“Orada çaresizlik vardı…”

Adıyaman’daki İsias Otel enkazında çalışmalar yapıldığı sırada orada bulunan Uzman Psikolog Bleda Tilki ve Uzman Psikolog Işıl Direktör, YENİDÜZEN’e gözlemlerini aktardı.

✔ Uzm. Psikolog Işıl Direktör: “Orada çaresizliğin olduğunu gözlemledik. Biz gittiğimizde 3’üncü gündü ve artık ailelerin ümitleri, tükenmeye başlamıştı. Aileler oraya çok yüksek ümitlerle gittiler. Ancak biz gittiğimizde artık kabullenme aşaması başlamıştı.”

 

Uzm. Psikolog Bleda Tilki: “Bir çaresizlik vardı ve bunun yanında orada beslenme yoktu, barınma yoktu uyku yoktu, insanlar temel gıdalardan bile yoksundu. Aileler çocuklarını beklerken, hiçliğin ortasında hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlardı.”

Hüseyin ÖZBARIŞCI

Kıbrıs Türk Psikologlar Derneği üyeleri Uzman Psikolog Işıl Direktör ve Uzman Psikolog Bleda Tilki, Türkiye’de Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında Adıyaman’a giden ekiplerimiz arasında yer aldı.

YENİDÜZEN’e konuşan Direktör ve Tilki, hem orada yaşananları anlattı, hem de bundan sonrası için yapılması gerekenler hakkında tavsiyelerde bulundu.

Her iki uzman da, oradaki ortamın iyi yönetildiğini ancak sosyal medyada yapılan paylaşımların ve verilen bilgilerin bir “umut” aşıladığını, ancak oradaki durumun öyle olmadığına değindi. İki uzman da,  Adıyaman’daki İsias Otel enkazında çalışmaların yapıldığı günlerde bir “çaresizlik” ortamının olduğuna dikkat çekti.

Uzman Psikolog Bleda Tilki, bundan sonrası için, bir yas süreci yaşanacağının, bu durumun da “doğal” bir durum olduğunu belirterek, bu süreci en sağlıklı bir şekilde atlatabilmek adına rutinden dönülmemesi gerektiğini söyledi.

Uzman Psikolog Işıl Direktör ise, sürecin daha yeni başladığının altını çizerek, “Tek bir kanalda, farklı birimler olarak yoğun bir şekilde çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

 

“Son kişi çıkana kadar biz orada olacaktık. Herkesin de düşüncesi buydu”

Soru: Büyük bir felaket oldu ve binlerce insan hayatını kaybetti. Yaşananları nasıl değerlendirirsiniz?

◾ Işıl Direktör: “Hem Kıbrıs Türk toplumu, hem de Türkiye toplumu olarak çok üzücü bir dönemin içerisinden geçiyoruz. Kendi adımıza konuşacak olursak, depremden sonraki kriz sürecini güzel yönetildiğini gördük. Biz oraya gittiğimizde diğer enkaz bölgelerinde bu kadar ciddi ve hummalı bir çalışma yoktu. Bu, aslında biraz üzücü… Bir taraftan da bizler için sevindirici oldu ki, böyle bir kriz anını sorunsuz yönetebildik… Orada hiç hiyerarşi, alt-üst ilişkisi yoktu. Herkes çok uğraştı, çok çabaladı. Arkamızda birini bırakmadığımız için de gurur duyuyorum. Son kişi çıkana kadar biz orada olacaktık. Herkesin de düşüncesi buydu.”

 

◾ Bleda Tilki: “Hepimiz için olağanüstü bir durumdu. Gece uyuduk ve uyandığımızda bambaşka bir boyutla karşılaştık. ‘Bu acı, bu adaya çok fazla’ söylemi bu bağlamda gerçek bir durum… Biz psikologlar olarak da bu süreçte yetebildiğimiz kadar yetmeye çalışıyoruz. Her mecraya ulaşmaya çalışıyoruz ama günün sonunda o krizi yönetmek için orada olmak, bir nevi hem bizim adımıza, hem derneğimiz adına, hem de ülkemiz adına gerekli bir durumdu. Biz oraya gittik ve bizim de ilk kez bulunduğumuz bir ortamdı. Elimizden geldiğince işimizi yapmaya çalıştık. 3. gün oraya gidebildik. Yine olsa yine gideriz. Psikolojik desteğin orada ne kadar önemli olduğunu anladık. Bizim için çok zorlu bir süreçti. Biz de etkilendik, bazı şeyleri garipsedik ama bizim de danışabileceğimiz çok değerli hocalarımız vardı ve bizi hiç yalnız bırakmadılar. Hep konuştuk, görüş aldık… Biz, bedenen orada 2 kişiydik ama arkamızda 10 kişilik bir ekiple çalıştığımızı söyleyebilirim. Belki, bizim de ayakta durabilmemizin sebebi arkamızdaki o gücü hissedebilmekti. Biz döner dönmez, vakit kaybetmeden sahada olmaya devam ettik. Çünkü işimiz bitmedi.”

