Olacak mı, olmalı mı?

Tümay Tuğyan

 

Dönemin Başbakanı İrsen Küçük, çeşitli defalar yaptığı açıklamalarla, Türkiye’den borularla adaya gelecek suyun dağıtımının özelleştirileceğini söylemişti aslında.

Yıllar önce, projenin daha başlangıç aşamasında...

O dönem kamuoyu nezdinde çok da fazla ilgi görmeyen bu mesele, şu günlerde önemli bir gündem maddesi.

Çünkü projenin tamamlanmasına az bir zaman kaldı, ‘hava şartlarının elvermesi durumunda’ hedef Kasım sonu.

Türkiye Başbakanı Davutoğlu, geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği Kıbrıs ziyaretinde, İrsen Küçük’ün yıllar önce söylediğini bir anlamda teyit etti; suyun idaresine ilişkin öngördükleri ve üzerinde çalıştıkları modelin özelleştirme olduğunu, bunu ‘KKTC ekibiyle’ paylaşarak, ‘herkesi memnun edecek’ bir karar üreteceklerini açıkladı.

Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hamit Bakırcı ise kısa süre önce yaptığı açıklamada üç alternatifin ihtimal dahilinde olduğunu söylemiş, bu alternatifleri; ‘mevcut durumun devamı, dağıtımın yap işlet devret yöntemiyle tamamen özelleştirilmesi veya yarı özel yarı devlet modeliyle özelleştirilmesi’ olarak sıralamıştı.

Bakırcı, bakanlık olarak kendi önerilerinin, yap işlet devret modeliyle özelleştirme olduğunun da altını çizmişti.

Projeyi yürüten Türkiye Devlet Su İşleri’nin ‘KKTC ekibine’ önerisinin de bu yönde olduğunu, DSİ KKTC Proje Müdürü’nün Havadis Gazetesi’ne yaptığı açıklamadan biliyoruz. 

***

Sonuç ne olacak, henüz belli değil.

Ya da en azından henüz biz bilmiyoruz.

Bakırcı, ‘kararı hükümet verecek’ diyor.

Eğer kararı hükümet verecekse, hükümetin vereceği bu karar, kendi iradesini mi yansıtacak yoksa Türkiye’nin önerisinin kabulü/teyidi şeklinde mi olacak, o da ayrı bir merak konusu.

Çünkü proje kapsamında iki ülke arasında imzalanan protokol, projeye ait tüm kara hatlarını Türkiye’nin mülkiyetine veriyor, bu hatların işletme yetkisinin kimde olduğuysa, net bir biçimde kamuoyunun bilgisinde değil.

Peki KKTC hükümeti bu konuda ne diyor, ne yapıyor?

Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı topu Bakanlar Kurulu’na atmış durumda.

Hükümetin büyük ortağı CTP’den ise muğlak açıklamalar gelmeye devam ediyor.

Bakırcı, ‘bakanlık olarak çalışmamızı 6 ay önce Bakanlar Kurulu’na sunduk, kararı hükümet verecek’ derken, CTP Genel Sekreteri Kutlay Erk ise son olarak dün BRT’ye yaptığı açıklamada; ‘Elektrik, su, telekomünikasyon ve ulaşım gibi konular tamamen özelleştirilemez, su yönetimi Kıbrıslı Türklerin yönetiminde olacak, partimizin tezi budur. Su İşleri Dairesi ve belediyeler gelecek olan suyu yönetecek’ diyor.

Erk açıklamasında devamla, ‘suyun yönetimi belediyelerde olmalı ve buna kimse müdahale etmemeli’ de diyor.

Bu açıklamanın ardından haliyle şöyle bir soru ortaya çıkıyor:

Olacak mı, olmalı mı?