Organ bağışı...

Cenk Mutluyakalı

Birisi sordu, “Bana yol gösterir misin, organlarımı bağışlamak istiyorum...”
Ne harika bir istek bu!
Bir başkasına hayat vermek...
Yeniden doğmak bir başka bedende...
“Ölümden sonra yaşam” bu olmalı.

***

TL’nin erittiği hayatlarımızdan keçiye tecavüze kadar pek çok “yakıcı” gündem var.
Meclis’te dokunulmazlık zırhına gizlenen yalanlar, gasp edilen plajlarda haraca bağlanan toplum var.
Akaryakıta, elektriğe zam var.
Asfalt var, sinek var, kaldırım var.
Kirli ellerini rulet cennetimizde yıkayan para babaları var.
Ve bir de organ bağışına dair rakamlar var, yani hayat var.
Çamurun içinde filizlenmiş tohum gibi...
Işık gibi, tünelin ucunda...

***

Henüz 4 yıldır ülkemizde organ nakli yapılıyor ve 50 insan yeniden hayata döndü.
Ölümle yaşamın yan yana geldiği bir zamanı anlatıyorum…
“Beyin ölümü” kararı verilmiş 14 kişinin organları nakledildi. 11’i de hayatta olan kişilerden yapılan nakiller...
Türkiye’ye gönderilen 3 kalp var.
Şu anda üç insanın kalbi bir başka bedende yaşıyor ve kelimeler kifayetsiz kalıyor.

***

İlk “organ nakli”ni de anımsıyorum, 3 sene önce... 12 yaşından bugüne nakil bekleyen bir gençti... 19 yaşında ameliyata girdi... Yeni organlarına kavuştu...
Ve şimdi sağlıklı…

***

“Bana yol gösterir misin, organlarımı bağışlamak istiyorum” demişti dostum…
Sağlık Bakanlığı merkez binasına gitmeniz gerekiyor ve orada ilgili birime başvurmak.
Bir form dolduruluyor -ki bu form Bakanlığın WEB sayfasında da var.-
Kimlik ibraz edilerek organ bağışı gerçekleşmiş oluyor.
Elbette "organ bağışı"nın sadece Bakanlık binasında kabul edilmesi çok pratik değil.
Devlet Hastaneleri'nde de bu bağışlar olabilmeli, tüm ilçelerde... Ve bu alanda en önemli şansımız, Sağlık Bakanlığı Koordinasyon Kurulu’ndan Doç. Dr. Düriye Deren Oygar... “Olacak” diyor, “merak etme...”
Organlarınızı bağışlayınız lütfen.
Bunca “karanlık” içinde, sizin de bir “ışığınız” olsun. İnsanlığın daha çok umudu...