“Ormansızlaşma ve hava kirliliği tehlikesi”

Kış geldi, odun sobası ve şömineler yandı... Bacalar tütüyor, uzmanlar uyarıyor

Dila ŞİMŞEK

Kışın kendini hissettirmeye başlaması ile ısınmak için gerek odun sobası gerekse şömine kullanmayı tercih edenlerin evinde bacalar tütmeye başladı.

Uzmanlar ve çevre hakkı savunucuları, kaynakların duyarsızca tüketiminin, sadece ağaç ve ormanların yok olmasına değil, aynı zamanda hava kirliliğine de yol açtığına işaret ediyor.

Çevreciler, düşüncesizce odun, kömür ve benzeri malzemelerin tüketilmesinin denetim altında yapılmadığından, ormanlık alanları yok edeceği endişelerini belirtti.

Bu malzemelerin kullanımının artmasının hava kirliliğine sebep olduğuna ve bunun sadece doğa için değil, insanlar için de olumsuz sonuçlara yol açacağını da ekleyen çevreciler, denetimli ve kontrollü kullanım istedi.

Sürdürülebilir güneş ve rüzgâr enerjisi panellerinin ülkemize kurulmasını talep eden çevreciler, böylelikle halkın ‘çevreye zarar vermeden de’ ısınabileceğini kaydetti.

“İnsanlar, Orman dairesinin izni olmadan ağaç katlediyor ve bundan menfaat elde ediyor” şeklinde konuşan çevre hakkı savunucuları, özellikle kültürel değer olarak kabul edilen portakal, zeytin, hurma gibi ağaçların kesilmesinin yasaklanıp, aksi takdirde cezalandırılması gerektiğini savundu.

 

Yeşil Barış Hareketi Genel Sekreteri Doğan Sahir:
“İnsanlar sadece kendi hayatlarını değil, bizimkini de tehlikeye sokuyor”

“Ülkemizdeki en büyük sorun aslında plansızlık. Enerji politikasının yönetimi ile ilgili herhangi bir planlı çalışma maalesef ki yok. Kışları ısınma amaçlı en çok elektrik ve gaz kullanıyoruz. Fakat elektriğin fiyatının artması, insanları son zamanlarda soba ve şömine kullanımına daha çok itti. Özellikle odun sobası ithalinde hiçbir denetim veya kısıtlama bulunmuyor. Bu sobalar ithal edilirken, ne yakılacağı, ne kadar tüketileceği, etkisinin ne olacağının kontrolü yapılmıyor. Kayıtsız bir şekilde evlere şömine inşa ediliyor. Bu tür ısınma yöntemlerinde, yakılan odunun kimden alındığı, o kişinin bu odunu nasıl elde ettiği, hangi ağaçların kesildiği kayıt altında olmalıdır. Ayrıca böyle bir izin verilirken, bu ısınma aletlerinin yılda ne kadar odun tüketeceği de hesaplanmalı. İnsanlar ne yazık ki ağaçları rastgele, istediği şekilde ve kontrolsüzce kesiyor.  Dahası, sadece odun veya kömür değil, plastik, lastik, çöp vs. gibi şeyleri de yakan insanlar bulunmakta, ki bu çok daha bilinçsizce yapılan kötü bir davranış. Tüm dünyaca zararları olduğu kabul görmüş petrokok tüketimi de mevcut. Petrokok, denetimsizce ithal ediliyor ve aynı zamanda kaçak yollarla da ülkemize giriyor. Orman ve meyve ağaçlarımız tehlike altında. Odun, kömür ve benzeri malzemelerin yoğun olarak tüketildiği alanlarda ciddi bir hava kirliliği söz konusu. İnsanlar düşüncesizce bu ısınma yöntemlerini kullanarak sadece kendi hayatlarını değil, bizimkini de tehlikeye sokuyor.”

 

Biyologlar Derneği Üyesi Hasan Sarpten:
“Zeytin ve hurma ağaçlarının kesimi katiyen yasaklanmalı”

“Öncelikle, ekonomik krizin halkı çok kötü etkilediğini, bu sebeple de önceden elektrik ve gaz kullanan yurttaşların, şimdi daha ucuza ısınabilmek için odun yakımına yöneldiğini belirtmek istiyorum. Elektriğe ve tüpe gelen bu zam, insanları ısınma ihtiyaçlarını karşılayabilmek için odun kullanımına teşvik etti. Yakın zamanda Orman Dairesi, odun ihtiyacının daha önce hiç görülmemiş bir talebe ulaştığı açıklamasında bulundu. Zaten orman yoksulu olan ülkemizde, her geçen gün ağaçlarımız ve yeşil alanlarımız azalıyor. Bu ülkemiz için çok ciddi bir sorundur. Özellikle de tarihi değere sahip olan zeytin ve hurma ağaçlarının, katiyen kesilmesine izin verilmemeli ve yasal olarak bu ağaçlar korunmalıdır. Maalesef şu anda kontrolsüz odun kesimi yapılıyor. Orman Dairesinden izinsizce, insanların geceleri gizli gizli ağaç katletmesi, bunu yakacak odun olarak kullanması veya bundan menfaat elde ederek satması kabul edilemez. Daha çok şehir merkezlerinde, içinde gerek plastik gerek ise çöp vs. yakılan sobalar çevreye çok ciddi bir zarar verir ve hava kirliliğine sebep olur. Biz, çevreciler olarak, rüzgar ve güneş gibi alternatif enerji kaynaklarının kurulup, ısınmanın bununla sağlanmasını savunur ve destekleriz. Böyle devam ederse yeşil alanlarımız çok ciddi bir risk ile karşı karşıya kalacak.”

