Kudretliyken dünyalara hükmeden Kanuni Sultan Süleyman, hastalanıp yatağa düştüğü vakit fark etmişti ki sağlıktan önemlisi yok hayatta…
Şöyle yazmıştı Kanuni:
“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi…”
Bir çeşit ‘pişmanlık’ da var Sultan’ın dizelerinde ve tabii nasihatler…
Diyor ki padişah hasta yatağında, “Sağlığınıza dikkat edin ey insanlar, gerisi hikayedir bu hayatta… Bakın, ben bile, koskoca sultanınız bile ne hale düştüm!.. Aldığınız nefesin değerini bilin…”
Geç de olsa doğru tespitler bunlar…
Ve derslerle dolu…
İnsan ‘ne oldum’ dediği vakit, eline ‘güç’ geçtiği vakit, ‘yarın ne olacağını’ hesaplamadığı vakit farklı bir dünyada yaşayabiliyor.
Egoları, hırsları, tatmin bekleyen arzuları tavan yapabiliyor.
Aynanın karşısında kendisini ‘dev’ gibi görebiliyor.
‘Şu karşıdaki tepeyi ben yarattım’ zannına kapılabiliyor.
Astığı astık, kestiği kestik, doğradığı kabak, yediği bullez olabiliyor.
Ve filmin bir yerinde olanlar oluyor!
Bindiği eşekten düşüverince aşağıya, kıç üstünde buluveriyor kendini ve sonra da ‘pişman’ oluyor.
Başlıyor dua etmeye, günah çıkarmaya, af dilemeye, itiraf etmeye…
* * *
“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi…”
46 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nu yöneten Muhteşem Süleyman böyle dedi…
Ve “Sultan Süleyman’a kalmadı, hababam dönenen şu dünya…”
Kimseciklere kalmadığı gibi…
Ve fakat kimi ‘kimsecikler’ sanki hababam dönenen şu dünya kendilerine kalacakmış, bir şekilde elde ettikleri kudret sonsuzmuş, taktıkları apolet onların başını göğe erdirmiş gibi davranmaya devam ediyorlar, yazık!..
Kanuni öleli 450 sene oldu, ama hala kendini ‘sultan’ sanan da var, ‘bulunmaz Yahudi kumaşı’ da, hatta ‘tapılacak Tanrı’ da!..
Nerede mi?
E bir bakın etrafınıza!..
* * *
Kanuni “Sağlıktan ötesi yok” dedi. Ve girişte ‘devlet’e atfettiği önemin ‘o an’ geldiğinde ne kadar anlamsızlaştığından dem vurdu.
Oysa devleti yerlere göklere sığdıramıyordu Sultan…
‘Muteber’ diyordu onun için… Halkın ‘en itibarlı varlığı’ diye niteliyordu.
Oysa ‘devlet’ her zaman itibarlı olmuyor ki…
‘Halk için’ olmayan devletlerin, halklara neler yaptığı belli…
Faşistse yönetim, baskıcıysa, o ‘devlet’ insanlara mutlu bir hayat verebilir mi?
Bölücüyse, ‘yurttaş’ dedikleri arasında ayırım yapıyorsa, kimileri kepçeyle götürürken, geniş kitlelere ‘kaşık’la bile vermemek için aniden ‘tutumlu’ olabiliyorsa, sever misiniz böyle bir ‘devlet’i?
Korumuyorsa, ‘altında kalanın boynu kopsun’ diyorsa eğer, ister misiniz böyle bir devleti?
Sultan Süleyman “olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” demişti.
Haklı…
Peki ama şöyle bir nazire uygun düşmez mi günümüze sizce de:
“Olmaz olsun devlet cihanda, halkı eşit değilse gözünde…”
Uymadı mı bu bize?
(Arşivimden)