Sendikalaşma ve toplu iş sözleşmesi talebinde bulundukları için işten çıkarılan CAS çalışanları 9 gündür Meclis önünde mücadele veriyor, hiçbir yetkili, hiçbir makam açıklama yapmıyor, duruma duyarlılık göstermiyor… 1.970 ile 2.100 TL arasında maaşlarla çalışırken işsiz kalan emekçilerin yaşam hikayeleri ise yürek burkuyor.
Didem Menteş
Çalışanların eylem yapmasında ‘elebaşı’ olarak gösterilen 7 yıllık CAS çalışan Osman Kırmızı... Sendikalaşmak istedikleri için işten atılacağını tahmin ettiğini anlatıyor. “Sendikadan istifa etmezsek işten atılacağımızı söylediler. Başbakanın talimatıyla işten durdurulacağımızı biliyordum. Psikolojik olarak kendimi ne kadar hazırlasam da işten çıkarılınca kötü hissettim. Elinizden yaşayıp büyüttüğünüz çok değerli bir şeyi alıyorlar gibi hissettim” diyor… 7 yıl boyunca CAS’ın sorunlarıyla uğraştıklarını, ailesinin bile bu sorunlardan bıkıp usandığını hatta eşinin “bu yalanlardan kurtulacaksın” dediğini anlatıyor Osman Kırmızı. 2010’da 2 bin 500 TL maaş alırken, 2016’da 2 bin 100 TL almaya başladığını, CAS’ta yaşanan sorunlar nedeniyle, 76 personelin asgari ücretle çalışmaya devam ettiğini hatırlatıyor. 7 yıl içinde evlendiğini, çocuk sahibi olduğunu ve borçlandığını söylüyor. Eşinin İngiliz olması ve 3,5 yaşındaki erkek çocuğunun İngilizce konuşması nedeniyle özel okula gönderdiğini belirtiyor. “Çocuğumun eğitimi için aç da kalırım susuz da… Her anne baba gibi çocuğumun iyi bir eğitim almasını istiyorum” diyor. Şuanda işsiz kaldığı için okulu nasıl ödeyeceğini düşünürken, evinin sterlin olan borcu da kara kara düşündürüyor Osman Kırmızı’yı. “Annem baban lazım 150 yaşına kadar yaşasın da borcumuzu ödeyelim. Onların destekleri olmasaydı bugünlere gelemezdik, evimizi arabamızı kaybederdik” diyor. 35 yaşında milli sporcu ve üniversite mezunu olarak ailesinden destek almaktan utanç duyduğunu söylüyor. CAS çalışanları olarak maaşlarından feragat ettiklerini ve kesinti yapıldığını hatırlatıyor Osman Kırmızı. “Biz uzun süre mücadelemizi verdik artık insan gibi yaşamak istiyoruz diye haklarımızın elimizden alınarak işten çıkarmak vicdanlarını sızlatmıyor mu” diye soruyor…