üyelerinden Türkiye de bunu iletsin:
“Tanıyın şu KKTC’yi.”
***
Dışişleri Bakanı’mız, tüm dikkatini ‘Saray’a yöneltmiş ve sırtındaki çuvala oy devşirmenin peşine düşmüşken...
- Bu da çok doğal doğrusu.-
Çünkü...
Dışişleri Bakanlığı, dünyada kimselerin tanımadığı bir yarı(m) ülkede ancak da “tören bakanlığı...”
Hazır boşta gezerken, Birleşmiş Milletler’e gitmenin, bu “iki devlet” meselesini ilerletmenin vaktidir.
Hem bir ara...
Kendisi “neyi paylaşmak” istermiş söyler dünyaya...
O “istemez...” Biz “isteriz” ya (!)
Dünya da görür...
Meclis’teki o “iki parti” ve “bir grup vekil” de bir süre “tek ayak üzerinde” durmalıdır bence...
Sizi gidi hınzırlar sizi (!)