Çam kese böceği sorunu, uzun zamandır ülkemizin gündeminde yer tutmaktadır. Ormanlarımıza zarar veren, çam kese böceği mücadelesi konusunda, çeşitli çalışmalar yürütülmektedir.
Çam kese böceği ile mücadelede, Orman Mühendisleri Odası ile Orman Dairesi ve Bakanlık arasında bazı görüş farklılıkları bulunmaktadır. Ben de, bugünkü yazımda, farklı bakış açılarına değinip, kendi değerlendirmelerimi yapacağım.
Çam kese böceği, özellikle kızılçam olmak üzere, çam türleri üzerinde etkili olan bir orman zararlısıdır. Böcek, Fransa, İspanya, İtalya, Yunanistan, Güney Kıbrıs, Türkiye gibi Akdeniz ülkelerinde etkili olmaktadır.
Bu böcek, yaz ve kış döneminin iklim koşulları, doğal düşmanlarının (avcı böcek v.b.) çoğalmaması gibi birçok değişkene bağlı olarak, genellikle 3-5 yıllık periyotlarda aşırı bir çoğalma gösterebilmektedir. Popülasyonunun çok arttığı dönemleri takip eden yıllarda ise, genellikle doğal nedenlere bağlı olarak yeniden zarar eşiği altına düşmektedir.
1980’li yıllardan itibaren, ülkemizde bu böcekle mücadele önceleri böcek yumurta koçanı ve keselerinin kesilip toplanması ile yapılırken, zaman içerisinde tamamen kimyasal ilaç kullanımına geçilmiştir.
Ancak, kimyasal ilacın, bu böceğin doğal düşmanı olan veya olmayan diğer tüm canlıları (arılar da dahil) yok ettiği anlaşılmış ve mücadele metodları, doğaya en uygun ve sürdürülebilir mücadele yöntemi olan, böceğin doğal düşmanlarını destekleme ve biyolojik ilaçlama yöntemlerine yönelmiştir.
2010 yılından sonra ise, böceğin çoğaldığı dönemlerde, her yıl olmamak kaydıyla ara ara biyolojik ilaç kullanılmış ve böcek popülasyonunun ciddi oranda azaldığı görülmüştür. Bu yöntemin, böcek popülasyonunu etkili derecede düşürdüğü kabul edilmektedir.
Orman Mühendisleri Odası (OMO), Tarım Bakanlığının, mücadele konusunda yetersiz kaldığını, ana mücadele yönteminin havadan biyolojik ilaçlama olduğunu gözden kaçırdığını belirtmektedir.
Zira, ormanlarımızdaki çam kese böceği zararlısı, çok yüksek yoğunluğa ulaşmış durumdadır. Bazı uzmanlar ise, havadan ilaçlama yönteminin, tek başına yetersiz kaldığını iddia etmektedirler.
Öte yandan, geçmiş yıllarda, Bakanlık tarafından yapılan projeler ve ihaleler çerçevesinde, havadan yürütülen biyolojik ilaçlama yöntemi ile, çam kese böceği ile mücadelede, yüksek oranlarda başarı sağlandığı yetkililer tarafından vurgulanmaktadır.
Tarım Bakanlığı ise, sadece biyolojik ilaçlama değil, Colosoma adında başka bir avcı böcek ve diğer doğal yöntemleri kullanarak, çam kese böceği ile mücadele etmeyi de düşünmektedir.
Ancak, Orman Mühendisleri Odası’ na göre, yaklaşık 25 bin hektar orman alanındaki çam kese böceği tehdidi ile, Colosoma isimli avcı böceği kullanarak mücadele etmek, zaman, bütçe ve avcı böcek sayısı düşünüldüğü zaman, mümkün görünmemektedir.
Çam kese böceği ile mücadelede, Colosoma, havuz yöntemi, yumurta toplama, kese toplama gibi yöntemler elbette vardır. Ancak, bu yöntemlerin, esas mücadele yöntemi olan havadan ilaçlamının yerini tutmayacağı, sadece destekleyici yöntemler olduğu, hastalığın yoğunluğu kırıldıktan sonra, bu yöntemlerle mücadeleye devam etmenin fayda sağlayacağı, Oda tarafından vurgulanmaktadır.
Madalyonun öbür yüzünde ise, Bazı uzmanlar, biyolojik ilaç kullanımının etkisinin, sadece uygulandığı yıldaki ve uygulandığı bölgedeki böcek popülasyonunu o yıl için yok etmekle sınırlı kaldığını, gerek uygulama maliyeti, gerekse etki süresinin uygulandığı yıl ile sınırlı kalması bakımından, bu mücadelenin tek başına sürdürülebilir olmadığını belirtmektedir.
2016-2020 yıllarını kapsayan 5 yıllık bir ilaçlama dönemi için, yaklaşık 5 milyon Euro harcandığını öğrendik. Ancak, sonuçta görülmektedir ki, 2020 yılından sonra ilaçlama yapılmayan 2 yıllık aranın sonrasında, çam kese böceği popülasyonunda yeniden büyük artış yaşanmıştır. Bu durum bize, sadece havadan ilaçlamının böceği tamamen yok etmediğini, başka tedbirlere de ihtiyaç olduğunu göstermektedir.
2010 yılından sonra başlanan havadan biyolojik ilaçlama yöntemleri, düzenlenen şartnamelerle, ihaleler yoluyla yapılmaktadır. Bu şartnameler, biyolojik ilaç piyasasındaki, bilimsel gelişmelere ve çeşitliliğe paralel olarak mutlaka güncellenmelidir. Statik, sabit bir içerikte kalmamalıdır.
Son tahlilde şunu vurgulamak istiyorum; çam kese böceği ile mücadelenin en doğal yöntemlerinin başında, böceğin doğal düşmanı olan, avcı böceklerin(Calasoma) çoğaltılması ve ormanlara salınması, ormanlardaki kuş yuvalarının çoğaltılması gelmektedir.
Bunların yanında, çam kese böceğinin çok arttığı yıllarda, böceğin insanlara zarar verebileceği bölgelerle sınırlı kalmak koşuluyla, biyolojik ilaçlama yapılmalıdır.Burada önemli olan, doğadaki ekolojik yapıya, dengeye ve yaşam zincirine zarar vermeden, çam kese böceği ile mücadele edebilmektir.
Kısaca söylemek gerekirse, çam kese böceği mücadelesinde, sadece tek bir çözüm yolu yoktur. Doğaya ve eko sisteme en az zarar verecek yöntemlerin, bir birini tamamlayacak şekilde uygulanması büyük önem taşımaktadır.