“Önemli bir fırsat penceresi”

CTP Milletvekili Özdil Nami, Türkiye İlerleme Raporu’nun kabul edildiği Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu’nda Kıbrıslı Türklere "gözlemci" statüsü verilmesi önergeleri reddedilirken, konunun Başkanlık Divanı'na taşınmasına kararının, ‘Fırsat penceresi

 

Meltem SONAY


CTP Milletvekili Özdil Nami, Türkiye İlerleme Raporu’nun kabul edildiği Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu’nda Kıbrıslı Türklere "gözlemci" statüsü verilmesi önergeleri reddedilirken, konunun Başkanlık Divanı'na taşınmasına kararının, ‘Fırsat penceresi’ olduğuna işaret etti.
AP çalışmalarına katılan ve Sosyalist Grubun Strasbourg grup toplantısında da söz alan CTP Milletvekili Özdil Nami, Türkiye İlerleme Raporu’nun görüşüldüğü AP’de Kıbrıs’la ilgili özellikle iki unsur üzerinde odaklanıldığını ifade etti.
AB’nin Kıbrıslı Türklere verdiği bazı taahhütlerin olduğunu hatırlatan Nami, varılan noktada Türkiye İlerleme Raporu’nda Kıbrıs Rum yönetimine yönelik Mağusa Limanı’nın doğrudan ticarete açılması yönünde çağrı yapıldığını kaydetti.
Nami, Rum basınından takip edildiği kadarıyla Avrupa Parlamentosu’nda yürütülen çalışmaların ardından gelinen noktada Kıbrıslı Türklerin temsiliyeti  konusunda Rum tarafında büyük bir hoşnutsuzluğun meydana geldiğini ifade etti. Temsiliyet konusunda büyük bir adım atıldığını kaydeden Nami, ancak daha kat edilmesi gereken çok yol olduğunu da ifade etti.

Mağusa Limanı ile Asker çekme ve Maraş’ın açılması ‘ilintilendirilmesin’ mücadelesi…

Mağusa limanı ile ilgili Türkiye İlerleme Raporu’nu 48. Paragrafına bakılması gerektiğini ve bu paragrafta Kıbrıs’ın tekrara birleşmesine yönelik AP’nin güçlü desteğinin ifade edildiğine işaret eden Nami, her iki tarafa da müzakerelere geri dönmeleri çağrısında bulunulduğunu belirtti.
Türkiye’ye askerlerini çekmesi ve kapalı Maraş’ı eski sahiplerine ide etmesi çağrısında bulunulduğunu belirten Nami, taslaktaki bu ifadelerden sonra, ‘buna paralel olarak’ ifadesi kullanılarak asker çekme ve Maraş’ın iadesi konuları Mağusa Limanı’nın Avrupa gümrük denetiminde açılması ve AB ile doğruda ticaret yapılması için Kıbrıs Cumhuriyeti’ne çağrıda bulunulduğunu aktardı.
Yapılan girişimlerde, doğrudan ticaret ve izolasyonların kaldırılması konularının AB’nin Kıbrıslı Türklere verdiği taahhütler olduğunu ve bu konuların asker çekme ve Maraş’ın açılması ile ilintili hale getirilemeyeceklerini savunduklarına işaret eden Nami, ‘Paralel olarak ifadesinin taslaktan silinmeni talep ettiklerini belirtti.

“Kıbrıs Cumhuriyeti’ne serbest ticarete aç çağrısı siyaseten önemli bir gelişme”


Bu konuda önemli bir mücadele verildiğinin de altını çizen Nami, başarı elde ettiklerini ve ifadenin taslaktan silindiğini aktardı. İfadenin silinmesiyle ortaya çıkan yeni duruma değinen Özdil Nami, Genel Kurul’un kabul ettiği şekliyle, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne Mağusa Limanı’nın serbest ticaretle AB’ye açılması için doğrudan bir çağrı halinin ortaya çıktığına dikkat çekti.
Nami, AP Genel Kurulu’nda böyle bir çağrı yapılmasını bir bağlayıcılığı olmamasına rağmen,  ‘siyaseten’ hem Maraş’ın açılması ve asker çekme konularıyla bağlantılandırılmasının bertaraf edilmesi, hem de doğrudan ticaret için Rum tarafına bir baskı elde edilmiş olması açısından önemli bir gelişme sağlandığına işaret etti.

Yeşiller ve Liberaller önerdi, Sosyalistler destek verdi…


Oylamaya giden konunun Türkiye İlerleme Raporu olduğunu hatırlatmasını yapan Nami, bu raporun içersinde Kıbrıs konusuna da değinildiği için, kendini yakın gören grupların, yani Yeşiller ve Liberaller’in son anda temsiliyetle iligli bazı değişiklik önerilerini gündeme getirdiklerine belirtti. Nami, Sosyalist grubun da benzer bir öneriyi sunma hazırlığı yaptığı ancak kendilerinin de katılıp konuşma yaptığı son grup toplantısında, özellikle Rum ve Yunan Milletvekilleri’nin aralarında olduğu bazı sosyalist milletvekillerinin, son anda yapılmak istenen değişiklik önerisine karşı çıktığını belirtti.

