Dila ŞİMŞEK
Ahşap mobilyacılıkla uğraşan Halil Türel, on senedir kendine açtığı çiçek dükkanında organik ürünler yetiştiriyor.
Tepebaşı girişine yakın, yol üstündeki dükkanında, organik mantardan macuna, pekmezden reçele, turşudan sebze ve meyveye birçok yiyecek üretiyor.
Bahçesinde sayısını unuttuğu kadar çeşitli tür olan Türel, çevredeki sokak hayvanlarına da yardım ediyor.
“İşim çok fazla kazanç sağlamasa da, ben üretmekten ve doğayla, hayvanlarla iç içe olmaktan çok mutluyum”
Dükkana en çok turistlerin geldiğini, yerli halktan da yaptığı organik üretimi bilen kişilerin uğradığını belirtiyor. Yıllardır özellikle mantar ve ayrellisi ile sevildiğini söylüyor. “İşim çok fazla kazanç sağlamasa da, ben üretmekten ve doğayla, hayvanlarla iç içe olmaktan çok mutluyum. Çocukken de köyde mantar ve ayrelli toplar, bunları satışa sunardım” diyor.
Doğal mantarın oldukça rağbet gördüğünü dile getiren Türel, “En büyük isteğim, bahçemi genişletmek ve yol kenarından ziyade, doğanın daha içinde bir alanda ürünlerimi yetiştirmek istiyorum. Her ne kadar bahçemin kenarları kapalı da olsa, çevrede araba seslerinin ve kirliliğin olmadığı bir ortamda üretim yapmayı tercih ederdim” diye devam ediyor.
“Dükkanımın yerini değiştirmememin en büyük sebebi hayvanlar”
Çevredeki hayvanlara elinden geldiği yardımı yapan Türel, kedi ve köpekleri besliyor, kaçak avcıların kapana kıstırdığı tavşanları kurtarmaya çalışıyor. Avcıların doğada terk ettiği köpeklere yuva açtığını kaydeden Türel, “Bir zamanlar dükkanımda 24 köpek vardı. Avcılar gelip avlandıktan sonra köpekleri burada bırakabiliyor. Ben de onları kimsesiz ve aç bırakmak istemiyorum. Sokak hayvanlarının güvende yatabileceği bir yer, yiyecek mama ve su sağlamaya çalışıyorum. Dükkanımın yerini değiştirmememin en büyük sebebi hayvanlar” şeklinde konuşuyor.
“Kazancımın yarısı onlara gidiyor, ama helal olsun”
Türel sözlerine şöyle devam ediyor: “Kendimi organik ve doğal ürün yetiştirmekte daha da geliştirmek, bahçemi zenginleştirmek ve büyütmek istiyorum. Bunu yaparken de hayvanlara yardım edebilirsem ne mutlu bana. Kazancımın yarısı onlara gidiyor, ama helal olsun. Ben çevremde onların olmasından çok mutluyum. Kaçak avcıların burada köpekleri terk etmesinden, çevreye, ağaçlara ve tabelalara verdiği zarardan, hayvanları yaralı halde bırakmasından rahatsızım. Bunun daha iyi denetlenmesi gerektiğini düşünüyorum. İnsanlarımız daha duyarlı olmalı”