“Çaresizlik vardı, Aileler hiçliğin ortasında hayatlarını sürdürmeye çalışıyordu”

Soru: Çocuklarımızın bulunduğu İsias Otel enkazına gittiniz. Oradaki atmosfer nasıldı?

Işıl Direktör: “Orada çaresizliğin olduğunu gözlemledik. Biz gittiğimizde 3’üncü gündü ve ailelerin artık ümitleri, tükenmeye başlamıştı. Aileler oraya çok yüksek ümitlerle gittiler. Ancak biz gittiğimizde artık kabullenme aşaması başlamıştı. O yüzden bu çaresizliği hissettik. Bizim ekibimiz dışında bana, aynı dili konuşmadığım ve ağıt yakan bir kadın sarıldı. Sarıldıktan sonra ağıt yakmaya devam etti. Bizim orada dil, din, ırk ayrımı yoktu ve orada elimizden geldiğince krize müdahale edebilmek için gittik. Oranın bir parçası olmaktan da gurur duyduk.”

◾ Bleda Tilki: “Bir çaresizlik vardı ve bunun yanında, artık orada beslenme yok, barınma yok, uyku yok ve insanlar temel gıdalardan yoksundu. Orada ihtiyaçların hiçbirinin karşılanması mümkün değildi. Bu, orada bir şey olmaması durumu değil, insanların içinden yemek yeme veya uyku uyumak isteksizliğinden dolayıydı. Ona rağmen süreç iyi yönetildi. Aileler çocuklarını beklerken, hiçliğin ortasında hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlardı. Bu yüzden bizim için karanlık bir senaryoydu.

Biz oraya giderken eleştiriler de aldık. Ama oraya gittiğimizde, orada uygulanan normal bir tedavi değildi. Psikolojik bir yardımdı. Oradaki koşullar içerisinde ‘Suya ihtiyacınız var mı?’ sorusunu sormak bile çok değerliydi. Kişileri yönlendirmek çok önemliydi ve ailelerden iyi geri dönüşler de aldık.”

 

“Düşünmeden kabul ettik”

Soru: Oraya giderken, bir tedirginliğiniz var mıydı? Ailelerinizin yaklaşımı nasıldı?

◾ Işıl Direktör: “Bizim bir tedirginliğimiz olmadı. Bize bu durum söylendiğinde düşünmeden kabul ettik ama tabii ki ailemiz, yakın çevremiz kaygılandı. Ama biz profesyonelseniz onu kesinlikle düşünmezsiniz. Uçağa bindiğimizde ‘tüm duygu ve düşüncelerimizi Kıbrıs’ta bırakıyoruz’ dedik ve öyle gittik. Çok sıkıntı yaşamadık. Biz sadece bireysel olarak değil, derneğimizi temsilen de oraya gittik ve bunu başardık.”

 

“Çok büyük umut aşılandı, gerçek öyle değildi. Bu durum, insanlarımızı çok etkiledi”

Soru: Bu süreçteki sosyal medya paylaşımları ve verilen bilgiler nasıldı? Bu bakımdan süreci iyi yönetebildik mi?