Temsiliyet Başkanlık Divanı’na…


Nami, daha sonra Sosyalist Grup Başkanı’nın, kendilerinin de desteklediği bir öneri yaparak değişiklik taleplerinden vazgeçebileceklerini, bunun yerine konunun, doğrudan karar verme organı olan Başkanlık Divanı’na taşınmasını önerdiğini aktardı.
Önerinin Sosyalist Grup’ta ‘Oybirliği’ ile kabul edildiğini de belirten Özdil Nami, gruptaki Rum ve Yunan Milletvekilleri’nin de grup başkanına karşı tavır sergilemediğini işaret etti.
Liberallerin ve Yeşillerin de benzer bir tutum içine girdiğini aktaran Nami, AP Başkanı Martin Schulz’un da, grupların taleplerini de dikkate alarak Kıbrıslı Türk temsilcilerin AP çalışmalarına dahil edilmelerini sağlamak amacıyla çalışma başlatması beklentisini belirtti.
Bu çalışmaların Güzey Kıbrıs Yönetimi ile koordine edileceğine işaret eden Nami, bu süreçte istişarelerin devam edeceğine ve sürecin en kısa zamanda tamamlanması için yakından takip edeceklerini de kaydetti.

“Rum Basını’ndaki iddialar gerçeği yansıtmıyor”


Rum Basını’nda AP Başkanı Martin Schulz ve AB Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle’ye atfen iddialar yapıldığına işaret eden Özdil Nami, Kıbrıslı Türklere gözlemci statüsü verilmesinin arkasında Schulz’un olduğu ileri sürülürken, Füle’ninse karşı olduğunun iddia edildiğini ancak iki iddianın da gerçekleri yansıtmadığının belirtti.
AP Başkanı Martin Schulz’un Sosyalist Grubun başkanı olduğu dönemde, Kıbrıslı Türklerin AP temsiliyeti için bir girişim başlattığını anımsatan Nami, ancak başkan olduktan sonra herhangi bir girişimi olmadığını ifade etti.
Füle’te atfen yapılan iddiaların ise temelsiz olduğuna işaret eden Özdil Nami, Füle’nin Türkiye İlerleme Raporu görüşüldüğü sırada Genel Kurul’a hitaben yaptığı konuşmada da, Kıbrıslı Türklerin temsiliyetini desteklediğini net bir şekilde ifade ettiğini aktardı. Sızdırılan haberlerin arkasında, Füle ile bazı sosyalist milletvekillerinin yaptığı bir görüşmede, Güney Kıbrıs’taki mali krizin, Güney Kıbrıs Lideri’nde yarattığı baskı nedeniyle zor günler geçirdiği ve Kıbrıslı Türklere verilecek temsiliyetin ek bir baskı olarak görülebileceği yönündeki konuşmaların, Rum ve Yunan milletvekillerini bu ifadeleri çarpıtarak kullanmak istediği görüşünü belirtti. Bunun da içine düştükleri durumu gösterdiğini belirten Nami, komisyonun böyle bir karşı duruşu olmadığını en yetkili makamlarca kendilerine iletildiğini kaydetti.

“Fırsat penceresi”


Gelinen aşamada temsiliyetle ilgili yeni bir fırsat penceresi açıldığını ifade eden Nami, karar verici organın Başkanlık Divanı olduğuna dikkat çekti.
Çabalarının, temsiliyetin Türkiye İlerleme Raporu’nda değil Başkanlık Divanı’nda görüşülmesini sağlamak olduğuna işaret eden Nami, bunun da elde edildiğini belirtti. AKPA’da 2004 yılında bir emsalin oluştuğunu hatırlatan Nami, bundan sonraki süreçte de gereken çalışmaların yapılması durumunda, toplumumuzun seçilmiş temsilcilerinin AKPA’daki benzer bir formülle AP’de temsiliyetin de sağlanacağını temennisini belirtti.
Güzey Kıbrıs siyasi parti ve yetkililerinin bu süreçte tüm güçleri ile ‘hep karşı’ durduklarını aktaran Nami, Güney Kıbrıs Meclis Başkanı’nın Sosyalist Grup Başkanı’na bu yönde mektup yazdığını, AKEL Başkanı’nın Strazburg’a giderek karşı olduğunu net bir şekilde ilettiğini de aktardı.
Güney Kıbrıs Temsilciliği’nin de her türlü olumsuz lobi faaliyetlerini gerçekleştirdiğini de kaydeden Nami, ‘Dar Görüşlü’ olarak nitelendirdiği bu tavırla Kıbrıslı Türklerin Avrupa Birliği’nden izole edilmelerinin çözüm ve barışa değil, mevcut durumun devamına yarayacağına işaret etti.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin yeni atılan adımla hatalarından dönmesini umut ettiğini de belirten Nami, Avrupa Biriliği çatısı altında daha fazla yakınlaşmayı sağlayacak çalışmaların engelleyicisi değil, yardımcısı olmaları temennisini de iletti.

 

Röportaj Haberleri