Amani her takım için zor bir isim. Eğer önlem almazsan mutlaka sonucu belirler. Gürsel Kaçmaz Amani’nin etkisini azaltmak için Diallo kartını ortaya sürdü. Top rakip takıma geçer geçmez Diallo hemen Amani ile dirsek temasına geçti, göğüs göğüse mücadele etti.
Mustafa Tekpınar birkaç adım geride sigorta görevi yaptı. Traore genelde merkezde kaldı. Amani de aynı şekilde oynadı. Bu sayede kale önü kalabalık oldu. Bu durum genelde savunma yapan takımlara yarar. Öyle de oldu.
Bence bu tıkanıklığı aşmak için Amani ve Traore kademeli olarak kanatlara kaymalıydı.
Bu yıl Boğaziçi’ni ilk kez izleme fırsatı buldum. Maça giderken bu takımın nasıl bu kadar az gol yediğinin merakı vardı.
Her şeyden önce Boğaziçi çok koşan bir ekip. Futbolcuların neredeyse tamamı doğru koşular yapıyor.
Dikkatimi çeken diğer bir konu ise futbolcuların birbirine yakın oynaması. Top odaklı yapılan savunma boş alan bırakmıyor.
Kaymalarda zaman zaman sıkıntı yaşansa da bu konuda da başarılı bir takım. Dikine oynamayı seven futbolcular kendi sahalarını çabuk terk ediyor. Bu da artı yönleri.
Bu özellikleri görmek merakımı gidermiş oldu.
Yeni Boğaziçi futbolcuları maçın büyük bir bölümünde iki yönlü oynadı. Bu sayede savunma ve hücum konusunda daha fazla üretken oldu.
Bağcıl için bunu söylemek zor. Traore, Sabri, Raif ve Amani daha çok ofansif oynadı. Geriye gerekli desteği vermedi.
Bu sayede özellikle ikinci yarının tamamında oyunun kontrolü misafir takımda oldu. Pozisyon kovalayan, kaçıran kaleciye takılan Boğaziçi takımıydı.
Beraberliği yakaladıktan sonrada oyun anlayışından vazgeçmeyen Boğaziçi biraz da güven duygusu ile daha fazla adamla rakip kaleye gitti.
Fazla adamla gitmek ise savunma güvenliğinin azalmasına neden oldu.
İlk kontrada Traore eğer topu kontrol edebilseydi bence gol olurdu. Bu savunma güvenliği konusunda Boğaziçi’ne bir sinyaldi.
Bu sinyali ne futbolcular ne de Gürsel hoca almadı. İkinci kontrada Raif usta iş bir vuruşla takımını öne geçirmeyi başardı.
Bir futbolcunun yokluğu savunma konusunda ancak bu kadar sıkıntı yaşatabilir. Kadir Hakel adeta mumla arandı. Zihni Temelci stoperde beklenen katkıyı yapamadı. Adam ve pozisyon alamadı.
Bu olumsuzluğa geri dönüşlerde yaşanan sıkıntı da eklendi. İkinci bölgede kocaman bir alanın savunma işi Kaan ve Reşit’e kaldı. Bu alana gerekli destek gelmedi.
Bağcıl’ın savunmada ve geri dönüşlerde bu kadar çok sıkıntı yaşarken kazanması bence imkansızdı. Öyle de oldu.
İsmail Soydan elinde alçı ile yedek kulübesinde. Gökan Konyalıoğlu da sakat ve o da orda. Türkkan sakatlanıyor Gökhan izinsiz sahaya giriyor. Cezası sarı kart.
Maçın bitime birkaç dakika kala İsmail Soydan elinde alçı kulağında kulaklık ile ısınmak için yedek kulübesinden hareketleniyor.
Ne tesadüftür ki top kenarda olan İsmail’e geliyor. Oda topa sert bir şekilde vuruyor ve rakip takımın taç atışını engelliyor. Bunun da cezası sarı kart.
İsmail ve Gökhan bu kartlardan sonra sarı kartlarını dörtleyip cezalı duruma düştüler. Herhalde Bağcıl önümüzdeki hafta takım kurarken oldukça “zorlanacak”.