Demokrat Parti (DP) Lefkoşa Milletvekili Serdar Denktaş, virüsün yayılmasını önlemek için sokağa çıkma yasağının en etkili önlem olarak görüldüğünü belirterek, “Hükümet değil devlet tüm ihtiyaçları gidermek ve ortaya çıkacak sektörel ve bireysel olumsuzlukları çözmek için seferber olmalıdır” dedi.
Denktaş yazılı açıklamasında, Nisan ayında yapılacak seçimleri “oyvirüs” olarak niteleyerek, “Ülkemizde oyvirüsün, coronavirüs ve etkilerini önemsizleştirdiği bir süreç yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
Hükümetin aldığı önlemleri azımsamadığını ifade eden Denktaş, “Zor bir süreçten geçiyoruz ve bu yüzden Cumhurbaşkanlığı’nda gerçekleşen toplantıda Başbakan’a açık çek vererek her türlü desteğe hazır olduğumuzu beyan ettik. Hükümetin aldığı tedbirler OHAL ilan etmeksizin virüsün yayılmasını önlemeye odaklı. Halkımızın bu kararlara yaşamakta oldukları panik psikolojisi içinde uyma gayreti göstermesi ve hatta bireysel OHAL ilanı ile bu kararlara katkı koyması son derece dikkat çekici” dedi.
Denktaş, yaşanmakta olan panik döneminin şimdilik bu sürecin ekonomik sonuçlarını düşünmelerini engellediğini ifade ederek, virüsün çaresinin bir şekilde bulunacağını, ancak şimdiden tedbir alınmazsa kendilerini felaket bir ekonomik kriz içerisinde bulmalarının kaçınılmaz olacağını kaydetti.
“Gördüğüm kadarı ile hükümet, OHAL ilanının kamu maliyesinde yaratacağı olumsuzluğu görerek ve elbette bunun maaşlarla ilgili olumsuzluklarının ortaya çıkaracağı oy kaybını da hesaplayarak bu kararı almaktan kaçınmaktadır” görüşünü dile getiren Denktaş, şöyle devam etti:
“Oysa mesele sadece kamu maliyesi gelirleri değil. Gündelikçi çalışanın ekmek parasından tutun kredi kartı taksitleri, elektrik, su paraları, günlük kullanım hesaplanarak alınan erzakın bozulması ile ortaya çıkacak sermaye kaybı ve daha saymakla bitmeyecek bir sürü sorunla yüz yüze gelinecektir. Hepimizi virüs salgını sonrası kaotik bir ortam beklemektedir ve bu kaçınılmazdır.
Sadece kamu alacaklarının ertelenmesi asla yeterli olmayacaktır. Özel sektörün her kesimine yönelik kararların çok hızlı bir şekilde üretilmesi gerekmektedir ve bu nedenle mutlaka olağanüstü durum ilan ederek, sağlıkla ilgili kararlar kadar ve hatta daha da önemli olan ekonomik ve sosyal kararlar süratle hayata geçirilmelidir.
Ne acıdır ki kısa süre sonra seçim var diye şu an yaşanmakta olan "kriz döneminde oy devşirme" kaygısı ve ayni zamanda halkımızın büyük bir çoğunluğunu etki altına almış olan virüs paniği olaya bir bütün olarak bakmamızı engellemektedir.
Virüsün yayılmasını önlemek için sokağa çıkma yasağı en etkili önlem olarak görülüyor… Yaratacağı olumsuzluklar olacaktır.
Hükümet değil devlet tüm ihtiyaçları gidermek ve ortaya çıkacak sektörel ve bireysel olumsuzluklari çözmek için seferber olmalıdır.
Ortaya çıkacak sorunların altından kendi başımıza kalkabilmemiz mümkün değildir. Bu nedenle dış finansal desteğe koşulsuz ihtiyacımız olduğu bilinen bir gerçektir.
Bir başka gerçek daha var. Oy devşirme kaygısı devam ederken bu sorunların altından kalkacak zaman ayırmak ve açık fikirle olaylara yukarıdan bakabilmek mümkün değildir.
Hepimizin şimdi tüm önerilere açık ve oy kaygısı gütmeyecek bir ortamda önümüzdeki son derece zor dönemin en az zararla atlatılabilmesi için gönül birliği içinde çalışması gerekmektedir.
Seçim ne zaman istersek o zaman yapılır. Geçimimiz sıkıntıya girmişse seçime gerek kalmaz.
Başta Amerika olmak üzere dünyanın almakta olduğu sosyo-ekonomik tedbirlere göz atmakta fayda var. Gelin her iki virüsü birlikte yenelim.”
Arıklı: "“Hükümet olağanüstü durum ilan etmeden başarılı olamaz”
YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, Bakanlar Kurulu'nun ilan ettiği kararların son derece yerinde ama eksik kararlar olduğunu savunarak, hükümetin olağanüstü durum ilan etmeden başarılı olamayacağını kaydetti.
Arıklı yazılı açıklamasında, bu kararlar yanında ekonomik ve sosyal hayattaki yan etkileri giderecek tedbirlerin de alınabilmesi için mutlak surette Anayasa’nın 124. maddesi uyarınca Olağanüstü Durum İlan edilmesi gerektiğini ifade ederek, şunları dile getirdi:
“Alınması gereken ekonomik tedbirler de var"
“Hükümetin olağanüstü kararları alıp uygulayabilmesi için kanun hükmünde kararname çıkarması elzemdir. Bu kararnameleri çıkarma yetkisini de ancak olağanüstü durum ilanı ile mümkündür.
Ayrıca alınması gereken ekonomik tedbirler de vardır. Özel sektörün faaliyetlerinin sonlandırılması ile ortaya çıkacak ekonomik bunalımın aşılabilmesi için fonlardaki paraların kullanılması, bankacılık faaliyetlerinin yeniden düzenlenmesi, faiz uygulamalarının gözden geçirilmesi, özel sektör çalışanlarının Sosyal Sigorta ve İhtiyat Sandığı yatırımlarının desteklenmesi gibi daha birçok radikal kararlar üretilmesi gerekebilecektir. Hükümetin Olağanüstü Hal (Durum) ilan edip kararname çıkarma yetkisi elde etmeden bu tür kararları alması mümkün değildir. Aynı şekilde kısmı sokağa çıkma yasağı ilan edilmeden alınan tedbirlerin başarıya ulaşması da mümkün olmayacaktır.”
"Fikir ayrılığı... Kaygı..."
YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, bu konularda hükümet ortakları arasında fikir ayrılığı olduğu iddialarının, halkın alınan kararlara güvenini de sarstığını, öte yandan hükümetin “sanki Cumhurbaşkanına rol kaptırmama kaygısı ile onun başkanlığında toplanıp karar almamaya çalışmasının” da kaygıların artmasına neden olduğunu kaydetti.
Muhalefetin hükümete, alınacak her kararda destek vermesinin hükümet için bulunmaz bir fırsat olduğuna işaret eden Arıklı, “Buna rağmen Hükümetin yönetim becerisini tam olarak ortaya koyamaması üzüntü vericidir. Umarız Hükümet ortakları seçim endişesini bir kenara bırakarak ülke çıkarları doğrultusunda karar üretirler” ifadelerini kullandı.