 

Biyologlar Derneği Başkanı Niyazi Türkseven:
“Fosil yakıt kullanımına kıyasla, odun çevreye daha az zarar veren bir ısınma aracıdır”

“Isınmak temel bir ihtiyaçtır. Ülkemizdeki insanlar da, her kış, çeşitli ısınma kaynaklarından faydalanır. Genelde en çok gazlı soba ve klima, sonrasında ise odun sobası ve şömine tercih edilir. Fakat odun kullanımı ile fosil yakıt kullanımı arasında büyük bir fark var. Fosil yakıtların kullanımı, oduna kıyasla çevreye daha çok zarar verir ve hava kirliliğine büyük ölçüde olumsuz etkide bulunur. Ağaçlar, yaşamları boyunca karbondioksiti emer, sonrasında kesilip yakıldıklarında ise, yine aynı karbondioksiti havaya salar. Bunun yanı sıra elektrik, gaz, taş kömürü ve benzeri kaynakların kullanımı çevreyi kirletir, sera gazlarının artmasına sebep olur ve bu da küresel ısınmaya yol açar. Yani bu malzemeleri kıyasladığımızda, odun diğerlerine göre daha iyi niyetli kalır. Çünkü odun yakımı ekstra karbondioksit sağlamazken, diğer fosil yakıtların kullanımı karbondioksit üretip, hava kirliliğini arttırır, bu da ozon tabakasının delinmesine yol açar. Yalnız, odun kullanımı hakkındaki söylediklerim yanlış anlaşılmasın, odun tüketimi ile ilgili de çözmemiz gereken sorunlar vardır. Bunlardan en büyüğü ise, düzensizce, standartlara uygunsuz bir biçimde ağaç kesilmesidir. Yani ne kadar ağacın, nereden ve nasıl kesildiği çok önemlidir. Diğer bir sorun ise, kalabalık mahallelerde odun sobasının çok fazla kullanılarak, çevredeki insanları rahatsız etmesidir. Aynı zamanda, kontrolsüz ve kaçak ağaç kesimi önlenmelidir. Odun yakımı, ülkemizdeki diğer tüketilen ısınma kaynaklarına kıyasla daha az zararlı olsa da, biz her zaman sürdürülebilir olan güneş enerjisinin kullanılmasını savunuruz. Ülkemizin iklim şartları da ele alındığında, tüketimi hem daha ucuz hem de daha çevreci olan güneş enerjisinin teşvik edilmesi gerekir. Böylelikle ağaçları kesmeden ısınabiliriz ve doğaya da hiçbir zararı olmaz.”

 

KISBÜ Doğa ve Çevre Kulübü Başkanı Abdurrahman Arıkan:
“Hava Kirliliği gelecek nesle bırakacağımız en kötü mirastır”

“Kış aylarının gelmesiyle birlikte ısınma temel bir ihtiyaç. Kıbrıs’ta maalesef az seçenek bulunduğundan, genellikle elektrikli ısıtıcı kullanılıyor. Fakat elektriğe zam geldiğinden, insanlar kömür ve odun gibi kaynakları kullanarak, şömine ve soba ile ısınıyor. Kullanılmasında sakınca bulmuyorum, ama doğru kullanılması kesinlikle şart. İnsanların elimizdeki kaynakları bilinçsiz kullanımını karbondioksit gazının artmasına, bu da ozon tabakasının delinmesine sebep oluyor. Soba ve şömineden çıkan zararlı gazların filtreden geçmeden direkt doğa ile buluşması maalesef gelecek nesillerimize bırakılmış en kötü miras olacaktır. Halk bir yönden çaresiz ve odun yakmaya mecbur bırakılıyor. Bir yönden de bilinçlenme hususunda zayıf kalıyor. Hava kirliliğinin engellenmesi ve temiz bir hava bırakılması adına bunu hoş karşılamıyorum. Yetkililerin üzerine düşeni yapması gerekir. Çevrenin kirlenmesine göz göre göre izin veremeyiz. Kıbrıs tarihi güzelliklerinin yanı sıra doğal güzellikleriyle de ön planda duruyor. Biz koruduğumuz sürece de böyle kalacaktır. Sağlığı olumsuz etkileyen en önemli sorunlardan biri ise, fosil yakıtlarının tüketilmesidir. Halkımızın, soba ve şöminelerde ne yakması gerektiği, ne kadar yakması gerektiği ve çevreye minimum zarar vermek adına nasıl bir ısıtma kullanması gerektiği konusunda bilinçlenmeli.”

 

Özel Haber Haberleri