SOYER’DEN YOLSUZLUK ÇIKIŞI
Kıbrıs Türk siyasetinin etkili isimlerinden eski Başbakan ve eski CTP Genel Başkanları’ndan Ferdi Sabit Soyer, GAK TV’de Damla Dabiş Özel’in konuğu oldu, özlenen tarzıyla, önemli ve dikkat çekici açıklamalarda bulundu.
Yolsuzluklarla ilgili soruşturmaların uzadığını ve esasen ‘sistemdeki’ sıkıntılar nedeniyle sürüncemede kaldığını ifade eden Soyer, Polis, Savcılık, Sayıştaylık gibi kurumların dosyaları birbirlerine gönderdiğine işaret etti.
“Sen postacı mısın” çıkışında bulunan Soyer, bu ayrı ayrı soruşturmalar, soruşturma üstüne soruşturmalar yüzünden süreçlerin uzadığının altını çizdi. “Ölme eşeğim ölme derdi eskiler” diyen Ferdi Sabit Soyer, sistemde değişiklik yapılarak soruşturmaların birlikte ve hızlıca sürdürülüp tamamlanması gerekliliğine de değindi.
BÜYÜKELÇİ KANBAY’A TEPKİ:
“Bizim ahali, güneşte kalmış tereyağı gibi…”
Büyükelçi Kanbay’ın ‘giderayak’ sert açıklamalar yaptığını anımsatan Ferdi Sabit Soyer, Kanbay’ın ‘bir imza verilince paralar bizim kasaya girecek diye bir şey yoktur, KKTC’ye ne duygusal, ne manevi bakışımız da yoktur’ sözlerinin altını çizdi.
“Vay guzum vay dedim… Demek sizin KKTC’ye ne ne duygusal, ne manevi bakışınız yok. Bizim ahali da Türkiye’ye bakışta büyük ölçüde manevi ve duygusal nedenlerden ötürü güneşte kalmış tereyağı gibi erir” diyen Soyer, eski Büyükelçi Kanbay’ın üslûbunun çirkin olmasının yanı sıra, UBP’nin yıllardır en iyi yapmakla övündüğü ‘bir imza ile paraların oluk oluk kasaya girdiği’ yanlışının da ortaya çıktığını belirtti.
TÜRKİYE’YE PROTOKOL SİTEMİ:
“Gelecek bir kaynağa fren yapma hakkını kendinde nasıl görebiliyorsun?”
Türkiye ile 2016 yılında imzalanan protokolde 2018 için enflasyon öngörüsünün %5 olduğuna işaret eden Ferdi Sabit Soyer, bugün enflasyonun %45 olduğuna vurgu yaptı.
“Peki nasıl olur da sen, %5, hatta %3 enflasyon öngörüsü ile hazırladığın protokolün, %45 bir enflasyonda halen daha uygulayın diye, gelecek bir kaynağa fren yapma hakkını kendinde görebiliyorsun” diyen Soyer, şartların değişmesi gerekliliğinin altını çizdi.
Protokolün gözden geçirilmesinin yanı sıra, ‘ciddiyet, güven, kararlılık’ yaratma içgüdüsü ile UBP’nin tarihte ilk kez bir protokolü Meclis’ten geçirdiğini anımsatan Soyer, oyçokluğu ile imzalanan bu protokolün yasa hükmüne de döndürüldüğünü ve bunun UBP Hükümeti döneminde yapılmış çok büyük bir hata olduğunu belirtti.
ZAROĞLU ZORLANIYOR
“Seçilmeden önce bu kadar zor olduğunu bilmiyordum”
Yeniden Doğuş Partisi’nin iki Milletvekili’nden biri olan Bertan Zaroğlu, BRT’de Pembe Paşaoğluları’nın sorularını yanıtladı. Meclis’teki ‘tantanalı’ ilk günlerinin ardından ‘sessizliğe’ bürünüşüyle ilgili YDP’nin diğer milletvekili, Genel Başkan Erhan Arıklı ile ‘görev paylaşımı’ yaptıklarını söyleyen Zaroğlu, Arıklı’nın Meclis’i devraldığını, kendisinin de diğer işlere baktığını söyledi.
“Seçilmeden önce milletvekilliğinin bu kadar zor bir iş olduğunu bilmiyordum. Günde en az 300 dakika telefonda konuşuyoruz” diyen Zaroğlu, vatandaşların sorunları ile ilgilendiğini ifade etti.
Kendi ‘KKTC Vatandaşlığı’ ile ilgili ‘algı operasyonu’ yapıldığını da savunan Zaroğlu’nun katıldığı program süresi boyunca dilinde de hep ‘vatandaşlıklar’ vardı.
Verilen vatandaşlıklar, geri alınan vatandaşlıklar, çıkarılacak vatandaşlık yasası derken, konunun ‘çok iyi bildiği bir konu’ olduğunu iddia eden Zaroğlu, ‘vatandaşlık işleri yürütsün’ diye milletvekili olmuş görüntüsü çizdi.
BİR YORUM
‘Terk edilmiş’ ANAYOL!
Lefkoşa – Girne Anayolu’nun bu ülkenin en fazla kullanılan yollarından biri olduğunu söylemek sanırım hata olmaz. Ülkenin en çok kullanılan ama en terk edilmiş görüntüsü veren Anayolu desem hatta, yine hata yapmış olmam sanırım.
Hani sadece, Türkiye’den ‘önemli’ ziyaretçilerin güzergâhı olduğu zaman temizlenen, ‘peyzaj sever’ iki belediyenin sınırları arasında kalan şu Anayol…
Her gün gidiş – geliş kullandığım bu yolun kenarları ve orta refüjündeki kuru otlar, dallar ağaçlar, çöpler artık kontrolden çıkmış durumda.
Yavaş sayılamayacak bir hız limiti ile seyredilen bu yolda, artık yola taşmış durumdaki dallara, otlara çarpan bir aracın kontrolünü kaybetme ihtimali oldukça yüksek.
Yine o birbirine girmiş, karşı şeridi, arkasını göremez hale gelecek şekilde yükselmiş otlar arasından birinin yola atlaması (ki alınan bir takım önlemlere karşın bunun önüne geçilemedi) durumunda sürücülerin bunu fark edebilme ihtimali ise oldukça düşük.
Yukarıda da bahsettiğim gibi peyzaja meraklı iki belediye Dikmen ve Gönyeli Belediyeleri’nin sınırlarının bittiği noktadan itibaren ‘terk edilmiş’ görüntüsü veren bu ANAYOL, gün geçtikçe ciddi tehlike de arz ediyor.
Ne yazık anlaşılan o ki, Türkiye’den gelen önemli ziyaretçilerin gözüne hoş görünmek, bizlerin canından çok daha kıymetli!
ALINTI: Sayın Akıncı’nın ve CTP’nin her türlü müdahaleye rağmen Federal Kıbrıs’ın tek çözüm modeli olduğuna vurgu yapmaları gerçekten umut vericidir ancak maalesef tek başına yeterli değildir. Cesaret de gereklidir. (Hasan Ulaş Altıok)