“Ölülerin sözcüsüyüm”

Herkesin hayatının nasıl geçtiğini merak ettiği Adli Tıp Uzmanı Doktor İdris Deniz, ‘adres kıbrıs’a konuştu. Mesleğini ve zorluklarını anlattı

Devrim DEMİR 

Otopsi kelimesi kulağa hoş gelmese de hayatın bir gerçeği. Hastanelerin en alt katında bulunan ‘Morg’a kimse girmek istemez. Yıllardır burada tek başına görev yapan bir doktor. Özel hayatı işine endeksli, hemen her gün birden fazla kişinin aradığı bir isim Adli Tıp Uzmanı Doktor İdris Deniz.

Yıllarca acil serviste doktorluk yaptıktan sonra, “Canlılardan sıkıldım” diyerek Adli Tıp Uzmanı olduğunu anlatan Doktor İdris Deniz, 24 saatini anlattı.

Hayatının büyük bir kısmını Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde, birçok kişinin ürkerek baktığı ‘Morg’ bölümünde geçiren Deniz, “Huzur bulduğum tek yer burası” sözleri ile başlıyor anlatmaya.

Ülkede tek Adli Tıp Uzmanı olarak görev yapan Deniz, her türlü adli vakaların yanı sıra, mahkemelerdeki davalara da gidiyor.

9 yıldır tek olarak otopsi işleri ile uğraştığını anlatan Deniz, “Yılın 365 günü 24 saat onkol bir şekilde yaşamımı idame ettiriyorum. Telefonum uykumda bile çalsa cevap vermek zorundayım” sözleri ile devam ediyor.

“RAPORLARIMI DA KENDİM YAZIYORUM”

Hastane memurunun yazması gereken raporları da kendi yazan Deniz, yıprandığını ifade etti:

“Arandığım her saat ulaşılabilecek şekilde çalışıyorum. Otopsiler zamanında yapılmasına rağmen ek tetkikler için 2 kez rapor yazıyorum. Otopsiler polis bazında yapıldığı için mahkeme aşamasında da bilirkişi olarak mahkemede tanıklık yapıyorum. Bazı davalara birden fazla çağrıldığım zaman da oluyor. Raporlar için bölümümde bir memurun olması şart, sadece işim otopsi ile sınırlı kalmıyor. Kısacası hayatım işime endeksli olduğu için belli sıkıntılar yaşıyorum”

HER TÜRLÜ OLAYA TANIKLIK EDİYOR

Çocuğundan, gencine, vahşi bir cinayete veya bir cinsel istismar olayına ilk müdahale eden ve teşhisi belirleyen Doktor İdris Deniz her türlü olaya tanıklık ediyor. Deniz, işini çok sevse de tek başına yıllardır yorulduğunu ifade ediyor.

“Bir günde 4 veya daha fazla otopsiye giriyorum. Otopsi işlemleri bitince benim için gün bitti evime gideyim anlamına gelmiyor. Akşamüstü bir işkence, bir cinsel istismar mutlaka adli bir vaka geliyor. Evime gidince de rahat değilim, her an belli bir saatte telefonum çalıyor. Ülkedeki adli olaylar arttıkça otopsi sayısı yıldan yıla yükseliyor” dedi.

DENİZ: SOSYAL HAYATI UNUTTUM

Eşi ve kızının da Tıbbın içinde olması nedeniyle, iş yoğunluğunu anlayışla karşıladıklarını ifade eden Deniz, “Eşim de kızım da en büyük destekçim olsa da zaman zaman onlar da bana sitem ediyor. Her baba gibi kızımın en basit bir sınavına bile katılamıyorum, o özel gününde bile yanında olamıyorum. Sosyal aktivitem yok. Balık avlamayı çok seviyorum, kendime olta takımı almıştım geçen yıl, sadece iki kez o zevki yaşayabildim. 80 gün iznim var sadece 4 gününü kullanabildim”.

“MEYHANEDE ÇALAN TELEFON HER ŞEYİ BİTİRİYOR”

“Özel hayatım” yok diye sitem eden Deniz, “Misafirlerim geliyor ben de gezip eğlenmek hayali kuruyorum ama olmuyor. Bir meyhaneye gidip ağız tadı ile eğlenemiyorum. En güzel sohbet anında çalan bir telefon benim için gecenin sonunu getiriyor. En büyük isyanım tek olmam, bütün yük üstümde ve her şeye gitmek zorundayım. Niye herkes gibi eğlenemiyorum, herkesin yaşadığı keyfi yaşayamıyorum defalarca bu soruyu kendime sorsam da aslında cevap belli; ben bu mesleği seçtim ama benim için bir yardımcı şart” sözlerini ifade ediyor.

“YILBAŞI ERTESİ HERKES UYUYOR… BEN OTOPSİ İÇİN HASTANEDEYİM”

Her gün birçok ölüm sebebini belirlemek için en az 4 veya 5 otopsi yapan, bunların raporlarını hazırlayan Doktor İdris Deniz’in herkes gibi düzenli bir mesaisi yok. Hafta sonu, tatili, bayramı yok. Bu kadar stres altında nasıl çalışılabilir doktorum? Sorusu üzerine:

“Acil Servis’te doktorluk yaptığım zaman artık canlılardan sıkıldığımı fark edip daha huzurlu daha sessiz bir yer olan otopsi bölümünü seçtim. Ben 9 yıldır bir yardımcım olmadan bu işi yapıyorum. Çok stresli ve çok yorucu, ailemin desteği olmasa mutlaka bir psikolojik destek alırdım. Yılbaşı gecesi geç saatte herkes yeni bir yıla girmenin heyecanını ve sevincini yaşıyor, tabii ki ben de ailemle yaşıyorum. Gece saat 03.00 telefonum çalıyor. Telefonun ucunda bir polis ‘İdris bey sabah erken saatte bir otopsimiz var’ ben yılbaşını böyle karşıladım. Herkes 1 Ocak günü evinde ailesi ile beraber geçirirken ben otopsi salonunda geçirdim. “

DENİZ: “ÖLÜLERİN ANLATMAYA ÇALIŞTIKLARINI BEN ANLATIYORUM”

İdris Deniz, iki türlü otopsinin olduğunu açıkladı. Deniz,  Adli ve Patolojik diye adlandırılan otopside yapılan işlemle kişiyi ölüme götüren olayın ne olduğunun tespit edildiğini ise şöyle anlattı;

“Adli otopsi şüpheli bir ölümü, ölü bulunma, cinayet, intihar ve kaza sonucu ölümlerde yasal olarak mahkeme emri ile yapılan otopsidir.

Patolojik otopsi ise ortada gerçekleşen veya beklenen bir ölümün olduğunu ancak aile veya hekimlerin ölümü açıklayamadıkları durumda yapılan otopsidir. Otopsi kelimesi birçok kişiye itici geliyor ve aileler bu işlemle yakınlarının parçalandığını düşünüyor. Otopside kişiye ameliyatta yapılan işlemler yapılır, ancak burada sadece kişi ölüdür onun dışında yapılan tüm işlemler aynıdır ve açılan yerler yeniden dikiş yapılarak kapatılır. Otopsinin tek bir amacı vardır, şüpheyi ve efsaneleşmesini ortadan kaldırmak için yapılmak zorundadır.”

İdris Deniz; “Yaptığım işte, ölenlerin sözcüsüyüm. Ölülerin insanlara anlatmak istediğini, son sözlerini ben insanlara anlatıyorum” dedi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dergiler Haberleri