Okuyorum

Okuyorum

 

Bu hafta size Amin Maalouf’un son kitabını tanıtıyorum. Yeni çıkan kitaplara yer veriyorum. Ülkemizin değerli şair ve yazarlarından Gürgenç  Korkmazel’in yeni kitabı okurlarıyla buluştu. Geçtiğimiz yıl yaşama veda eden Maeve Binchy’nin yeni kitabı Türkçe’ye çevrildi ve okura sunuldu. Bu kitaplar bu haftanın hoş sürprizleri oldu.
  Yarıyıl tatilinin son günleri gelip çattı… İki hafta daha çok uyumak ve dinlenmek güzeldi. Mutlu haftalar…


HAFTANIN KİTABI

Doğu’dan Uzakta
Amin Maalouf, Yapı Kredi Yayınları

Amin Maalouf Akdeniz’i,Doğu Akdeniz’i anlatan en iyi yazarlardan biridir. Lübnanlı oluşu ve Paris’te yaşamasından dolayı Orta Doğu coğrafyasını ve insanlarını da çok iyi tanır. Orta Doğu halklarının hüzünlerini, savaşlarını, yaşamlarını da iyi bilir. Afrikalı Leo’da büyük bir gezgini tanıtır, Semerkant’ta Nizamülmülk’ü, Melikşah’ı, Hasan Sabbah ve Ömer Hayyam’ı bir araya getirir… Tanios Kayası’nda Kıbrıs’a dek uzanır, Doğu’nun Limanları’nda Abdülaziz’in çocuklarını anlatır… Işık Bahçeleri’nde Maniheizm anlatılır, Yolların Başlangıcında Küba’ya kadar uzanan köklerin peşindedir…
   Doğu’dan Uzakta ise yaşadığı yerden uzakta Avrupa’da yaşayan bir adamın kendi ve uzun zamandır görmediği arkadaşlarıyla hesaplaşması, vatanı ile yaşadığı yer arasındaki hesaplaşmaları yer alıyor. İç savaş yüzünden ülkesinden çekip gitmesi ve çok uzun yıllar sonra eskide kalan hasta bir arkadaşını görmek için vatanına dönen bir adam yer alıyor. Doğduğu yeri yeniden görünce on altı güne sığan bir macera ve kendi ile hesaplaşması başlıyor… Gitmenin sebepleri kalmamanın gerekçeleri açıklanıyor, eski dostları toplayıp onlarla buluşma hazırlığı yapılıyor. Kitapta kahraman kendi hesaplaşmalarını yazarken Hıristiyan Araplara, Müslüman Araplara ve Yahudilere değiniyor. Filistin’in toplumlar için anlamlarına yer verirken çatışmaların nedenlerine de ışık tutuyor. Doğu’dan Uzakta ülkesinden uzun zamandır uzakta yaşayan bir adamın ülkesine döndüğünde yaşadıklarını, hatıralarını, değişenlerini, dostlarını ve olayların neden bu hale geldiğini anlatan bir roman… Yazar yine iyi bildiği Doğu Akdeniz’i anlatıyor.
  “Yaşadıklarımı güzelleştiriyorum belki, ama daha fazla ayrıntı hatırlamıyorum; fakat hislerimi ve yaşananların damağımda bıraktığı tadı hatırlıyorum. En ufak bir acılık yoktu. Ülkesini terk etmek eşyanın tabiatına aykırı değildi; bazen olaylar bunu dayatır; yoksa bir bahane bulmak gerekir. Ben bir ülkede değil bir gezegende doğdum. Tamam, tabii ki bir ülkede, bir şehirde, bir mahallede, bir ailenin içinde, bir doğum kliniğinde, bir yatakta doğdum… Ama hem ben hem de tüm insanlar için tek önemli şey, dünyaya gelmiş olmaktır! Dünyaya! Doğmak, şu veya bu ülkede, şu veya bu evde, dünyaya gelmek demektir”

 

YENİ ÇIKANLAR

Sırkıran
Gürgenç Korkmazel, Yapı Kredi Yayınları

“Kitapları Kıbrıs’ta yayımlanan Gürgenç Korkmazel’in öykülerini topladığı Sırkıran Türkiye’de basılan ilk kitabı. Korkmazel, Türkiye’de daha çok dergilerde yayımladığı şiir ve öyküleri, çeviri ve derleme kitaplarıyla tanındı.
Adeta şiirsel gücün beslediği bu ikinci öykü kitabı birbirinden çarpıcı öykülerle dolu. Bir kere, keder sık sık yerini ironiye bırakıyor. Sonra, doğa, yaşam, yalnızlık, sevgi, ölüm, cinsellik gibi konular sert bir dille, çarpıcı bir anlatımla işlenirken sanki hayatın ve insan ilişkilerinin sıradanlığı vurgulanıyor. Kısacası, başka bir kavrayışla okuru dinginliğe çağıran bir kitap, Sırkıran.”

