Simge Çerkezoğlu
Oya Kutsal bir eğitimci ancak her şeyden önce yaşadığı topluma ve kültüre duyarlı bir insan… Bir tesadüf sonucu bazı tarihi eserlerin durumunun vahametini fark etmesinin ardından hemen kolları sıvıyor. Yetkililerin kılının bile kımıldamadığını gördükten sonra “Tarihi Eserlerimize Sahip Çıkıyoruz” projesiyle yola çıkıyor. Yürüdüğü bu yolda gittikçe kalabalıklaşıyor…
Projenin nasıl başladığını Oya Kutsal’dan dinliyoruz…
“2008 yılında tarihi eserlerimizin bu durumda olduğunu bir tesadüf sonucu fark ettim ve bu farkındalık bende şok yarattı. O zamandan bu yana da bu konuda duyarlılık gösterdim. İlgili birimlere bu durumu aktardım ancak öğrendim ki uzun zamandan bu yana durum böyleymiş. Belli ve çok az yerlerde bakımı yapılan tarihi eserler olsa da bunların sayısı bir elin parmağını geçmiyor. Tüm bu nedenlerle arkadaşlarımdan da bu konuda duyarlılık göstermelerini ve bakımsız eserleri fark ettiklerinde benimle paylaşmalarını istedim. Öte yandan Dr. Bülent Dizdarlı da sosyal medya üzerinden kampanya başlatmış ve “Tanti’nin Hamamı’nı Kurtaralım” adı altında çalışma başlatmıştı. Sonuçta bizim yollarımız kesişti ve birlikte bir şeyler yapmaya karar verdik. Böylece hem Tanti’nin Hamamı hem de diğer tarihi eserlere dikkat çekmek amacıyla ‘Tarihi Eserlerimize Sahip Çıkıyoruz’ projesini başlatalım diye düşündük. Bu projeyi benim de üye olduğum Tango Siempre Dans ve Sosyal Aktivite Derneği’ne ilettim. Bu derneğimizin zaten Kültürel Etkinlikler Grubu diye ayrı bir grubu var. Onlar tarafından da benimsenip kabul gördü.”
‘Tarihi Eserlerimize Sahip Çıkıyoruz’ farkındalık projesinin ilk ayağı fotoğraf çekimleri ve bu fotoğrafların sergilenmesi... Projenin detaylarını Kutsal’dan dinleyelim…
“On iki tane fotoğraf sanatçımız, bir de fotoğrafçımız var. Öncelikle fotoğraf sanatçımız Mehmet Altuner ve fotoğrafçımız Osman Plumer tüm Ada’yı gezip bu durumdaki tarihi eserleri belgelemeye başladı. Bunun yanında on üç tane fotoğraf sanatçımız toplumun önde gelen isimleri ile çalışarak Tanti’nin Hamamı’nda yaratım çalışması yapmaya başladı. Tüm tarihi eserlerimizi sembolize etmesi için bu mekânı seçmeye karar verdik. Tanti’nin Hamamı bir anlamda bizim stüdyomuz... Böylece bu proje tamamlandığında fotoğraf sanatçılarımız ve modelleri tarihi eserlerle ilgili mesaj vermiş olacaklar. Tabii vermek istedikleri mesajda özgürler... Şu anda kafalarda öykü yaratılıyor diyebiliriz. Projede yer alan isimler ise; Arif İşgüzar, Ahmet Okan ve Zeki Karahanoğlu’nun fotoğrafını çekiyor. Nihal Sakarya, Doğuş Derya ve Resmiye Canaltay… Mustafa Müezzinoğlu, Devrim Tayanç Malyalızade ve Pınar Suren… Tijen Yakup, Sevcan Çerkez ve Aliye Ummanel… Mehmet Türkelman, Orkun Bozkurt ve Demetra George… Özhan Özatay, Okan Ersan ve Atif Muezzinler… Mustafa Evirgen, Hasan Hastürer ve Hatice Tezcan… Buket Özatay, Ayşegül Türkeri ve Bahar Çıralı... Tevfik Ulual, Cenk Mutluyakalı ve Aysu Basri Akter… Hasan Bağlar, Cenk Diler ile Ziya Egemen Sencer… Başar Taşlı, Sibel Tatar ve Şahap Aşıkoglu’nun fotoğrafını çekecek. Ceyhan Özyıldız, Ayhatun Ateşin ve Enver Kaya ile çalışacak. Yıltan Taşcı ise Tezel Ziya ve Lutfiye Özipek’in fotoğrafını çekerken son olarak Adem Kavaz da Şener Levent ve Toygar Ragyot’un fotoğrafını çekecek. Temel hedef ise tarihi eserlerimizi gündeme taşımak, fotoğraf çalışmasından sonra bu fotoğrafların sergisini ve belgeselini yapacağız. Ayrıca bu ürünleri bir kitapta toplayacağız. Kitap için Turizm Bakanlığı sponsor olacağını açıkladı. Fotoğraf süreci henüz yeni başladı. Bir süre sonra bu konuda bir de belgesel yapmayı düşünüyoruz. Sanat Tarihi hocamız olan bir danışmanımız var, Sibel Özmenek. Belgeselin araştırmasını gerçekleştirecek. Belgesel de fotoğraflardan oluşacak.”
FARKINDALIKTA ARTIŞ
Tabii bu projenin başlamasıyla birlikte konuya olan ilginin ve farkındalığın da arttığını söyleyen Oya Kutsal, duyarlılığın artarak geniş kitlelere yayıldığını mutlulukla anlatıyor.
