Sendikal Platform Miting Konuşması TAM METİN
“Yurdumun onurlu ve mücadeleci insanları, hepiniz hoş geldiniz.
Adada var olabilmek için yıllardır her koşulda direnmeyi başarabilen biz Kıbrıslı Türklerin, bugün adanın yarısındaki varlığı dahi tehdit altında bulunmaktadır.
Kıbrıslı Türk kimliğine karşı yürütülen sistematik yokediş saldırılarına karşı direniyoruz, direneceğiz.
Daha derleyip dürmedik mücadele bayraklarını, daha yürüyecek çok yolumuz, verilecek çok kavgamız var. Biz bu yolu yürümekte kararlıyız. Demokrasi, insan hakları adına, kendi evimizin efendisi olana, emeğimizin karşılığını alana kadar, Kıbrıs’ta barışı sağlayıp daha iyi yaşanabilir bir ülke haline gelene kadar bu mücadele sürecektir.
Bu kavga emeğin ve varoluşumuzun kavgasıdır, bu kavga bu topraklardaki geleceğimiz ve çocuklarımızın gelecek kavgasıdır. Toplumsal varlığımızı, kimliğimizi, onurumuzu ortadan kaldırarak bizi köleleştirmek isteyenlere karşı verdiğimiz kavgada dik durmanın şimdi tam zamanıdır.
Kıbrıs Türk Halkı’nın çıkarlarının gözetilmediği bir dönemden geçmekteyiz.
Tarihin hiçbir döneminde bugünkü gibi halkına arkasını dönen ve kulaklarını tıkayan bir hükümet görev yapmamıştır.
Bugünkü gibi halkını bu denli işsizliğe, fakirliğe ve açlık sınırında yaşamaya mahkûm eden bir hükümet olmamıştır.
2009 Nisan seçimlerinde halkı yalanla kandırarak, verdiği sözlerin tam tersini yürürlüğe koymaya çalışan UBP bugüne kadar geçen sürede memleketi kaosa sürükleme pahasına AKP’nin güdümünde kendi halkına ve insanlarına ihanet etmektedir. Artık bu ihanete dur deme zamanı gelmiştir.
AKP ve işbirlikçi UBP’nin Kıbrıs’ta uyguladığı yok edici ekonomik ve siyasi politikalara karşı direnişimiz sürüyor ve sürecektir.
Toplumun başına bir kâbus gibi çöken bu hükümeti alaşağı edene ve tüm kayıplarımız giderilene kadar bu kavga çığ gibi büyüyerek devam edecektir.
On yıllardır yarattığımız bütün toplumsal değerlerimiz maaş ödeyebilme ve koltuk sevdası uğruna birer birer yitirilmeye başlanmıştır. KTHY ile başlayan bu sürecin bugün Kıb-Tek, Telekomünikasyon Dairesi, K-Pet, Kooperatif, Vakıflar ve diğerleriyle sürdürülmesi gündemdedir.
Kıbrıs Türk Halkı’nın demokratik, ekonomik, sosyal ve kültürel değerleri büyük bir saldırı altındadır.
Eşel-mobil uygulamasını kaldırarak maaşları ve ücretleri %30 oranında eritip halkın alım gücünü düşürdüler.
Göç yasası ile gençlerimizin geleceğini karartıp, göçe zorladılar.
Hayvancıya, çiftçiye, narenciyeciye verilen destekleri zamanında vermeyerek ve azaltarak ürettikçe tükenen üretici yarattılar.
Kaçak ve kayıt dışı nüfusa göz yumarak acımasız bir emek sömürüsünün önünü açtılar.
Sağlığa, eğitime, sosyal yaşama gelen yükle maliyeyi batırdılar. Artan suç oranlarıyla birlikte ülkeyi çetelere teslim ettiler.
Sosyal Sigortalar affı ile primlerini düzenli ödeyen ve ödemeyen arasında haksız bir durum yarattılar.
Sosyal Sigortalara olan devlet borçlarını ödemeyip kurumu iflasa sürüklediler.
Doğu Akdeniz Üniversitesi’ndeki okulları TC sermayesine peşkeş çektiler.
Partizanca geçici istihdamlarla devlet dairelerini doldurup insanlarımızın siyasi iradesini ipotek altına aldılar.
Şimdi de;
Sosyal Güvenlik Yasası ile sosyal güvensizlik yaratıp mevcut sosyo-ekonomik koşullarda mezarda emekliliği ve işini kaybedenleri açlığa mahkûm etmeyi öngörüyorlar. İhtiyat Sandığı yasası ile çalışanların cebine el atıp birikimlerini hortumlamayı hedefliyorlar.
