Eğitim sistemimiz tel tel dökülüyor. En çok da fırsat eşitsizliği bakımından.
Eğitim adına herkes bir şeylerden bahsediyor ama gerçekten eğitim alması gerekenlerin yüzüne bakan yok. Bugünkü eğitim yapılanmamız, çocuklarımız gerçek ihtiyaçlarını karşılayamadığı ortada. Dahası eğitimde yok saydığımız yüzlerce çocuğumuz var. Kamusal eğitimde pedagojiyi ara ki bulasın…
Ülkemiz eğitimini yöneten anlayış bu kavramdan haberdar mı emin değilim ama bizim dışımızdaki dünya “kapsayıcı eğitimi” ile yoğun bir biçimde uğraşıyor. Kapsayıcı eğitimin, sistemlerin en önemli özelliği olması konusunda ciddi çalışmalar yapılıyor.
Kapsayıcı eğitim; çocukların bireysel özellikleri, gereksinimleri, ihtiyaçları ve tercihleri analiz edilerek hazırlanan bir eğitim sürecidir. Kapsayıcı eğitim, tamamıyla çocukların gereksinim duyduğu şeyler doğrultusunda hazırlanır. Böylece eğitimler, çocuklar için nitelikli bir hale dönüşür, katılım, dikkat ve ilgi oranları artar.
Kapsayıcı eğitim; toplum içinde varlık gösteremeyen, toplum tarafından dışlanmış, eğitimde fırsat eşitsizliğine uğrayan, eğitime ulaşmakta güçlük çeken çocuklar için oluşturulmuş bir eğitim süreci ve programıdır.
Kapsayıcı eğitimin temel prensibi; cinsiyet, din, dil, ırk, sağlık ve sosyoekonomik durumlardan bağımsız olarak bütün çocukların ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik düzenlemeler ve çalışmalar gerçekleştirmektir.
Kapsayıcı eğitimde;
- Özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklara, kendilerine uygun bir eğitim sistemi sunulur.
- Engelli öğrencilerin kendi yaşamlarında öz güveni yüksek olması sağlanır.
- Tüm çocukların gereksinimleri ve ihtiyaçları doğrultusunda eğitim düzenlenir.
- Eğitimde fırsat eşitsizliğinin önüne geçilir.
- Eğitimde adalet sağlanır.
- Eğitime ailelerin ve toplumun katılımı için öncülük edilir.
Dünya eğitim sistemleri bunlar için çalışıyor peki ya biz…
Bizde durum şu; Ekim 2022 tahirinde “Özel Gereksinimli Bireylerin Eğitimi Yasası” resmi gazete yayınlanarak yürürlüğe girdi. Ne var ki yasanın öngördüğü tüzükler henüz hazırlanmadığı için özel gereksinimli bireyler nitelikli eğitimden hâlâ yoksun…
Kısacası özel gereksinimli öğrencilerimizi hâlâ yok saymaya devam ediyoruz. Bir de hiç dikkate almadıklarımız var: Özel Eğitim Öğretmenleri.
Özel eğitim öğretmeni ne iş yapar bilir misiniz?
Okulda, sınıfta, bahçede neler yaşar? Hangi sorumlulukları üstlenir? Ne tür kararlar alır? Her okul gününde nelerle karşılaşır? Kimdir bu özel eğitim öğretmeni hiç düşündünüz mü?
Özel eğitim öğretmeni;
- Her öğrencinin yeteneklerini keşfetmesi ve geliştirmesi için çabalayan, ebeveynler ile sürekli iletişim içinde olan kişidir.
- Özel gereksinimli öğrencilerin eğitim ve öğretim hayatına devam etmesine bıkmadan usanmadan destek olan, öğrencinin yaşadığı coğrafyadaki alışkanlıklarını, ihtiyaçlarını, geleneksel bağlarını ve kültürel özelliklerini bilen ve ona göre davranan kişidir.
- Geleneksel eğitim tekniklerinin dışında özel ilgi ve eğitim yöntemlerini uygulayarak bu öğrencilerin kendi potansiyellerini en iyi şekilde yakalamasını sağlamak için uğraşan kişidir.
- Sabırlı ve aynı anda özel öğrencilerle çalışma isteğinin hiç ödün vermeyen, mesleğinin bütün zorluklarına rağmen öğrencilerine bir şeyler kazandırmak için didinen kişidir.
Eğitim sistemimiz daha ne kadar bu öğretmenleri ve bu öğrencileri görmezden gelecek. Kıbrıs Türk Eğitim Sistemi, ne zaman cinsiyet, dil, din, ırk, siyasal düşünce, felsefi inanç, mezhep, sağlık, sosyoekonomik durum, engelli olma, özel gereksinimi olma konularının tamamını kapsayacak? Yoksa böyle gelmiş, böyle gitmeye devam mı edecek?
Anlayana Gülmece
Ortaklığın Böylesi
İki iş ortağı Afrika ormanlarında bir gezintiye çıkar. Birden ağaçların arasından bir aslan çıkıverir. İki ortak korku içinde kaçmaya başlarlar, aslan da peşlerinden kovalamaya... Ortaklardan biri kaçarken bir taraftan sırt çantasını çıkarırken, diğer taraftan soyunup, üzerindeki ağırlıkları atmaya başlar. Bunun gören diğer ortak nefes nefese kendisine sorar:
- Sen ne yapıyorsun. Onları çıkarınca aslandan daha mı hızlı koşacağını sanıyorsun?
Hemen yanıt gelir:
- Senden daha hızlı koşsam yeter!
Okumuş muydunuz?
En zor şey, karanlık bir odada bir kara kediyi bulmaktır, özellikle odada kedi yoksa…
Konfüçyüs