“Projeye başlamamızın ve projenin duyulmasının ardından Kalan T belgesel konusunda sponsorumuz olmaya karar verdi. Antik Mağusa Vakfi- tarihi eserlerimizin önemini hatırlatmak için liselerarası resim yarışması yapıyor. Girne Anafartalar Lisesi ise bu konuda slogan yarışması düzenleme kararı aldı. Amerikalı soprano sanatçısı Demetra George bu proje kapsamında konser verecek. Yönetmen Evren Maner de kamu spotu hazırlayarak projemize katkıda bulunacak. Bu arada ayrıca Kanal T stüdyolarında da spot çekimlerimiz yapıldı. Tanınmış müzisyen Okan Ersan da bu spotlara müziği ile katkı koyuyor. Bu spotların tüm televizyon kanallarında gösterilmesini hedefliyoruz. Böylece duyarlılık yaratmaya çalışıyoruz. Aslında çok desteğimiz var. Bu konuda ilk kez bu denli büyük proje yapılıyor.”
Kutsal, kötü durumda olan ve gündeme getirilmesi gereken daha pek çok mekân bulunduğuna dikkat çekiyor.
“Lapta’daki Lambousa Krallığı bu mekânların başında geliyor. Şu anda adeta çöplük gibi. Mağusa’nun surlarının bile durumu içler acısı. Karpaz bölgesinde çok fazla atıl durumda bulunan kilise var. Lefkoşa bölgesinde özellikle Suriçi’nde yıkılmaya yüz tutan eski evler var. Bazıları hatta Tanti’nin Hamamı’nın çevresinde… Karmi’de Tunç Mezarlığı var ki onlar da çok kötü durumda. Manastırların durumu da içler acısı. Çiftçiler samanlarını bu mekânlarda muhafaza ediyor. Kısacası belirli eserler dışındaki eserlerin perişan durumda olduğunu söyleyebiliriz.”
GÖREV DEVLETİN AMA…
Toplumsal duyarlılıktan bahsediyorum ancak Oya Kutsal’a göre toplumdan çok öncelikle devletin bu mekânlara sahip çıkması gerekiyor.
“Esas olarak ben ülkedeki bu mantığı anlamıyorum. Tarihi eserlerin ne denli önemli olduğunun farkında değiliz. İtalya’ya neden gidersiniz pizza yemeğe mi? Hayır, herkes tarihi eserlerini görmeye gidiyor. Biz de turizm ülkesiysek bizim de o zaman bu mekânlarımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Yoksa turistler ülkeye neden gelsin. Bakınız Tanti’nin Hamamı gezilecek mekânlar arasında turizm kitapçıklarında görünüyor. Ülkeye gelen turistler sizin de gördüğünüz o berbat, pis mekâna gidip ziyarette bulunuyor. Bu gördüklerinden sonra kim bilir neler düşünüyor. Aslında balık baştan kokar. Devlette duyarlılık olacak ki toplumda da olsun. Yine örnek vereyim Tanti’nin Hamamı’nı gördük. Çok kötü. Şimdi siz onun içine bir şey atmaktan çekinir misiniz? Orası zaten çöplük gibi. İşte böyle mekânlarda devletin kontrolünü hissetmek gerekiyor ki insanlar da daha hassas davransın. Devlet umursamayınca insanlar da umursamaz oluyor.”
İlk hedef Tanti’nin Hamamı’nın temizlenmesi…
“Şu an için projemiz farkındalık projesi. Amacımız ses getirmek. Herhangi bir binanın restore edilmesi yönünde ısrarımız ya da çabamız yok. Amacımız küçük adımlarla bu işe başlamak. İnanıyorum ki biz bu farkındalığı yarattıkça bunun arkası gelecektir. Birileri buraları restore edelim diyecektir. Şimdi ilk hedef biraz önce bahsi geçen ve çıkacak olan kitapçığın yayınlanması ve satılması. Ardından bahsetmiştim yardım için Amerikalı ünlü soprano sanatçısı da konser verecek. Böylece tüm bu gelirlerle ilk hedef Tanti’nin Hamamı’nın temizliğini yaptıracağız. Tabii devlet işbirliğiyle bu çalışma gerçekleşecek. Biliyorsunuz Eski Eserler ve Turizm Bakanlığı’ndan bu konuda izin almak gerekiyor. Farkındalık dışında ilk hedefimiz bu yönde olacak. Kısaca biz bu işin bir yerinden tutmak için yola çıktık.”
Ortada bir iskelet bulunmakla birlikte Tanti’nin Hamamı’nın durumu içler acısı… Oya Kutsal mekâna defalarca gitmiş olmasından dolayı biraz daha aşina olsa da hala bu içler acısı duruma cevap arıyor…
“Bazen düşünüyorum da acaba tarihi eserleri yok etmek özellikle yapılmak istenen bir şey mi diye. Bu denli duyarsızlık sanki dünyanın en az gelişmiş ülkesinde bile yok, o zaman neden bizde var. İster istemez özellikle mi yok etmek istiyorlar diye düşünüyorum. Mantığım böyle bir şeyi almıyor. Ben tarihi eserle ilgisi bulunmayan sıradan bir vatandaş olarak bu manzarayı gördükten sonra hemen bir şey yapmak istiyorum. Nasıl oluyor da bu konuda çalışan uzman kişiler bu konuya karşı bu denli duyarsız olabiliyor. Anlamıyorum. İnanamıyorum.”