Yeni haftaya iki yeni Cumhurbaşkanı adayıyla girdik; biri UBP Genel Başkanı Ersin Tatar, diğeri YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı.
Ersin Tatar ve Erhan Arıklı’nın bana göre diğer adaylardan farkı, her ikisinin de seçimin ilk turunu sürpriz denebilecek sonuçlarla tamamlama ihtimalleridir.
Tatar, en büyük partinin adayı…
UBP, en geniş örgüt ağının sahibi!
Fakat UBP, karışık.
Tatar’ın, ‘parti içi dargınlıkların böylesi önemli bir cumhurbaşkanlığı yarışında bir kenara bırakılması gerekiyor’ şeklindeki açıklamaları, bu nedenledir.
Metin Münir’in önceki gün T24’te yayınlanan ve Tatar’ı, hükümet ortağı Özersay’a ‘kazık atmakla’ suçlayan HP yanlısı yazısının ardından UBP içerisinde yükselen öfke, partide yeni değerlendirmelere vesile olur mu bilinmez ancak bu birkaç cepheye bölünmüşlük, Ersin Tatar’ın cumhurbaşkanlığı yoluna taş koyabilir.
Türkiye faktörü burada büyük önem kazanıyor ve tam da bu noktada, YDP devreye giriyor.
Tatar’ın Cumhurbaşkanlığı seçiminde başarısız olmasını ve bu şekilde genel başkanlık koltuğunun da sallantıya girmesini ‘uman’ parti içi muhaliflerin, oyları YDP’ye yönlendirmeye çalıştığına dair bilgiler var.
Birebir konuştuğum bazı Türkiye kökenli UBP’lilerin de benzer bir eğilim içerisinde olduğunu, ilk turda partilerinin adayı olan Ersin Tatar’a oy vermeyeceklerini gözlemliyorum.
Bloklar halinde Erhan Arıklı’ya oy vereceklerini söylüyorlar.
Burada amaç, Arıklı’yı ikinci tura çıkarmak değil, Tatar’ın ikinci tura çıkmasının önünü almak.
Peki bu dolaylı olarak kime yarar?
‘Kime yarar?’ sorusuna ‘tahmini’ cevaplar aramadan önce, bahse konu UBP seçmeninin, bunun açıkça kime yaramasını istediğini söyleyelim…
Beklentileri, Tatar’ın yarışta geriye düşmesi ve ikinci tura Akıncı ile Erhürman’ın çıkması.
Bu noktadan sonra da desteklerini, ‘siyasi duruş olarak kendilerine daha yakın hissettiklerini’ ifade ettikleri Erhürman’a kanalize etme niyetindeler.
YDP’nin de Erhürman’a sıcak baktığını, bizzat genel başkanının açıklamalarından biliyoruz.
Her ne kadar Arıklı zaman zaman ters köşe yapıp, ‘federasyon isteyen bir adaya destek olamayız’ dese de, Akıncı ve Erhürman arasında yapılacak bir tercihin adresinin, Erhürman olacağı ortadadır, çünkü bu noktada başka birtakım unsurlar, örneğin Türkiye hassasiyetleri devreye girecektir.
CTP de bu durumun çok farkındadır ve seçim hesapları yapılırken, önce YDP’ye ve sonrasında da ikinci tura kalmaları halinde kendilerine kanalize olacak bu oylara güvendikleri, nettir.
Şimdi gelelim, yazının başında da değindiğimiz Türkiye faktörüne.
Türkiye, ama açıktan ama perde gerisinden, ama sınırlı ama yoğun bir biçimde, her seçime bir şekilde müdahil olmuştur.
Zaman zaman tüm sürece yayılmış biçimde, zaman zamansa son gece operasyonlarıyla iradeye etki etme kabiliyetini kullanmayı tercih eden Türkiye’nin, Nisan 2020 için ne düşündüğünü, kartlarını nasıl oynayacağını henüz açık bir şekilde bilmesek de, özellikle Türkiye kökenli seçmen üzerinde var olan baskın ‘nüfuzunu’ nasıl kullandığını, ilk turun sonucuna bakarak çok net bir biçimde anlayacağız.
Eğer Ersin Tatar, beklediğinin altına düşer ve Arıklı, kendi oy potansiyelinin üzerine çıkarsa, anlayın ki Türkiye’nin tercihi, Tufan Erhürman’dır ve Türkiye ilk tur kartını, dolaylı ama bilinçli olarak Erhürman lehine masaya sürmüştür.
Olamaz mı, e olabilir!