Kanser Araştırma Vakfı’nın kanser konusunda farkındalık yaratmak, kanser araştırmalarına fon yaratmak amacı ile organize ettiği etkinlik 14. kez gerçekleşti bu yıl. Toplanan sponsorluklar ile, pürüzsüz organizasyonu ile, düzenlenen aktiviteleri, sıcak gönüllüleri ile bir çok örgütün özendiği bir etkinliğe dönüştü Orkide Yürüyüşü yıllar içerisinde, markalaştı. Öyle ki benzerlerini yaratmaya başladı.
Örnek almak, takdir etmek güzel de, aynı gün, aynı isim ile farklı bir güzergahta etkinlik düzenlemek pek hoş olmuyor doğrusu. Bölündükçe çoğalmıyoruz dostlar, yapmayın ne olur. İşbirliği, biliyorum çok alışkın olduğumuz bir kavram değil sivil toplum literatüründe de birbirimize gölge etmemeye çalışsak en azından, olmaz mı sanki?
Bir etkinlik takvimi oluştursak örneğin, aynı kitleye hitap ediyorsak irtibatta olsak, kitlemize benzeri etkinlikleri farklı haftalarda sunsak, daha güzel, daha verimli organizasyonlara imza atmaz mıyız sizce de. Yardımlaşarak demiyorum bile dikkat ederseniz, ayaklarım o kadar yere basıyor yani!
Orkide Yürüyüşü’nü hep başarılı bir etkinlik olarak görür, mutlaka katılmaya çalışırım. Sağlıklı yaşamı desteklediği için, kanser hastalığı ile savaştığı için, doğada yer aldığı için özellikle takdir ederim. Ancak tüm bu amaçlar ile bağdaştıramadığım konular da var organizasyonun içinde.
Yürüyüş düzenlemek çok güzel fikir, özellikle iki adımlık yola araba ile gitmeyi tercih eden Kıbrıslılar üzerinde katmerli bir etki yaratma potansiyeline sahip bence. Diğer taraftan doğa yürüyüşü düzenliyorsanız, adını da Orkide Yürüyüşü koyuyorsanız bu yürüyüşü asfalt yolda yapmak bana oldukça mantıksız geliyor. Yıllarca katıldığım Orkide Yürüyüşleri’nde tek bir Orkide görmediğimi de eklemek zorundayım.
Sağlıklı yaşam adına yürüyüş düzenleyip, pek sağlıksız sandviç ve çikolata dağıtmayı da ayrı bir ikilem olarak görüyorum. Daha güzel seçenekler olabilir pekala dağıtılan paketlerde. Hiç yiyecek dağıtmayıp mola noktasında kurulan yerli tadlarımız standlarını desteklemek de ayrı bir yöntem olabilir. Oradaki pilavunanın, bulgur köftesi, köy çöreği ve hellimin tadı doyumsuz. Karbonhidrat yüklemesini en azından keyifle yaparız.
Bu yıl Lapta Belediyesi iş araçları ile gezip çıkan çöpleri topladı, ne güzel. Belediye’nin araçlarını görünce dağıtılan paketler içine konulan naylon poşetleri kendimi çok zorlayarak da olsa kabul edilebilir buldum. Biliyorsunuz poşet doğaya çok zararlı olmasının yanında kanserojen madde içeriyor, o yüzden kullanımını ne kadar azaltabilirsek o kadar iyi. Çöp konusuna daha doğa dostu bir çözüm bulabilsek keşke.
Bitiş noktasında kanserle savaşmak zorunda kalanlarımıza saygı duruşu, çeşitli etkinlikler, Özerlat’ın yorgunluk kahvesi, gönüllü emekler, duygulandırıcı boyutta paylaşımlara ulaşıyor, göz dolduruyor.
Ancak, doğaya bırakılan bin kusur balonun çevre üzerindeki etkisini KAV niye hesaba katmıyor, anlamakta zorlanıyorum. Bu kadar plastiğin doğaya bırakılmasının doğru olduğunu düşünüyor olamazlar.
Orkide Yürüyüşü’nün ardında ciddi bir planlama, yoğun gönüllü emekler olduğu, KAV’ın kanser araştırması konusunda ciddi katkıları olduğu yadsınamaz. Seneye daha çevre dostu, daha sağlıklı ve daha keyifli bir etkinlikte buluşmak umudu ile...