Okullar Nasıl Açılıyor?

Salih Sarpten

Yarın ilkokullar, Çarşamba günü ortaokul ve liseler açılıyor. Okullar açılıyor açılmasına da gerçekten bugünün genç kuşaklarına eğitim vermek için düzenlendiler mi? Yani gerçekten 2022 yılına yakışır bir şekilde açılıyorlar mı? İşte eğitim yönetiminin yanıtlaması gereken temel soru budur…

Belki farkında değilsiniz ama;

  • Yarın okula başlayacak birinci sınıflar 2016 doğumlulardır.
  • Ve bu çocuklar 2035 yılında liseden mezun olacaklar.

Yani bambaşka ihtiyaçların olduğu yeni bir çağın içine doğanlar ve gelecekte nasıl olacağını henüz kestiremediğimiz bambaşka bir dünya için yetiştirmemiz gereken çocuklarımızdır.

Geçmişte bizi etkileyen birçok şey, şimdiki kuşak için cazibesini yitirmiş durumdadır. Çocuk ve gençler yatmadan önce en son cep telefonunu, uyandığında da yine ilk cep telefonunu görüyorlar. Dijital ekranlar bugün bazen emzik, bazen eğlence, bazen de iletişim aracı olarak kullanılıyor ancak her nedense eğitim amacıyla bir türlü kullanılamıyor.

Peki ama neden?

Çünkü bugünkü eğitim yönetiminin sahip olduğu anlayış, yukarıda okuduklarınızın farkında bile değil.

  • “Okulların çatıları, kolonları, sütunları, duvarları, kapıları, pencereleri, kantinleri, tuvaletleri, koridorları, oyun bahçeleri bile tamam değil, ne teknolojisi!” dediğinizi duyar gibiyim…

Haklısınız durum tam da bu haldedir…

Bina bakım, onarım ve altyapı olarak dökülen okullarımızın dijital teknoloji ve nitelikli bir internet altyapısına sahip olmadığı aşikar. Yeni yapılan okullarımıza bile henüz elektrik bağlanamamışken, internet altyapısını sınıflara ulaşmasını beklemek hayalcilikten öte değil.

Dahası bu imkanları kısmen var olanların da her geçen gün yetersiz kaldığı, öğrenci ve öğretmenler tarafından etkin olarak kullanılamadığı bilinen bir gerçek. Teknolojik gelişimin, internetin renkli dünyasının içine doğmuş, okul dışındaki zamanında cep telefonu, tablet ve bilgisayarla sürekli yüz yüze olan bir öğrenci, okulunda bunları kullanamaması, dijital teknoloji ve internet ortamından faydalanamaması bu çağ için önemli bir eksikliktir. Öte yandan bu eksiklikler ve eğitimi yönetenlerin sahip olduğu 19. Yüzyıl anlayışı çağdaş eğitim sistemlerde yer alan “kodlama”, “yapay zeka”, “medya okuryazarlığı” gibi disiplinleri ve bu disiplinlere ait bilişim teknolojileri becerilerini sisteme entegre etmemizin önündeki en büyük engel olarak durmaktadır.

  • Okullar açılıyor ama gerçek anlamda çocuklarının ufkunu açacak, onları geleceğin ihtiyaçlarına yanıt verecek becerilerle donacak okulu ara ki bulasın…
  • Okullar açılıyor ama çocuklarımızın; mutlu olacakları, severek okula gidecekleri bir ortamla karşılaşacaklarına kimse inanmıyor…
  • Okullar açılıyor ama öğrenci de, öğretmen de, okul yöneticisi de, veli de okulundan mutlu değil, huzurlu değil…

Eğitim, rast gele yönetilecek bir alan değildir. Eğitimin yapması gerekenler, ulaşması gereken hedefler vardır. Eğitim ciddi planlamayı, programlamayı gerektirir. Eğitim, pedagojik ilkeler yerine siyasi kaygılarla karar almaya gelmez.


Buraya Dikkat

Okulun İlk Günü

Yarın okullar açılıyor ve okulun ilk günü bazı çocuklar için çok önemlidir. Okulun ilk günü çocukların hayatlarında önemli yer tutar. Yıllar geçse de okulun ilk gününde yaşanan olaylar unutulmaz. Bu önemli günde çocuk en duyarlı durumdadır. Her karşılaştığı olay, anne ve babasın tutumu çocuğu aşırı derecede etkiler. Anne ve babasından ilk defa ayrılacağı için yalnız kaldığında ne yapacağını düşünür. Genç beyninde farklı hayaller kurar. Bu görüntüsü anne ve babasını da etkileyebilir. Okul günü evdeki aşırı stres çocuğun üzerinde ağır bir yük getirebilir.  Bu nedenle okulun ilk günü bazı çocuklar için hayatlarının en kötü günü haline dönüşebilir. Bu durum da okuldan nefret etmenin tohumları atılmış olabilir. Bu günü en iyi geçirmek için bilim insanlarına göre yapılması gerekenler şunlar:

  • Birlikte evden çıktığınızda, çocuğunuza sakin ve mutlu görünmeye dikkat edin.
  • Çocuğunuz, onu bırakacağınız an tedirgin görünmeye başlarsa, arkadaşlarının ve öğretmeninin onu sabırsızlıkla beklediğini ifade edin.
  • Vedalaşmanızı kısa tutun ve okuldan ayrılın. Siz yanında olmasanız da çocuğunuz stresle baş edebilecek, sınıfına girdiği rahatlayacaktır.
  • Ayrılmadan önceki konuşmanızda çocuğunuza, okul çıkışı, tam zamanında onu almak için geleceğinizi söyleyin. Özellikle okulun ilk günü, anne-babadan birinin gelip alması ve verilen sözün tutulması çok önemlidir.
  • Eve geldiğinizde, çocuğunuzun okulda yaşadıklarıyla ilgili onunla konuşun. Her gün, okuldan sonra, eğer isterse okulda yaşadıklarını anlattığında onu zevkle dinleyeceğinizi ifade edin.
  • Kendi okul anılarınızdan bahsetmeniz, çocuğun olumsuz değerlendirmelerinin önüne geçip alışmasını sağlayabilir.

Okumuş muydunuz?

Geçici bir güven uğruna temel özgürlüklerinden vazgeçenler, ne özgürlüğü hak ederler ne de güveni.

Benjamin Franklin