Ağıllar ile Mersinlik köyleri arasındaki dağlık ve ormanlık alanda bir “dağ evi”nde başlayan yangın 16 bin dönümden fazla bir alanı kül etti.
Yangının başladığı vadinin orta yerindeki o gizemli evi ve bahçeyi sorguladık, Tarım Bakanı Dursun Oğuz “Orman Dairesi Müdürüne sordum, özel mülk dediler, böyle bir yerde özel mülk nasıl olur, ben de şaşırdım” yanıtını verdi.
Dağ ya da bahçe evinin sahibi H.K poliste tutuklu olarak bulunuyor.
Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Oğuz, söz konusu kişinin 1975 göçmeni olduğunu söylüyor, o nedenle, “muhtemelen birinden satın aldı” diyor.
“Ormanın ortasında özel mülk olabilir mi” diye soruyorum.
“Bilmiyorum” diyor.
Bakan yorgun, üç gün üç gecedir gözü uyku görmemiş, yangın yerinden Meclis’e dönmüş, Meclis’ten yeniden Mersinlik köyüne doğru giderken konuşuyoruz.
“Ağıllar’a doğru yangın tümüyle kontrol altına alınmıştı, yeniden harladı. Şimdi ayrıca Beşparmaklar’a ilerliyor. Mersinlik köyünün içine de yöneldi. O nedenle, böylesi bir ortamda, yangının çıktığı o yer hakkında çok da soruşturma şansımız olmadı” diyor.
“Yerleşim izni mutlaka sorgulanacaktır”
“Sizde hangi bilgiler var” diye soruyorum.
"Bana söylenen buranın özel mülk olduğudur. İş makinesi, iş aracı aniden harlıyor, alevleniyor, ormana sirayet ediyor. Orman Dairesi hemen müdahale ediyor ama yangın büyüyor. Orman Dairesi zamanında gitmiş. Yine de önüne geçilemedi.
“Burada yerleşim izni verilebilir mi?” diyorum.
"Bilgim yoktu, haberim yoktu, ben de şaşırdım, böyle bir yerde nasıl özel mülk oluyor. İnşaat ya da yerleşim izni eğer varsa kim verdi mutlaka sorgulanacaktır. İlgili kişi de zaten tutukludur.”
Yangına sebep: Kayıtsız, plakasız kepçe
Yangının çıkmasında ihmali görülen ‘Dağ Evi’ sahibi H.K, ormanlık alan içerisinde alevlenen kepçenin operatörü A.Ş ile birlikte tutuklu bulunuyor.
Polis iki kişiyi “ihmalkârlık sonucu yangına sebebiyet vermek” suçlamasıyla tutukladı.
İlgili kepçenin “kayıtsız ve plakasız” olduğu mahkemede açıklandı. İlgili evin ise durumu mahkemede belirtilmedi.
Tanık polisin Mağusa Kaza Mahkemesi’ndeki ifadesine göre “kayıtsız, plakasız kepçe, yeterli emniyet tedbiri olmadan akü kablolarının kısa devre yapması sonucu tutuştu.”
‘2015’de bakan onayı ile kiralandı’
Orman Dairesi eski görevlilerinden biri ile konuşuyorum, orman arazileri içerisinde denetimsiz yapılaşma, gelişigüzel hayat ve iş araçları olamayacağını belirtiyor.
Yangının başladığı alanla ilgili 2015’te ‘Bakanlık onayı’ ile Orman Dairesi’nden kiralanan bir ev ve tapulu bir bahçe olduğunu iddia eden görevli, “1960’dan beri orası ormanlık araziydi. Özel mülk deniyor ama sanmıyorum. İngiliz zamanında orman içinde Ormancı Evleri yapılırdı. O evlerin amacı ormanların korunması için görevlilerin gözetim maksatlı ikamet etmesiydi. Bu evler devriyeler için kullanılırdı, keyif için değil…”
Mersinlik yakınlarındaki ormanlık arazinin H.K adlı kişiye kiralanmasının, dönemin Çevre Bakanı Hakan Dinçyürek döneminde olduğu iddia edildi.
Ulusal Birlik Partisi Milletvekili Hakan Dinçyürek’e ulaşıyorum, 7 yıl önce yapılan bir işlemi hatırlamasına imkan olmadığını söyleyerek, “Binlerce orman arazisi kiralanıyor, her bakan döneminde kiralanıyor ve benim bakanlığım dönemimde de çok sayıda kiralama oluyor. Bu orman evi hakkında bilgim yoktur ve hatırlamıyorum. Kendi dönemimde yasa dışı bir işlemim olmamıştır” dedi.
Sorumlular kim?
Şimdi çok açık soruyorum:
O kayıtsız, plakasız araç, o kepçe, Mersinlik – Ağıllar arasındaki ormanlık alanda olmasaydı…
O ev kiralanmasaydı…
Bu yangın çıkacak mıydı?
Bir ihmal, yasa dışılık, ayrıcalık, görmezden gelme, yandaşlık, hatır varsa ve bunun hesabı sorulmazsa eğer “cinayet” mahallinde ağlamanın da hiçbir anlamı yoktur.
Ağaçlar, canlılar, doğa, bitki örtüsü bedel ödedi.
Ya sorumlular?
ÖNCESİ
SONRASI