“Işığı göstermezseniz, kimse oraya yürümez.”
Şimdi bunun altına parantez içinde (Kızılderili
atasözü) diye yazsam, inanan çok olur.
Ama yazmıyorum, çünkü bu bir Kızılderili atasözü
değil. Atasözü de değil.
Uydurma.
Ben yazdım.
Belki de birkaç yüz yıl sonra ‘atasözü’ bile olabilir(!)
Neden olmasın ki?
Bizim KKTC’de ne cevherler var da haberdar değiliz.
Neden ‘atasözü’ de üretmeyelim?
Hem zaten bir süre sonra belki bizim toplum için de
‘Son Mohikan’ türü filmler, belgeseller yapılacak.
Veya ‘Tükenen Kabile’…
‘Tüketilen’ ya da…
* * *
Filmi, belgeseli bir tarafa koyalım.
Hakikaten çok mühim işler yapılıyor memlekette.
“Işığı göstermezseniz, kimse oraya yürümez” cümlesini kurmama sebep olan da bu zaten…
Çok örnek var, ama mesela Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu’nun söylediklerini hepsinden ayırmak lazım.
Dedi ki bakanımız “Turizmde rakip görülmeye başladık…”
Waw!..
Nerede?
Hangi bağlamda?
Nasıl?
Gerçekten mi?
* * *
Bakan ve ekibi dünyanın ne kadar turizm fuarı varsa
geziyor, sonra da böyle bir cümlenin de geçtiği
‘basın açıklaması’ yapıyor.
Demek ‘rakip görülen destinasyonlar’ arasına girdik KKTC olarak!
Rakibimiz kimler peki?
Yani bizi hangi ülkeler ‘rakip’ görüyor acaba?
KKTC’nin taşıp dökülen ‘turist pastası’ndan pay
koparmaya göz diken rakiplerimiz hangileridir?
Bunu da açıklasaydı Ataoğlu bari…
Mesela akla ilk etapta Kıbrıslı Rumla geliyor.
“Acaba” diyorum “Geçen sene 3 milyon turiste turist demeyen Rum turizmciler, bizim pastaya da mı el atacak da Fikri Bey bunun istihbaratını mı aldı?”
Çok mühim bu!
* * *
Peki acaba nelerimizle ‘cazip’ olabildik potansiyel turistlere?
Başkalarında olmayıp bizde olan ne gibi ‘rekabet üstü değer’imiz var?
Kuşkusuz ‘kumarhaneler’imiz var turizmde en büyük payı elinde tutan…
Ve bir de Güzelyurt-Lefkoşa anayolu üzerindeki ışıl ışıl binalarımız!
Güneşimiz ve denizimiz de var tabii. Lakin denize girilecek yer kalmadı.
Tarihi, kültürel eserlerimiz de var, ama onlar devasa binaların, beton yığınlarının arasında görünmez oldu.
Sadece turizmden değil, çevreden de sorumlu Fikri Ataoğlu’nun bu konularda ne denli güçlü bir rakip olduğumuzu da anlatmasında büyük fayda var.
Hem ‘rakip’ olurken KKTC turizmi, adaya geliş-gidişleri nasıl halledeceğimizi de söylesin bize…
Yoksa ‘teşvik’le mi?
* * *
Bence Bakan Fikri Ataoğlu ‘şaka’ yapıyor.
Ya da ‘ben ışık var diyeyim, beki inanan olur, peşimden gelir’ mantığıyla konuşuyor.
Eh, bu da bir maharet…
‘Olmayan ışığı’ varmış gibi göstermek zor zanaat…
Maşallah, beceriyor bizimkiler bu işi!..