Demokratik rejimlerde siyasi partiler değişimin öncüsü, çözümlerin sunucusu olur!
Bizim çözüm haritamız nerede, “dolapta” mı ?
BİZ NEYE ODAKLANDIK?
Yoksa!
Biz ülke sorunlarını çözmek üzerine değil, belirli bir yönetici grubunun ve onların arkasındaki güçlerin iktidarlarını ve çıkarlarını kollamak üzerine mi örgütlenmiştik?
Güney'deki siyasi partiler kendi çözüm anlayışlarını ortaya koyarken biz neden susuyoruz?
Halâ "reforme ederim" çizgisini mi koruyoruz?!
"Kılık", "biçim" değiştirerek, kendi gerçekliğimizi tüketerek, varlığını sürdüren bu düzeni korumaya mı adandık?
TOPLUMA ALTERNATİFLERİ ANLATMAK GEREK
Bırakalım topluma "şuna inanıyoruz, buna inanıyoruz" gibi yeterince içerik taşımayan ve son tahlilde anlamsız mesajlar vermeyi...
Çünkü inanç paradoksaldır...
Tutarlı olma gayreti içerisinde misiniz, değil misiniz?
İçindeyseniz, temel doğrular gibi görünenlerden başlayın!
Herhangi bir Barışın ya da değişimin mümkün olabilmesi için, ilk önce insanın düşüncesinin değişmesi gerekir, inancı değil!
Dolayısıyla korkmaya gerek yok! "Hakikat"i anlatın ve anlamlandırmaya çalışın...
ÇÖZÜMÜN VE BARIŞIN GETİRİLERİNİ ÇOK İYİ ANLATMAK GEREK
Barış zemini için ön ayak olun ve insanın yaşam alanının, yaratıcı yıkımla yani Barış gibi bir modernite ile nasıl değişebileceğini anlatın...
Bu yüzden barışı inşa etmenin ne kadar önemli olduğunu anlatın...
Bu süreci anlatırken kriterlerini de ortaya koyun ...
Koyun ki, insanlar mukayeseli bir tahlil yapabilsinler...
Bu tahlilde, "zıtlıklar" ve "nötr" alanlar da belirlenebilsin...
Belirlenen kriterlerin Rumlara bir "teslim olma" eylemi değil ama;
Anayasal dayanak üzerinden Kıbrıs Sorununa çözüm getirmenin ve Modernitenin ana gövdesi olacağını anlatan bir model koyun.
Neticede bu modelin, iki toplumu uzlaştıracak bir model olduğunu, mukayeseli bir tahlille savunun...
Biz şu anda neyin mücadelesini veriyoruz? Ortaya bir plan olmasa bile bir model koyun!