Geçenlerde, ortasından itibaren bir sinema filmine takıldım. Adını da bilmiyorum, oyuncularını da, yönetmenini de. Filmin başlangıcını göremediğim gibi sonunu da göremedim. Ama gördüğüm kadarıyla bile konusu çok ilginç geldi bana. Kaba taslak hikayesi şöyle:
Bir tarihte (?), ülkenin yöneticileri, insanlığa en büyük zararın kitaplardan geldiğine karar verirler. ‘Yasak’ getirirler. ‘Yazılı’ olan her şeye. Yazılı herşey toplanmaya, imha edilmeye başlanır. Ortaya konan mantığa göre, insanlığın en büyük tehdidi, tarih boyunca kitaplar olmuştur. Dinler, ideolojiler, bilimdeki gelişmeler ve aklınıza gelebilecek her şeyin kötü kaynağı kitaplardır. Öyleyse kitaplar ve yazılı herşey yasaklanmalıdır...
***
Bir yandan filmi izliyorum, bir yandan da düşünüyorum. Doğru mu acaba ‘ diye.... İnsanları kutuplara bölen din kitapları takılıyor aklıma önce. Hz.İsa’nın ’İncil’i; Hz.Musa’nın ‘Tevrat’ı; Hz.Muıhammed’in ‘Kur’anı’..... Sonra, Marx’ın ‘Das Kapital’i, ‘Komünist Manifestosu’; Hitler’in ‘Mein Kampf’ı; Einstein’ın ‘İzafiyet Teorisi’; Freud’un ‘Theory of Sex’ kitapları geçiyor gözümün önünden teker teker. Ama.... En sonunda da, milletlerin Resmi Tarih kitapları’na takılıp kalıyorum. İnsanların bu kitaplarla, nasıl doğru veya yanlış yönlendirildiklerine v.s.
***
Resmi Tarih kitaplarında yazılanların tümü doğru mu ? Bu soruyu sordunuz mu hiç kendi kendinize ? Hiç ‘Acaba ?’ deyip resmi tarih kitaplarından başka kaynaklara girdiniz mi gerçeği öğrenmek için ?
Benim bu merağım, Kıbrıs’da yaşananlarla başladı. Çünkü, bu ülkede, dört dönemi yaşayan kuşaktanım. İngiliz Dönemini de yaşadım, Kıbrıs Cumhuriyeti Dönemi’ni de, 63-74 dönemini de... Şimdi de 74 sonrası dönemi yaşamaktayım...
İlgim, yaşadıklarım ve bildiklerimle, Resmi Tarih kitaplarında (Rum-Türk) yazılanlar arasındaki farkı farketmem sonrasında başladı. ‘Gerçekler’ üzerine derinlemesine araştırmaya başladım ufaktan ufaktan. Araştırdıkça sarsıldım; okudukça bunaldım; öğrendikçe sordum sorguladım. Sonuç : ???????
Kendi ülkemden sonra atladım dış dünyaya. Onlarda da öyle mi acaba ? merakımdan. Osmanlı tarihine, Türkiye tarihine baktım; Nazi Almanyasınının tarihine, Ruslarınkine, Amerikalılarınkine bir göz attım. Hepsi nerdeyse aynı mentalitenin ürünleri. “Neden ?” sorusunu sormaya kalktım kendi kendime, içinden çıkamadım. Kitaplarla, yazılanlarla aldatılan halklar çıktı karşıma.
***
Günlük gazetelerimize, her gün, en azından bir göz atan okuyucu sayısı kaç acaba ülkemizde ? Sürekli ‘kitap’ okuyanların sayısı kaç acaba ? Doğru ile yanlışı ayırma yetisini kazanmış kaç kişi var bu nüfus içinde ?
Sonuç mu ?
Nerdeyse, ‘okuma’nın zararlı olabileceğine inanasım geliyor artık. Ne okuyacağını bilemediğin sürece zararlı olmaya da devam edecektir. Tarih boyunca olduğu gibi....
Derinya –Ardıç v.s.
“Şöyleydi, böyleydi, şu şöyle olmalıydı bu böyle olmalıydı derken”, sonunda açıldılar.
Gönül, sekiz-dokuz olan ‘geçiş kapısı’ sayısının onbeşe, yirmiye çıkmasından yana. Hatta gönül, duvarların yıkılmasından yana. Ama hayatın bir gerçeği işte bu. Herşey gönlümüzden geçtiği gibi olamıyor bir sürü nedenle.
***
Derinya kapısının açılması doğuluları, Ardıç kapısı da batılıları mutlu etti eminim. Rum’unu da Türkü’nü de, Maronit’ini de. Umarım bu defter kapanmamıştır. Umarım, Lefkoşa’da da açılmasında büyük yararlar olacak, Çağlayan da Haspolat kapıları da açılır.
Sokak Ağzı
“Derinya’nın da Ardıç’ın da açılmasına çok sevindik. Sıra geldi Mağusa Kapısı yolunun açılmasına.” (Musa Z.Karam-Lefkoşa)
***
“Futbolu severim. Fırsat buldukça da izlerim. Ama birşey dikkatimi çekti. Siz şimdiye kadar bir maçı kaybedip de, ‘biz şurada-burada hata yaprık bu nedenle yenildik’ diyenini duydunuz mu ? Büyün yenilgilerin suçlusu hakem oluyor her nedense !!!” (Müjdat)
***
“Trafik magandaları yolları işgal etmiş durumda. Trafiğe çıktık mı evimize sağ salim gideceğimizden bile emin değiliz artık. Yöneticilerimiz ise masa başında oturup çözüm arıyorlar güya...” (Vicdan Özcemal)
***
“Adamın biri kumarhanede para çalmış. Haydan gelen huya gider, değil ? Zaten haram para değil mi kumar parası ? Adam haramı ortadan yok etmeyi düşünmüştür.” (Recep Gürtan)
***
“İrlandada UFO’lar görülmüş. Artım gelseler de meraktan kurtulsak. Acaba, onlar da dünyalılar gibi sahtekar, hırsız, yalancı, çıkarcı, vahşi mi ? Ben şahsen çok merak ediyorum.” (Nusret Kaycan)
***
“Kapılarla ilgili Hrisostomos da konuşmuş. Ama lütfen sussun. Kilisenin burnunu soktuğu herşey berbat oluyor sonunda.” (Hüseyin.C.-Lefkoşa)