Önce sporcu

Kamil Kolcu

Kimler geldi kimler geçti bu ülkenin sporundan…

Öyle yetenekler ter döktü ki ülkelerinin sporu için, döktükleri terlerin karşılığını alamadan, ya evlendiler, ya askere gittiler ya da ekonomik zorluklarla mücadele etmek için hayata atıldılar.
Siyasi erk ise sporcu desteğinden çok, gelecek için tesis yapmayı yeğledi.
Saçma sapan yerlere çim sahalar yapıldı.
Kuruttuk.
Spor salonlarının temelleri atıldı, yıllarca dikil taş misali kaldı.
Sürekli bir tesis yapma yarışı içinde olundu.
Tek neden, bölgelere yatırım.
Bir sonraki seçimler düşünülerek sokağa atılan paralar.

***

Oysa yapılması gereken “sporcuya ve sporcuyu yetiştirecek eğitimciye” yatırım olmalıydı.
Ülke sporunun en büyük sorunu bu olmasına rağmen, sürekli es geçildi.
Atıyorum, bir bakan, müsteşar veya spor dairesi müdürü, her hangi bir müsabakaya gidiyor, burada gördüğü bir sporcuyu beğeniyor, ertesi gün bana gel diyor.
Biraz maddi yardımcık, biraz malzemecik, işlem tamam.
Kimse bunun böyle olmadığını söyleyemez.
1984’tenn beri sporun içerisindeyim, bu hep böyle oldu.
Sporcu olduğum dönem de böyleydi, sporu yazdığım bugün de böyle.
Çocuk sevindi, ailesi vay be dedi, devletin büyükleri evladımı düşündü diye mutlu oldu ya sanıyoruz ki her şeyimiz düzgün.

***

Daha dün, yüzme yarışlarını seyreden sporun erkindeki kişiler, beğendikleri çocukların velilerini odalarına çağırıp, üç beş kuruş yardım yaptı.
Ve göreceksiniz ki, geçtiğimiz gün tamamlanan okullararası atletizm müsabakalarında birinci olan okullar birkaç gün sonra Spor Bakanı Mutlu Atyasayan’a ziyarette bulunacak.
Yüzlerde gülücüklerle çekilen fotoğraflar basına “servis edilip”, iş yaptık havası yaratılacak.  

***  

Sporcuya yatırım yapmayan bir spor politikamız var.
Sporcuyu eğitecek eğitmenin gelişimine katkı koymayan bir spor politikamız…
İstediğimiz tesis yapalım, bu ülkenin her yerini salonlar, tartan pistler, çim sahalarla dolduralım, sporcuya önem vermezsek olmayacak.