ORA İYİLER, BİZE…
Türkiye’de hastaneler o kadar dolup taşıyor ki AKP hükümeti bir önlem almış buna karşılık… Biliyorsunuz Türkiye’de artık bir de aile hekimliği dönemi başladı. Bundan böyle aile hekiminin sevketmediği hiç kimse acil durumlar dışında hastanelerden hizmet alamayacak.
Hastaneler o kadar gereksiz doluyor ki, doktorlar, hastane personeli o kadar gereksiz şeylerle meşgul ediliyor ki Türkiye Sağlık Bakanlığı böyle bir uygulama daha başlatıyor.
Bizim hastanelerimiz de böyle bir uygulama istemiyor mu? Veya aile hekimliği uygulaması… Sanırım aile hekimliği CTP döneminde Eşref Vaiz’in sağlık bakanlığında bir ara konuşulmuştu ama uygulamaya geçemedi. Sanırım ilgili meslek örgütleri buna destek vermediler. Böyle bir uygulama geçse ve ardından yine bu sisteme bağlı olarak sevk ile hastaneye gidilse fena olmazdı. Ancak sonradan düşünüyorum da bu sistem yine çalışamazdı çünkü hastaneye giden insanların çoğu vatandaş bile değil. Vatandaş olmayan kişinin aile hekimi de olamayacağına göre hastaneye böyle bir yöntemle sevk edilmesi de mümkün olamayacağı için sistem yine işlememiş olurdu. Aslında diğer konularda olduğu gibi sağlıkta da ve bu örnekte de görüldüğü gibi planlama yapmak, uygulanabilir ve sürdürülebilir bir sistem kurmak mümkün değil.
AKP, Türkiye’de bir şeyler yapıyor ama burası için de “işte size insan gönderiyoruz, nüfusunuzu çoğaltıyoruz ama istemiyorsunuz” gibi alayvari bir üslubu tercih ediyor.
PETROL DOLUM TESİSİ
Petrol dolum tesisi yer yer dolaşmaya devam ediyor. Önce Lefke bölgesinde kurulması düşünüldü, başta Lefkeli karşı çıktı. Bu karşı duruşa karşın tesisi Mağusa bölgesine almak istediler. Bu kez Mağusalılar karşı çıktı. Bu ülkede petrol dolum tesisi gibi gereksiz ve zarardan başka bir şey vermeyecek olan bir oluşumun yeni yeri olarak henüz el değmemiş, Kuzey sahilleri, Büyükkonuk seçildi. El değmemiş diyoruz ama aslında değdi. Toprağı, dereyi, çiçeği, doğal yapıyı delerek açılan yollar oraların ırzına geçti zaten ama böyle bir tesis de oraların büyük ihtimalle fahişe olmasına neden olacak.
Büyükkonuk’un başka bir özelliği daha var. Bölge ekoturizm bölgesi olarak lanse edildi. Yılda iki kez ekogün düzenleniyor. Yapılar, üretim ekoturizm çerçevesinde geliştirilmeye çalışılıyor. Petrol dolum tesisi ile ekoturizmin nasıl bir bağlantısı bulunabilir acaba!.. Yoksa petrol doldurulacak depolar da ekoturizme uygun olarak doğayla barışık bir yapıda mı olacak? Örneğin, ahşap, yanmaz, Kıbrıs kültürünü yansıtan yapılar mesela!..
Belediye Başkanı Sezai Sezen bu işe nasıl bakıyor acaba? Bu tesisleri bölgesinde istiyor mu yoksa buna karşı çıkmak için bölge halkıyla birlikte bir karşı duruş sergileyecek mi?
15 KASIM
Bugün 15 Kasım… Yani KKTC’nin kuruluş yıldönümü… Bunu yazmamın nedeni milliyetçi, şoven nutuklar atmak için değil, sadece bugün Lefkoşa’daki en işlek caddenin yani Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nın yine trafiğe kapanacağını söylemek istedim. Bazı ilginç insanlarımız vardır; kendilerine sövülmesini isterler… Kendisi söver, karşısındakinin sövmesini sağlar, böylece keyif alır, rahatlar. Bu resmi geçit törenlerini düzenleyenleri de bazen düşünüyorum bu ilginç tiplere benzetiyorum. Her resmi geçit gününde, onun öncesindeki prova günlerinde özellikle sürücüler defalarca içlerinden ama bazen arabanın dışına taşan öfkeleriyle ağızlarına geleni söylüyorlar. Bugün de öyle bir gün. Ne zaman biter bu işler, başka bir yer hazırlanır mı, başka bir kutlama düzenlenir mi bilemem.