“Bildiğimiz şey; biz ve bizim gibi bir grup insan, adada ve adanın dışında, birbirleriyle temas halindeler. Bu insanlar, bölünmüşlüğün her iki tarafında günlük hayatı ve adadaki ortak yaşamı etkileyen konulara birlikte çözüm bulmaya çalışıyorlar. Biz bunu hem işlerimizde hem de sivil girişimlerimizde yapıyoruz”
Biz, Oya ve Christoforos birbirimizi işlerimiz sebebiyle tanıdık. Kıbrıs’taki bölünmüşlüğün farklı taraflarında yaşıyoruz, her birimizi adaya bağlayan farklı geçmişlere sahibiz ve farklı diller konuşuyoruz (aslında çokça ortak kelime ile). Tüm farklılıklara rağmen, odaklanma ihtiyacı duyduğumuz ortak kaygılarımız ve ortak çabalarımız var. Bununla birlikte sizlere, ailelerimizin genç üyelerine ve onların akranlarına söylemek istediklerimiz var.
Bu okul yılını henüz bitirdiniz ve yaz tatilinin tadını çıkarmaya hazırsınız. Sizler aynı adada büyüyorsunuz, bu yazın sıcağına aynı şekilde dayanmaya çalışıyorsunuz ve zaman zaman doğadan veya Lefkoşa şehrinden gelen sesleri aynı anda duyuyorsunuz. Henüz birbirinizle tanışmadınız. Tanışmak zorunda değilsiniz, ancak tanışmanızı kısıtlayan bir durum da yok.
Bu yıl, Kıbrıs için birçok yıldönümünü işaret ediyor: 1964, 1974 yazı. Bu yıl aynı zamanda 2004’ten sonraki 20.yıl. Bu yıldönümleri size okulda öğretildi. Aslında her birinize bunların en azından bazıları öğretildi, aynı sırayla veya aynı kelimelerle değil. Bu yıldönümlerini unutmayın; ama ilk olarak bunları soru sorarak ve bildiklerinizin doğruluğundan şüphe ederek öğrenin. Bunlar hakkında sizinle konuşurken bizleri de zorlayın. Sizlerle geçmiş hakkında konuşurken ne kadar emin görünürsek bizi o kadar zorlayın ve bize meydan okuyun.
Geçmişi öğrenirken şimdiyi unutmayın. Adayı keşfedin. İlk olarak buranın gerçekten bir ada olduğunu kendi gözlerinizle görün. Tüm kıyıları gezin; günün saati ve veya rüzgârın durumuna göre, hem sizin hem de arkadaşlarınızın favorileri kumsallarını seçin. Denize saygı duyun. Karaya da saygı duyun. Dağları, ovaları, nehirleri, barajları, bitkileri, hayvanları, hepsini keşfedin. Doğada bölünmüşlük yoktur. Aklınızda bulunsun; iklim değişikliğinde ve doğal afetlerde de bölünmüşlük yoktur. Sizin jenerasyonunuzun yangınlar ve seller gibi aşırı doğa olaylarına, bunlar gibi felaketleri önlemeye ve kontrol altına almaya karşı daha hazırlıklı olması gerekiyor. Kıbrıs’ın bu konuda dış desteğe ihtiyacı olabilecek. Ama öncelikle kendi kaynaklarını tamamıyla kullanabiliyor olmalı.
Ve tabi ki Kıbrıs sorunu ne olacak? 2024 yılı yeni ve başarılı görüşmelerin başladığı yıl olarak tarihe geçecek mi? Sizlere dürüst olmamız gerekirse, bilmiyoruz. Bildiğimiz şey; biz ve bizim gibi bir grup insan, adada ve adanın dışında, birbirleriyle temas halindeler. Bu insanlar, bölünmüşlüğün her iki tarafında günlük hayatı ve adadaki ortak yaşamı etkileyen konulara birlikte çözüm bulmaya çalışıyorlar. Biz bunu hem işlerimizde hem de sivil girişimlerimizde yapıyoruz. Mesela, adanın iki tarafı arasında banka transferlerinin yapılabilmesi, dolayısıyla ödemelerin güvenli hale gelmesi için çalışıyoruz.
Bölünmüşlüğün her iki tarafından birçok insan elektrik arzının sağlanması, kültürel ve tarihi mirasın, geleneksel el sanatlarının korunması gibi konularda yıllardır birlikte mesai harcıyorlar. Siz bunları okurken bazıları Lefkoşa’nın ortak atık su arıtma tesisi üzerinde, bazıları insan hakları ihlalleri üzerinde çalışıyor; bazıları sosyal, bazıları ticari bağlantılar yapıyor. Aynı zamanda her iki tarafta kendilerini insanlığın yaralarını sarmaya adamış insanlar var; Kayıp Şahıslar Komitesi ve onlara yardımcı olanlar.
Tüm adada daha temiz enerji üretilmesi ve çevrenin korunması, tehlikeli ürünler ile ilgili bir uyarı
sisteminin devreye alınabilmesi, reçeteli satılan ilaçların her iki tarafa kolayca geçebilmesi, bunların etkileri... Bu konuların hepsi çok önemli ve üzerinde çalışılması gerekir, bu çalışmalar her iki tarafta da hayatlar kurtarabilir.
Tüm bu ortak çaba ve ortak çalışmalar adadaki hayatı iyileştirmek için; hem şimdi, hem gelecekte, hem de Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik olarak. Öte yandan, Kıbrıs sorunu çözülene kadar işbirliklerinin, ortak çalışmaların durdurulması gerektiği yönünde bir görüş var. Biz bu görüşe katılmıyoruz çünkü bu bakış açısının sizlerin jenerasyonu için öngörülen riskleri daha da artıracağına ve herhangi bir sorunun çözülmesini daha da zora sokacağına inanıyoruz. Kıbrıs sorununa ne zaman bir çözüm bulunacağından bağımsız olarak, bu görüş sizleri iklim değişikliklerinden, muhtemelen önümüzdeki yıllarda daha da sık görülecek yangınlardan, sellerden korumayacak. Bu görüşün, sizin jenerasyonunuzdakilerin Kıbrıs’ta yaşamaya devam etmesini cesaretlendiren bir görüş olduğu da söylenemez. Bu bakış açısı daha az tartışma, daha çok birliktelik; daha az korku ve güvensizlik, daha çok keyif ve refah olan bir ortam vaat etmiyor.
Bu mektup çok da basit bir yaz yazısı gibi olmadı. Ancak bizler, arkanıza yaslanıp gerçekleşmelerini beklemek yerine sizleri bekleyen riskleri bilin, öğrenin, bunları önleyebilmek için çalışın istedik. Unutmayın bütün Kıbrıs sizin vatanınız: keşfedin, saygı duyun ve sevin.
Keyifli tatiller.
(Oya Koçak Barçın Avrupa Komisyonu, Kıbrıs Çözüm Destek Biriminde program yöneticisi olarak çalışıyor
Christoforos Dimitriou Kıbrıs Merkez Bankasında hukuk danışmanı olarak çalışıyor
Bu yazıdaki görüşler yazarların kişisel görüşlerini yansıtmaktadır.)
Oya Koçak Barçın ve Christoforos Dimitriou