‘Tuhaflıklar ülkesi’nde tuhaflıklar yaşamaya devam ediyoruz.
Yasadışılık, hukuk tanımazlık, ilkesizlik ve etik dışı davranma alışkanlığı tavan yaptı.
Ülkeyi şu an kimin yönettiği sorusunun yantı yoktur.
Öylesine, kendiliğinden, ‘hükmi karakuşi’ modeli olup bitiyor herşey.
Devletin tepesini işgal edenler, kendi koltuklarından ve siyasi ikballerinden başka hiçbir konuya ilgi göstermiyorlar. Ülkenin ve toplumun sorunları büyüdükçe büyüyor, ama kimin umurunda?
Altında kalanın boyunu kopsun!
**
Hukuk dışılık o kadar ayyuka çıktı ki, artık hangisini örnek vereceğine şaşırıyor insan...
Parti içi yarış sonrası mahkemenin verdiği kararı “siyasidir” diye niteleyen ve o koltukta ‘fiilen’ oturmaya devam eden Başbakan’ı mı anlatayım?
Sahte imzacılardan birinin Kamu Hizmeti’ne, diğerinin önce Eğitim’de, olmayınca Maliye’de göevlendirilmesiniden mi söz edeyim?
Yoksa ‘ara dönem’de genel sekreter olarak atanan Fuat Namsoy’un önce eşini müdür, sonra terhis olmadığı iddia edilen oğlunu memur yapmasını mı koyayım sıraya?
**
Başta istihdam furyası olmak üzere zavallı yurttaşın gözünün içine baka baka her türlü rezilliğe imza atanlar, işlerine geldiğinde ise ‘hukuk’ diye bir kavramın, ‘yasa’ diye bir mevzunun olduğunu hatırlayıveriyorlar!
Bakın, Mağusa Belediyesi’nin Lefkoşa’dan gelen lağım sularının önünü kesmek için yaptığı set çekme çalışması sırasında dozer operatörünü tutuklatabiliyorlar!
Mağusa Belediye Başkanı Oktay Kayalp’e dava okutabiliyorlar!
Bak bak bak!...
Dozer operatörü ‘yasa dışı iş’ yapıyormuş.
Oktay Kayalp de ‘yasa dışı işin yapılması için’ talimat vermiş.
**
Bence dozer operatörünün ‘suçu’ büyüktür ve hakkında müebbet hapis talep edilmelidir!
Oktay Kayalp ise Anayasımızın öngördüğü, ama bugüne kadar uygulanmayan ‘idam’ cezasına çarptırılmalıdır!
Suçları affedilmezdir. Lefkoşa’dan akıp bütün Mesarya’yı insan dışkısına boğan pişs akıntıların Mağusa’ya girişini engellemeye kalkışmak kimin haddinedir?
Bunlar ciddi suçlardır ve affedilmemelidir.
İrsen Küçük, Fuat Namsoy ve ekip arkadaşlarının ‘hukuki’, ‘yasal’ ve ‘etik’ icraatları ise tarihe altın harflerle geçirilmelidir.
Bak şu devletin teşviğine!
El-Sen ‘eylem’ çerçevesinde KIBTEK’e borcu olanların elektriğini kesmeye dün BRT ve YDÜ ile devam etti.
El-Sen Başkanı Çağlayan Cesurer’in dün yaptığı açıklamada enteresan bir detay vardı.
Bir süre önce 6 milyon TL’lik borcu yüzünden elektriği kesilen Cratos Otel’in elektriği nasıl bağlanmış, fark ettiniz mi?
4 milyonluk kısım için taksitlendirmeye gidilmiş, otel ilk taksitte 800 bin TL ödemiş.
2 milyon TL’lik kısmı ise ne olmuş?
İşte burası mühim: Devlet Cratos’un 2 milyon TL’lik elektrik borcunu ‘teşvik’ olarak üstlenmiş!
Nasıl yani?
Neyin teşviği?
Hangi kritere göre uygulanıyor ki bu teşvik?
Kim, kimi teşvik ediyor?
Kimler yararlanabilir acaba bu teşvikten?
Nasrettin Hoca’nın dediğinden!..