Dila ŞİMŞEK
Dövizdeki dalgalanma, iş dünyasını endişelendirdi. Türkiye iç siyasetinde yaşanan gelişmelerle Türk Lirası’nın değer kaybı yaşaması ekonominin can damarı olan birçok sektörde tedirginlik yarattı.
İş insanları, “Türkiye’deki siyasi istikrarsızlık bizlere de direkt olarak yansıdı” diyerek, “Kendi para birimimiz yok, ekonomimiz ise oldukça zayıf. Tamamen Türkiye’ye bağlı bir ekonomik sistemden dolayı, yaşanan zorluklar bizi daha da kötü etkiliyor” şeklinde konuştu.
Türk Lirası’nın erimesi ile tüm sektörlerin, ‘bitme eşiğine’ geldiğini söyleyen iş insanları, ekonominin gerilemesinin engellenemeyeceğini, ancak önlem alınabileceğini kaydetti. Ürünlerini ithal ettiklerini ancak satışlarını TL üzerinden yaptıklarını söyleyen iş insanları, bu sebeple kazanç sağlayamadıkları gibi, eksiye de düştüklerini açıkladı.
YENİDÜZEN, sektörlerin nabzını tuttu.
“Sonun başlangıcındayız, karanlık bir döneme girdik”
Ana para biriminin TL olmasına rağmen ülkede ev alma, okuma gibi temel harcamaların döviz üzerinden olduğuna değinen iş insanları “Kazancı TL olan birisinin girdilerini Sterlin olarak ödemesi beklenemez” dedi.
İş insanları, tüm bunlara rağmen halkın alım gücünün düştüğünün farkında olduklarını ve müşteri kaybetmemek adına ürün fiyatlarının artmasını istemediklerini dile getirdi.
Bunun yanı sıra işletmeciler, halkın talebinin düşmediğini, ancak aynı ürünün daha ucuz olanını tercih etmeye yöneldiğini belirtti.
Planlama yaparken önlerini göremediklerini ifade eden sektör sorumluları, yerli üreticilerin ve işletmecilerin tehlike altında olduğunu vurguladı.
“Bizim, ülke olarak, elimizden tedbir ve önlem almak dışında bir şey gelmiyor çünkü para birimi bizim değil, yapılan siyasette biz yer almıyoruz ve bu yüzden bir şeyi değiştiremiyoruz” diyen iş insanları, karanlık bir döneme girildiğine işaret etti.
SEKTÖR TEMSİLCİLERİ NE DEDİ?
İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer:
“Yarın ne olacağı belli değil”
“Türkiye’deki siyasi dalgalanmalar dövize çok kötü yansıdı. Zaten hassas olan ekonomi endişelendiren boyutlara ulaştı. Yarın ise ne olacağı belli değil, durumumuz çok tehlikeli. Görünen o ki, İstanbul’daki yerel seçim bitene kadar döviz böyle devam edecek. Özellikle son iki gündür geleceğimiz için çok endişeliyim. Kıbrıs sorunu da gerginlikle sürerken, tüm bu siyasi durumlar ekonominin dibe vurmasına sebep oluyor. Müteahhitler olarak, devletin açtığı ihalelerle iş yapmak riskli çünkü bu durumda devlet ihale açar mı bilinmez. Türkiye’den katkıların da geleceğini sanmıyorum. İç piyasa ise tamamen durmuş halde. İnsanlar artık ev alamıyor. Tek çaremiz dış pazara yönelik iş yapmak ancak kısa zamanda bunu korumak için gereken çalışmaları yapmazsak, dış pazarı da kaybedebiliriz. Bu da tamamen faciaya sebep olur.”
Section Mağazalarının Pazarlama Sorumlusu Simge Öztürk:
“Talep azalmasa da talep edilen marka ve ürünler değişti”
“Biz iç piyasadan da dış piyasadan da ürünler getiriyoruz. Döviz bu yüzden tabii ki bizleri de etkiliyor. Ancak insanların alım gücünün düştüğünü göz önünde bulundurarak fiyatlara bunu yansıtamıyoruz. Önümüzü de açıkçası tahmin edemiyoruz çünkü öngörü yapabileceğimiz bir süreçte değiliz. Bir günde döviz tamamen değişebiliyor. Ancak yine de elimizden geldiğince artışları yansıtmamaya çalışıyoruz. Güzellik ve kozmetik ürünleri satışı yaptığımız için, insanlar kişisel hijyen ürünlerini almak durumunda kalıyor bu sebeple talepte bir düşüş yok. Ancak markalar arasında talepler değişmeye başladı. Önceden insanlar daha pahalı bir ürünü karşılayabilirken, şimdi aynı ürünün en hesaplı markasını almaya yöneldi. Talep azalmasa da talep edilen marka ve ürünler değişti. Umarım döviz plan yapabileceğimiz bir seviyeye gelir.”