◾ Işıl Direktör: “Biz, Adıyaman’a gitmeden önce dernek olarak medyanın bu süreçte nasıl haber yapması gerektiğinin çalışmasını yapıp, sosyal medya hesaplarımızda paylaştık. Sosyal medya kişileri çok fazla etkiler. Biz gittiğimizde, orada çalışan diğer gönüllü arkadaşların da söylediği beklentinin o olmadığıydı. Çünkü sosyal medya üzerinden onlara söylenilen ilk bilgiler ve paylaşımlar bu yönde değildi. Enkazdan çok fazla çocuğumuzun ve velimizin çıkarıldığı bilgisiydi ve maalesef onlar gittikleri zaman bir hayal kırıklığı daha yaşadılar. Bu, bizi çok daha zor bir sürece soktu. Şunun altını çizmek istiyorum ki, basın bacağında kişiler bu süreci yönetmekte zorlanıyorlarsa, haber okuma ve haber takip sürecini ciddi şekilde azaltmaları gerekiyor. Beni Adıyaman’dayken en çok rahatlatan şey, sosyal medyayı takip edememekti. Ben fark ettim ki, sosyal medyayı kullandığımda çok daha fazla süreç içerisinde geriliyordum. Çünkü beni çok büyük bir belirsizliğe sürüklüyordu.” 

◾ Bleda Tilki: “Orası için ilk etapta bir umut aşılandı ve oraya gittiğimizde baktık ki o umut yok... Ben psikolog olmasam ve bu yayınları görsem, ciddi derecede etkilenirdim. Tüm basın emekçilerinin de, medya sektörünün de elinde olan gücünü farkında olması gerekiyor. Bir toplumu ya doğru yönlendirir ve gerçekten psikolojik olarak iyi hale sokabilir, ya da tam tersi her şeyi mahvedebilir… Bir basın emekçisi veya bir medya kuruluşunun bu ince ayarı tutturması, hele de bu kritik dönemde çok önemli...”

Soru: Bundan sonrasında bizleri ne bekliyor?

◾ Bleda Tilki: “Hepimizin farklı yas süreci boyutları vardır. Bu; yaşa göre, yaşam koşullarına göre, işinize göre değişiyor. Bazı insanlar 6 ayda bu süreci tamamlar, bazı insanlar 3 yıla kadar çıkabilir. Bazı insanlar bu süreci hiç yaşamaz. Başka bir sağlık problemiyle karşısına çıkar. O yüzden yas süreci sağlıklıdır. Olması gereken bir durumdur ve net olarak bunun ne kadar süreceğini söyleyemeyiz. Şunu söyleyebilirim ki, çocuklarımızın toprağa verilmesiyle birlikte aileleri, arkadaşları, yakınları için o yas süreci başladı ve ne kadar süreceğini hep birlikte göreceğiz. Gerekli desteği de her zaman vermeye hazırız çünkü bu kişinin bireysel olarak değil, toplumsal olarak dayanışma içerisinde yürütmesi gereken bir süreç…”


“Rutinimizden çıkmamamız gerekiyor”

Soru: Bugünleri atlatmak için ne yapmalıyız?

◾ Işıl Direktör: “Kesinlikle rutinden çıkmamamız ve durumu kabullenmemiz gerekiyor. Gerek işimize elimizden geldiğince sağlıklı bir şekilde gitmek, gerekse günlük rutinimizi bir şekilde devam ettirmek ilk aşamada yapılabilecek en değerli şeylerden biridir. Bunlar yapılıyor, kişi süreç içerisinde yine çok zorlanıyorsa, bu noktada da profesyonel destek alması kaçınılmazdır.”

◾ Bleda Tilki: “Biz, bazen eleştirilerle de karşı karşıya kalıyoruz. ‘Nasıl rutin hayata dönülür?’ yorumları görüyorum. Hayır… Bunu insanlar yapmalı zaten. Evet, kahvenizi içmeye gidin, sosyalleşin. Bu ortamda bunu sosyal medyada paylaşmasanız da olur. Biz, toplumsal olarak sağlıklı bir yas süreci geçireceksek, öncelikle bireylerin iyi olması lazım… Bunu da her zaman yaptıklarımızla yapabiliriz.”

 

“Süreç daha yeni başladı, çok yoğunuz…”

Soru: Tüm yaşananları geride bıraktık ve yeni bir sürecin içerisine girdik. Şu anda neler yapıyorsunuz?

◾ Işıl Direktör: “Devlet mecralarımız sürecin içerisindeki psikolojik desteğin çok ciddi bir şekilde farkında. Bu noktada bizleri de sürecin içerisine dâhil ediyorlar. O yüzden günlerimiz şu an için çok yoğun geçiyor. Bu noktada onlara da çok teşekkür ediyoruz. Süreç daha yeni başladı diyebiliriz. Tek bir kanalda, farklı birimler olarak yoğun bir şekilde çalışıyoruz.”

Özel Haber Haberleri