Özden Selenge: Sarıyüzlü Ağustos’a Sitemim Var

Konuk Yazar

KONUK YAZAR/ Özden SELENGE

Çok sevgili Çağla Hocanım’ın anısına…
Çağlacığım, ben bu Ağustos’u hiç sevmedim. Seninle tanışıp dostluğa durduğumuz günden bu yana kaç zaman oldu; saymadım. Zaman ve mesafelere sığdıramam o güzel arkadaşlığımızı.

Söze döktüklerimiz, muhabbetlerimiz ne doyulmazdı… Ya, Leymosun’daki ve Girne’deki öğretmen odalarımızdaki sessiz sözsüz konuşmalarımız… Bakışlarımızla anlaşmamız… Unutamam Çağlacığım.
Kimin adı “Çağla ise, senin yiğit tavrını, yanlışa, zulme, baskıya, haksızlığa, bağnazlığa kafa tutuşunu, savaşkanlığını aradım hepsinde. Seni anımsayıp gönlümü ılıttım onlara.
Hep özlediğimiz, çevremizde arar olduğumuz o “Güzel İnsanlardan” biriydin. Bağışla… Biriydin değil, birisin.
Gözlerimde umudu vadeden o pırıltılı renk renk ışıkları, kızların Sahavet ve Umut’a ve de gençlerimize bıraktın. O renkli ışıklar hiç sönmez, hep savaşır artık.

Gönlündeki çiçeklenmiş sevdanı Barış Emekçisi eşin Önder Konuloğlu’na bıraktın. O, çiçeklerini hiç soldurmayacak; bunu ömrünce bildin ve bilmektesin sevgili Çağla.
Sen hep var olmayı bilirdin; gene varsın. Karalıkların ve karanlıkların inadına; Sen gülüşlerinin tınısı, hafiften buğulu sesin… Kitaplar odlusu söz ve fikirlerin… İnsanımıza, Kıbrıs’ımıza, barışa dair, yalansız, hilesiz, dupduru sözlerin, göklerde asılı duruyor. Yankılanıyor; dağlara çarpıp da kulağımıza geliyor. Israrla, bu sözlerini duymazdan gelenler, umarım ki bir gün gönüldeşin fikir yoldaşın olurlar.

Sevgili, yiğit Çağla; uzun bir ömrün olmadı; çok çok yandım buna. Avuntum şu ki;
“Bir damla su olmakla hiç yetinmedin.
Su birikintisi, göl, dere hiç olmadın.
Yumru desem… Deniz desem…
Öylesi de değil; zaman zaman dingindir onlar
Yerinde durup duramayan,
Ak köprülerini dillendiren,
Coşkulanan,
Haykıran,
Canlıyı cansızı uyanmaya çağıran,
Şölenleri vadeden,
Çağlayandın güzelim İNSAN.”