Tunalı Company’nin Sahibi Tözün Tunalı:
“Tek para birimi olmalı”
“Türkiye’deki siyasi istikrarsızlık bizlere de direkt olarak yansıdı. Çünkü kendi para birimimiz yok, ekonomimiz ise oldukça zayıf. Tamamen Türkiye’ye bağlı bir ekonomik sistemden dolayı, yaşanan zorluklar bizi daha da kötü etkiliyor. Dış ülkelere olan bağlılığımız sürdükçe, bizim elimizde olmayan şartlardan dolayı bizler de etkileneceğiz. Kaldı ki KKTC’nin ekonomisi, ihracat yapmaya yeterli de değil. Biz üretip satacağız deniliyor ama neyi, kime satacağız? Üreteceğimiz ürünün malzemesini zaten ithal ediyoruz. Zaten döviz üzerinden borçlanıyoruz. Türkiye piyasasına girme şansımız da yoktur çünkü yeterli potansiyelimiz yok. Üreticiye gereken destek verilmiyor. Gerçek üreticilerin girdilerine destek olunması gerekir. Para birimi değişmediği sürece bizler ekonomik olarak çökmeye devam edeceğiz. Olası bir anlaşma ile bile, ekonomi bu haldeyken bizim ne güneyle ne de dış pazarla rekabet etme şansımız yoktur. Ayrıca, ana para birimimiz Türk Lirası olmasına rağmen, okulda dolar, evde ise sterlin üzerinden ödeme yapıyoruz. Tabii ki kazancı TL olan birisinin döviz üzerinden maliyetlerini karşılaması mümkün olamaz. Özellikle alım gücü zayıf insanlarda bu durum çöküşe sebep olacaktır.”
Niazi’s Restoranların Sahibi Ahmet Aydeniz:
“Böyle devam ederse ülkede üretici veya işletmeci kalmayacak”
“Kıbrıs, anormal bir süreçten geçmektedir… Tabii ki dövizdeki durum, Türkiye’deki siyasi istikrarsızlıktır. Döviz başını alıp gitmiş durumda. Ancak ülkemizde, ekonomiyi bilinçli bir şekilde idare edecek bir irade yoktur. Ekonomi tamamen kendi başına bırakılmış vaziyettedir. Ülkemizde, üreticiyi ve işletmecileri cezalandırmaya, zor durumda bırakmaya yönelik bir hareket var. Popülist sözlerle sanki iş gücünün yanındalarmış gibi gösterilip, işçiyi ve işvereni mağdur eden bir sistem var. Et lokantası işlettiğimiz için et ürünlerini yerli üreticilerden alıyoruz. Ancak ithal ettiğimiz birçok ürün de var. Ürünlerimizin 3’te 1’i ithaldir diyebilirim. Tabii ki bunun yanında dövize bağlı özel harcamalarımız da oluyor. Dövize güvenerek işletmemiz adına hareket edemiyoruz çünkü önümüzü göremiyoruz. Halkın alım gücü düştüğü için, müşteri kaybetmemek adına fiyatlarda artış da yapmamaya çalışıyoruz. Tüm sektörler şu anda zor durumdadır. İthal edilen tüm ürünlere muazzam artışlar gelmiştir. Devamlı restoran açılıp kapanması da bu sebeptendir. Böyle devam ederse ülkede üretici veya işletmeci kalmayacaktır. Şu anda herkes eksidedir. Biz daha bilinçli bir irade, işvereni ve özel sektörü de koruyan, işletmecileri mağdur etmeyen bir sistem istiyoruz.”
Con Kahve’nin Sahibi Osman Ruhi:
“Bizim, ülke olarak, elimizden tedbir ve önlem almak dışında bir şey gelmiyor”
“Biz kahve ve kuruyemiş üretimi yapıyoruz. Şirket olarak ham maddelerimizin %70’ini ithal ediyoruz. Ancak kazancımız Türk Lirası olduğu için, ortaya oldukça farklı rakamlar çıkıyor. Türk Lirasının belirsizliği, bir sonun başlangıcını gösteriyor bize. Ülke olarak, ekonominin bu şekilde kötüye gitmesi bizi derinden etkilese de, buna sebebiyeti biz vermediğimiz için, biz çözemiyoruz. Ne yazık ki başka ülkelerin kurbanıyız… Değişen döviz fiyatları yüzünden her ay fiyat değişikliği yapmak zorunda kalıyoruz ve bu sebeple satışlarımızda olumsuz etkileniyor. Özellikle büyük marketlere ürün fiyatını değiştirtmek hiç kolay değil çünkü ‘daha 10 gün önce fiyat değiştirmiştiniz’ diyerek, müşteri kaybetmemek adına fiyat yükseltmek istemiyorlar. Ancak biz de, ürünü o fiyata satarsak zarara gireceğimiz durumda oluyoruz. Kahve de, kuruyemiş de insanlar için temel bir ihtiyaç olmasa da, oldukça sevilerek tüketilen ürünler olduğu için hep talepte. Biz de bunu göz önünde bulundurarak istikrarlı hareket etmeye çalışıyoruz. Örneğin bugün dolar 6 ise, sanki 6.30’muş gibi düşünerek hesaplama yapıyoruz. Çünkü döviz bir yarım saat içinde bile değişebiliyor ve o günkü kura bakarak hareket etmek sizi zarara uğratıyor. Bizim, ülke olarak, elimizden tedbir ve önlem almak dışında bir şey gelmiyor çünkü para birimi bizim değil, yapılan siyasette biz yer almıyoruz ve bu yüzden bir şeyi değiştiremiyoruz. Oldukça üzücü bir durumdur bu.”