“Omorfolu Hristos Antoni Kutalistra, bir Akdenizli tarafından vurularak öldürüldüydü…” 1

Sevgül Uludağ

 

Bir süre önce bu sayfalarda öyküsünü yayımladığımız Omorfolu “kayıp” Hristos Antoni Kutalistra’yla ilgili bölgeden değerli bir okurumuz yürüttüğü araştırmaları bizimle paylaştı. Okurumuza göre Omorfolu Hristos Antoni Kutalistra, Omorfo-Akdeniz (Aya İrini) – Sirianahori (Yayla-Kumköy) arasında bir bölgede bulunan bahçeler içerisindeki evi yakınında bir Akdenizli tarafından vurularak öldürülmüş.
Okurumuz bize şu bilgileri verdi:

“Omorfolu “kayıp” Hristos Antoni Kutalistra’nın Omorfo-Akdeniz-Sirianahori arasında “Mnasi” denen bölgeye yakın bir noktada olan evini ben çocukluğumdan hatırlarım. Onu tanıyan bazı Kıbrıslıtürkler’le konuştum. Bu evin yanında bahçeler vardı ve bu adamın bir miktar hayvanı da vardı.

Akdenizli bir Kıbrıslıtürk, bir gün bu adamın evinin bulunduğu bölgeye gitmiş. Kamışlıklar varmış ve onların arasından adamı görmüş,  Hristo’nun elinde tek namlulu “Monari” denen bir av tüfeği varmış. Bunu gören Akdenizli Kıbrıslıtürk korkmuş ve kamışlıkların arasından tabancasıyla bir el ateş etmiş. Hristos’u öldürmüş. Oradan ayrılıp köye gidip da ne olduğunu yakın çevresine anlatmış. Ertesi günü bu adamın bir akrabası Hristos’un bulunduğu yere giderek ceplerini yoklamış ve adamın cebinde 30 Kıbrıs Lirası para bulmuş. Bu parayı ve Hristos’un kolundaki saati alıp oradan kaçmış. Daha ertesi günü da bir başka akrabası gene Hristos’un olduğu yere giderek tek namlulu “Monari” denen Hristos’un av tüfeğini yerde, adamın yanında görünca bu tüfeği alıp köye gitmiş. Köylüler ona “Be başın derde girecek, götür da polise teslim et bu tüfeği” deyinca, adam korkmuş ve gidip bu tüfeği Çamlıbel (Mirtu) polisine teslim etmiş. Omorfolu “kayıp” Hristos’u vurup öldüren adam şu anda hayatta değildir. Ama parasını ve kol saatini alan adam bildiğim kadarıyla hayattadır. Sanırım tüfeği alan adam da hayattadır.

Bence Kayıplar Komitesi yetkilileri 1974’te Çamlıbel (Mirtu) polis karakolunda görev yapan polislerden bu tüfeğin kimler tarafından polise teslim edildiğini öğrenebilirler – böylece belki bu insanlar insafa gelir de adamın gömüldüğü yeri biliyorlarsa,  Kayıplar Komitesi yetkililerine söylerler… O dönem Çamlıbel (Mirtu) polisinde görev yapmış olan polisler da bu tek namlulu av tüfeğini alırken olayı sorguladılarsa, o zaman onların da “kayıp” Hristos’un akibeti konusunda bilgileri olabilir. Bu konuda lütfen Kayıplar Komitesi yetkililerini bilgilendiriniz…”

Bu okurumuzun vermiş olduğu bu değerli bilgiler için sonsuz teşekkürler… Bu konuda daha önce bize mektup yazarak dedesinin kardeşi olan Omorfolu “kayıp” Hristos Antoni Kutalistra’nın akibetini araştırmamızı isteyen Maria Gavriel’e başvurduk. Maria Gavriel bu sayfalarda daha önce yayımladığımız mektubunda şöyle diyordu:

“Bugün size yazmaya ve Ağustos 1974’te “kayıp” edilmiş bir akrabamdan geride kalanların bulunması için yardım istemeye karar verdim. Bu “kayıp” şahıs, rahmetli dedemin en küçük kardeşiydi, ben onun kızı Marulla adına bu mektubu kaleme alıyorum, Marulla 70 yaşlarındadır.
Bu “kayıp” şahsın adı Hristos Antoni Kutalistra’dır, 1918 doğumlu idi ve 1974 yılında 56 yaşında idi. Omorfolu idi. Sivil bir şahıstı, 15 Ağustos 1974’te ailesi evden ayrılırken o ineklerine bakmak için evinde kalmış, evinden ayrılmamıştı…

Evi Omorfo’nun beş kilometre kadar dışındaydı, kuzeybatı yönünde – size bu bölgenin haritalarını da gönderiyorum. Evi, Sirianohori (Yayla) köyü ile Panaya tu Mnasi kilisesinin birkaç kilometre uzağındaki Mnasi ya da Pnasi denen bölge arasında bir noktadaydı.

Çocukları 3-4 yıl önce burayı ziyaret ettiler ve bu bölgede geçmişte herhangi bir ev olduğuna dair hiçbir ize rastlamadıklarını söylediler. Evli kızlarından ikisi Marulla ve Pantelu’nun aynı bölgede evleri vardı. Evlerinin yanında portokal bahçelerini sulamak için bir havuzcuk bulunmaktaydı fakat orayı ziyaret ettiklerinde bunun toprakla doldurulup kapatılmış olduğunu gördüler. Aile belki de birilerinin Hristo’nun ineklerini çalmaya kalkıştıklarını, Hristo’nun onları durdurmaya çalışırken öldürülüp belki de bu şimdi kapatılmış olan çukura gömülmüş olduğunu tahmin ediyor.

Bugüne kadar 15 Ağustos sonrasında Hristo’nun başına neler gelmiş olabileceği konusunda herhangi güvenilir bir tanıklığa rastlanmadı.

Bu bölgede kısa bir süre kalan bir Kıbrıslırum, Hristo’yu bisikletiyle birkaç kez Yayla köyünde bir kahveye giderken gördüğünü aileye anlattı…
Hristo’nun başına neler gelmiş olabileceği ve/veya ondan geride kalanların nereye gömüldüğü konusunda herhangi bir bilgiye son derece müteşekkir olacağız…”

 

Devam edecek