Kaçak nüfusa af getirerek, kaçak yaşamı, kaçak işvereni artırıyorlar, yüz binlerce vatandaşlık dağıtmanın önünü açıyorlar.
Kıbrıs Sorunu’nun çözümü için gereken çabayı ortaya koymak yerine, bugüne kadar sağlanan gelişmeleri dahi ortadan kaldırılmaya çalışıyorlar. Biz burada Meclis önünde var olma mücadelesi verirken toplum liderleri şu anda Newyork’da sorunu müzakere etmektedirler. Onlardan talebimiz Kıbrıs sorununu çözüp savaşı çocuklarımızdan uzak tutacak bir anlaşmayla adaya dönmeleridir.
Kıbrıslı Türkler, sivil toplum örgütleri, ekonomik ve sosyal kurumları ve siyasi partileriyle bu yokedici sürece karşı dayanışma içinde biraraya gelerek mücadele edecektir.
Hak gasplarına, adaletsiz ve gayrı yasal uygulamalara, özelleştirme adı altında kamu mallarının peşkeş çekilmesine karşı direnecektir.
Öz varlıklarımız ve toplumsal değerlerimiz daha fazla yitirilmeden, kimliğimiz ve kültürümüz daha fazla erozyona uğramadan, yasa dışı yeni vatandaşlıklar dağıtılıp daha fazla kalabalıklaşmadan, daha da fakirleşmeden ve en önemlisi dünyanın daha da uzağına düşmeden şimdi ayağa kalkalım.
ORTAK YEMİN:
Geleceğimizi çalmak istiyorlar.
Özgürlüğümüzü ele geçirmek,
Bizi aç, sefil yapmak istiyorlar…..Dur diyecek miyiz?
Öğretmen onurunun değerini bilmiyorlar
Siyasidir kıvırmaları, koltuktur sevdaları
Emeğimizi hiçe sayıyorlar……..Susacak mıyız?
Çocuklarınızı, gençlerinizi düşünmeyin
İsterseniz size dokunmayız …merak etmeyin
Yani ahlaksız teklif yapıyorlar….kabul edecek miyiz?
Boşuna mücadele etmeyin
Yenilmeyi kabul edin, işinize gidin
Kaderinize razı olun diyorlar..razı olacak mıyız?
Nüfusunuzu biz belirleriz, biz hükümetiz
Beğenmezseniz, siz gidesiniz
Ülke bizim kiralarız,istersek satarız diyorlar…müsaade edecek miyiz?
Çocuklarımızın geleceğini, Haklarımızı geri almak için,
Demokrasimiz, özgürlüğümüz için,
Kamusal zenginliklerimizi, kültürümüzü, barışı korumak için,
Adalaetsizliği, eşitsizliği, hukuksuzluğu ortadan kaldırmak için,
Köle olmamak için,
Tek ses, tek yürek olup, direnecek miyiz?
ARTIK YETER DİYORUZ!!
BİZ KUKLA YÖNETİCİLER İSTEMİYORUZ. HALKA YAPTIĞINIZ İHANETLER ARTIK BARDAĞI TAŞIRDI. YA ÇEKİP GİDİN YA DA BİZ GÖTÜRECEĞİZ.
SENDİKAL PLATFORM (KTOEÖS, KTÖS, KTAMS, DEV-İŞ, EMEK-İŞ, DEV-GEN-İŞ, PETROL-İŞ, M/SA TÜRK GENEL İŞ, TÜRK-SEN, EL-SEN, TEL-SEN, GIDA-SEN, BANK-SEN, LİMAN-SEN, SAĞLIK-SEN, BES, KOOP-SEN, GÜÇ-SEN, TIP-İŞ, ÇAĞ-SEN, DAÜ-BİR-SEN, HAVA-SEN, BASIN-SEN) , KTMMO, BARAKA KÜLTÜR MERKEZİ, CTP, TDP, BKP, YKP, KAMU-SEN, HÜR-İŞ, DAÜ-PER-SEN, KAMU-İŞ, BAY-SEN, MEMUR-SEN, BÜRO-İŞ, DİN-GÖR-SEN, BASS, KIBRIS TÜRK ESNAF VE ZANAATKARLAR ODASI, HAYVAN ÜRETİCİLERİ BİRLİĞİ, GÜZELYURT VE LEFKE NARENCİYE ÜRETİCİLERİ BİRLİĞİ, BİRLEŞİK TAKSİCİLER BİRLİĞİ, SU DAĞITICILARI BİRLİĞİ”