Aşk Kırgınları

Nedim Gürsel, Doğan Kitap

“Bu kitabı yazma düşüncesi bir Venedik yolculuğu sırasında doğdu. Resimli Dünya’yı kaleme aldığım kentte ilk kez yalnız değildim. Roman kahramanı Kâmil Uzman’ın Lucia ile yaşadığı umutsuz aşkı çoktan unutmuş, kendimi başka çalışmalara vermiştim. Araya da başka kitaplar, yeni yolculuklar girmişti. Venedik, biliyorsunuz –ya da bilmiyorsunuz– âşıkların kentidir. Böyle bir algı var. Oraya balayına gidilir ve Rialto Köprüsü’nün üzerinde öpüşülür. Ama mutlaka öpüşülür. Yoksa Venedik’e gitmemiş sayılırsınız. Oysa ben, Rialto Köprüsü’nün üzerinde ya da bir gondolda sevgilimle öpüşmek için değil, bir roman yazmak için gitmiştim Venedik’e. Hem de üç kez. Ve her defasında yalnızlığın hüznünü yaşamıştım. Bu kez de bir sevgili yoktu yanımda, ama kızım Leyla vardı. Ona kenti gezdirirken ilerde, eğer evlenirse, eşiyle birlikte balayı yolculuğu için Venedik’e yeniden gelebileceğini, tüm masraflarını karşılayacağımı söyledim, pek oralı olmadı. Sonra da, Fransız edebiyatı dersinde okudukları Alfred de Musset ile George Sand’ın burada ayrıldıklarını, aslında Venedik’in âşıklara pek de uğurlu gelmediğini belirtme gereğini duydu.”


Dönüş Yolculuğu
Maeve Binchy, Doğan Kitap

Dönüş Yolculuğu’nda 20 öykü var. Kitaba adını veren ilk öykü, Amerika’dan doğum yeri olan İrlanda’ya gelen genç bir kız ile annesi arasındaki zedelenmiş ilişkinin haftalık yazışmalar yoluyla yeniden onarılmasını anlatıyor. Diğer öykülerde ise bavulları karışınca tanışan ve birbirlerinden hoşlanan iki yabancıyı, bir sekreterin patronuna karşı duyduğu tutkuyu, ilk görüşte birbirine âşık olan bir adam ile bir kadının hayal kırıklığını, mutsuz bir çiftin yanlış bir bavulla değişen hayatlarını ya da kendine güvenemeyen bir başka kadını tanıyoruz. Hayatın unutulmaz anlarını keşfe çıkaran Dönüş Yolculuğu’nda çok istense de yapılamayan kaçamaklar, sırdaş haline gelen gizli sevgililer, tüm dengeleri altüst eden yabancılar, annesine sürpriz yapan evlatlar, aile bağları, yıkılan hayaller, yeni başlangıçlar, gitmeler, gidememeler, yolculuklar var. Hayat da bir yolculuk değil mi zaten?

 

Mit ve Anlam
Claude Levi- Strauss, İthaki Yayınları


Lévi-Strauss, önce çağının egemen sosyal bilimler felsefesine; ardından antropolojideki üç ana akım olan evrimcilik, difüzyonizm ve fonksiyonalizme; varoluşçuluk ve hümanizme; Avrupamerkezci “tarih” ve “insan” kavrayışlarına; ve nihayet kendi toplumunun uygarlığına, yani tartışılamayacak denli kesin olduğuna inanılan modern Batının önkabullerine meydan okumuş ve hepsinin yetersizlik ve göreceliklerini tek tek göstermiştir.

Londra Bilmek İstediğiniz Her Şey
Klay Lamprell, NTV Yayınları

Dünyanın en ünlü şehirlerinden Londra’nın içyüzünü anlatan gerçek bir hikâyedir. Burada hem iyi hem de kötü şöhretli insanlar, tüyler ürpertici yeraltı mekânları, tarihin karanlık köşeleri ve tuhaf şahsiyetler hakkında çok sayıda büyüleyici hikâye bulabilirsiniz.
Öldürülen prensler, graffiti sanatçıları ve dünyanın dört bir yanındaki insanlarla ilgili şahane öykülere bakmadan geçmeyin. Karşınıza kraliyet şahsiyetleri, punklar, dedektifler ve akıl almaz derecede acayip yiyecekler çıkacak.

Ova Alev Alev
Juan Rulfo, Doğan Kitap,


Rulfo, Ova Alev Alev’de ağırlıklı olarak 1910-1920 yılları arasında gerçekleşen Meksika Devrimi ile ardından gelen Cristero Savaşı (1926-1929) sırasında geçen olayları ele alıyor. Konular, Meksika Devrimi sonrası toprak dağıtımındaki aksaklıklardan Cristero Savaşı sırasında Büyük Ova’da terör estiren haydut çetelerine, zeka geriliği olan yaşı belirsiz bir çocuğun tek bir paragraf halinde kendi kendine konuştuğu “Macario” öyküsündeki gibi iç monologdan üçüncü kişi anlatımına kadar geniş bir yelpazeye yayılıyor.

KİTAP DÜNYASI…
İstanbul’daki tarihi yapıların peş peşe yanması akla birçok soru işareti getiriyor. Hasan Fehmi Yılmaz, NTV Tarih Şubat sayısında yanan tarihi kaleme aldı…

Bridget Jones'un Günlüğü serisinin üçüncü kitabı, 13 yıl aradan sonra kasımda raflardaki yerini alacak.

TÜYAP tarafından Türkiye Yayıncılar Birliği işbirliği ile 13-17 Şubat 2013 tarihlerinde Antalya 2. Kitap Fuarı düzenleniyor

Dergiler Haberleri