Politis gazetesinin başyazarı Marilena Evangelou, artık Yenidüzen okurlarıyla da buluşuyor. Yenidüzen’de yayımlanan “Sessiz ve Sakin” adlı ilk yazısını; genç yetenek Türkan’ın bir Kıbrıslı olarak nasıl bir ortak değer yarattığını anlatarak başlattı, Kıbrıs Üniversitesi’nin yapmış olduğu araştırmaya sonuçlarına göre “ortak okul” kurulması durumunda Kıbrıslı Rumların %61’inin bu okula çocuklarını göndermeye sıcak baktığı bulgusuyla tamamladı.
Yazıdaki “korkuya ve zamanımızın gerisinde kalmış algılara, en güzel cevabı toplum vermektedir” ifadesi en anlamlı vurguydu… Katılmamak mümkün değil. Bu tür algılara ortak değerlere sahip toplum tarafından yanıt verilmesi gerekliliği aşikar…
Ortak okul, işte bu ortak değerlerin yaratılabilmesi için anlamlı bir öneri, yakalanması gereken önemli bir hedef… Bu öneri BM yetkilerine taşınabilir ve gerçekleştirilebilir… Ortak okul, ortak değerlerle beraber ortak geleceğin de en önemli nüvesi olabilir.
Çözümle beraber oluşturulacak Birleşik Kıbrıs’ın ortağı olarak AB üyesi bir ülkenin vatandaşları olacağız… Bu olgu; daha çok demokrasi, daha çok insan hakları, daha çok empati, daha çok anlayış, daha çok hoşgörü, daha çok ortak değerlere ihtiyaç duymaktadır. Bunları hayat geçirmekte de eğitimin işidir…
Öte yandan Birleşik Kıbrıs’a ait vatandaşlık bilincinin tüm bireyler tarafından içselleştirilmesi gerekliliği de kaçınılmazdır. Bu da eğitimin işidir…
Bu noktada karşılıklı olarak kurulan “Eğitim Teknik Komitelerine” büyük iş düşmektedir. Komitelerin çalışmaları hakkında şimdiden yorum yapmak, çok haksızca olur ancak bugünkünden çok daha etkin ve geniş perspektifli bir hazırlık beklediğimi de söylemeliyim. Bu konuda komitenin sivil toplumla ve eğitim bilimcilerle daha sıkı bir işbirliği kurmaya ihtiyacı var gibi…
Bu bağlamda iki topluma ait eğitim sistemlerinde yapılacak değişiklikler; öğretim programları (müfredat) ve ders kitaplarındaki şoven, militarist ve düşmanlıkla bezenmiş unsurları temizlemek yeterli olmayacaktır.
Şüphesiz bu önemlidir ve belki de buradan başlanmalıdır ama eğitim sistemleri her iki toplumun bireylerine;
• Farklılıklara saygı duyma,
• Kültürel mirası yaşatmaya duyarlılık,
• Eleştirel düşünce ve fikre hoşgörülü olma,
• Dürüstlük, sorumluluk ve etik kurallara bağlılık,
• Birleşik Kıbrıs’ta toplumsal hayata aktif katılım,
• Her türlü ayrımcılığa ve şiddete karşı duruş sergileme becerisi,
• Ortak vatandaşlık bilinci kazanımlarını sağlamalıdır.
Dahası çözümle birlikte her iki toplumda yer alacak iki farklı eğitim sisteminin bazı ortak değere ve ortak gelecek yaratabilme olgularına sahip olması gerekliliği de kaçınılmazdır. İşte bu ortak değerlerin sağlanması, korunması ve yaşatılması da eğitimin temel uğraşıdır… Ortak okul, belki de bu olgun önemli bir örneği olmaya adaydır…
--------------------------------------------------------------------
Aklınızda Bulunsun
Einstein’in 100 Yıllık Teorisi İspatlandı
Albert Einstein tam 100 yıl önce, 1916 da yerçekimi dalgalarının varlığına ilişkin teorisi ortaya atmıştı. Evrenin işleyişine en uygun teori olarak ifade ettiği bu teori, bilim insanları tarafından geçtiğimiz hafta ispatlandığı açıklandı.
"Massachusetts Teknoloji Enstitüsü" (MIT) ve "California Teknoloji Ensitüsü" (Caltech) tarafından düzenlenen ortak basın toplantısında yapılan açıklamada, potansiyel Nobel Ödülü kazanacağı belirtilen Einstein'in ispat edilemeyen son teorisinin ispatlandığını duyurdu.
