Birkaç sene önce ‘taş ocakları’ndan birine gitmiştim.
İşçilere yönelik “Tedbir al, kendini koru” gibisinden kocaman bir tabela vardı.
Nasılsa ‘devlet’ seni koruyamazdı…
‘Devlet’ kendini korumaktan aciz, bildiğiniz gibi…
***
Son iki sene, iş kazalarında ölümler zirve yaptı.
Toplumda çok da ‘gündem’ olmadı.
Niye?
Söylemeye ‘utandığımız’ gerçekten dolayı.
Çünkü ölenler, çoğu çalışmak için adaya gelen, fakir fukara kesimler.
Kıbrıs’a dair bir bağları yok…
Ne bir sosyal çevreleri var…
Ne de ‘çıkar grupları’ arasında ilişkileri…
Kendi yakın çevreleri dışında ağlayanları yok çok fazla…
Ve cenazeleri dahi haber olmuyor, tabloid sayfalarda, tek sütuna…
***
Taş ocağında, ‘taş kırma aracı’ devrildi dün…
Ve bir işçi daha öldü…
Öyle ‘aşırı sürat, alkollü sürüş, refüj’ falan yok bu işte!..
Bu insanlar ‘dağ başında’ çalışıyor…
Ya ‘zemini’ yok çalışmaya, koca araç devriliyor…
Ya da ‘güvenli’ bir ortam…
Belki eğitimi eksiktir araç kullanmak için...
Belki bile bile ‘vasıfsız’ işçi...
‘Kaza’ dedikleri ‘ihmal’dir yüksek ihtimalle...
***
Çevre Bakanı Bakırcı, daha bir hafta önce ‘taş ocakları’nı ziyaret etmiş ve yakınmıştı…
“Bilimsel yöntemler yok, sorunlar var” diye…
Eğer sorun varsa, kapatacaksınız.
Ne zaman ki ‘bilimsel’ yöntemler oluşur…
Ne zaman ki ‘işçi güvenliği’ sağlanır…
Ne zaman ki ‘çağdaş bir yapıya’ kavuşur buraları…
İşte o durumda, yeniden verirsiniz işletme iznini…
***
Etliye sütlüye dokunmadan…
Uyarmakla yetiniyor, ‘ah’lıyor, ‘vah’lıyoruz...
Meselenin “halkla ilişkiler ve reklamcılık” boyutunda iyiyiz de…
Etkin önlem alamıyoruz…
***
Bir ‘cenaze’ daha toprağa verilecek, sessiz sedasız…
Ve işçinin ölümü, ne çenesini yoracak ahalinin, ne de ıslatacak gözünü…