Bilim insanlarının 100 yıldır süren bir uğraşın ardından Einstein'in yerçekimi dalgalarının ilk kez "Lazer Interferometer Yerçekimi Dalgası Gözlemevi" (LIGO) çalışma grubu tarafından gözlemlediği açıklandı. Gözlemler sırasında birbiriyle çarpışan iki kara delik tespit edildiği belirtilirken, çarpışma sesinin de kaydedildiği ifade edildi. Çalışmayı değerlendiren astro-fizikçiler, kara deliklerden alınan sinyalin çekim dalgalarının varlığına ilişkin hiçbir şüphe bırakmadığını ifade etti.
Uzaydaki cisimlerin yer çekim kuvvetinin kütlelerinin büyüklükleriyle doğru orantılı olduğunu öngören Einstein'in teorisine göre kara delik gibi büyük kütleli cisimlerin zaman çekim kuvveti ve zamanı bükebilme yeteneği bulunuyor. Einstein 1916'da öne sürdüğü yerçekimi kuvvetinin dalgalar halinde yayıldığına ilişkin teorisi, bugüne kadar hiçbir şekilde tespit edilememişti…
Albert Einstein ne demişti?
Einstein; “İzafiyet Teorisi”ni yazarken ortaya attığı kuramlardan birinde, tüm evrenin yerçekimi dalgalarıyla kaplı olduğunu söylemişti. Einstein’a göre uzayda bir bölgedeki yerçekimi ani bir olay sonucu değişirse, o bölgeden uzaya ışık hızıyla yerçekimi enerjisi dalgaları yayılır. Bu dalgalar da uzayda geçtikleri yerleri gerer ya da sıkıştırır. Yani zamanın bükülmesine neden olur.
--------------------------------------------------------------------------------
Biliyor muydunuz?
İkinci Dönem İçin Anne-Babalara Öneriler
Şubat Tatili bitti. Okullar yarın açılıyor. Çocuklarınız okula gidip-gelmeye, derslere, sınavlara girmeye devam edecek. Kuşkusuz anne-baba olarak; ilk dönemdeki eğitimsel sıkıntıları çözmek adına yapmanız gerekler var. Ne yazık ki ilk akla gelen tedbirler; özel dersleri artırmak ya da dershaneye yolmak oluyor… Hiç şüphe yok ki kimi zaman bunlara da ihtiyaç duyuluyor. Ancak daha önce mutlaka yapılması gerekenler var.
Çocuğunuz hem akademik hem de sosyal başarısını artırmak için öncelikle onun özgüvenini ve özsaygısını artırmanızı sağlamasınız. Bunun için de işe arkadaşları, öğretmenleri ve sizle olan ile iletişimlerini gözden geçirerek başlayın…
İşte benim önerilerim:
1. Çoğunuzu iyi tanıyın: Onun ilgi, istek ve becerilerini tarafsız olarak keşfedin. Çocuğunuzun bilişsel yapısını tanıyın. Akranlarına göre daha hızlı ya da daha yavaş öğreniyor olabilir. Bu durum onun başarısız olduğu anlamına gelmez. Sizin değil, onun ilgi ve isteklerinin önemli olduğunu, gerçek başarı için bu ilgi ve isteklere yönelik becerilerinin işe koşması gerekli olduğunu unutmayın…
2. Sosyal gelişimini ihmal etmeyin: Sadece sınavlarda aldığı nota ya da akademik başarıya odaklanmayın. Sosyal ve duygusal gelişimini de önemseyin. Çünkü bu anlamda gelişim, akademik performansını da olumlu etkileyeceği gibi, gelecekteki anlamlı başarısının da temelini oluşturacaktır.
3. Zamanını planlamasına yardımcı olun: Okul dışı zamanını sadece ders çalışma, ödev yapma ve özel derse gitmekten ibaret olmasına izin vermeyin. Sosyal, kültürel ve sportif uğraşlarla zamanını keyif alacağı ve bütünlüklü gelişim sağlayacağı bir yaşam biçimiyle geçirmesi konusunda ona destek olun.
4. Onunla iletişiminizi güçlendirin: Ondan isteklerinizi ve beklentilerinizi, onunla nitelikli bir iletişim kurarak sağlayabileceğinizi unutmayın. “Geç ödevini yap”, “Herkes geçecek sen kalacaksın”, “En düşük notu sen alacaksın”, “Çalışmazsan, bu hafta sonu spora gitme yok” gibi emir, tehdit, yargılama içeren cümlelerden kaçının…
5. Okuluyla ve öğretmenleriyle daha yakın bir işbirliğinde olun: Ancak bu işbirliği onu ispiyonlamak ya da öğretmenlerin söylediklerini onun yüzüne vurmak olarak kullanmayın. Okulundan ve öğretmenlerinden elde ettiğiniz bilgilerle onu yönlendirmeye gayret edin ama asla kıyaslamayın, yargılamayın, tehdit etmeyin…