Erkut Öznergiz “Devlette de uygun yerlerde istihdamımızın olmasını veya yeni kurulacak şirkette garantili olarak çalışmayı istiyoruz.”
Cuma günü fenalaşarak hastaneye kaldırılan Mehmet Ceylan “Başka yerde ise iş bulamıyoruz. Yaşım geçtiği için çoğu yer işe almak istemiyor veya başka şirkette sigortam açık olduğu için kabul etmiyorlar”
Tamer Somuncu “Birkaç gün önce Serdar Denktaş buraya geldi ve '15 sene burada kalsanız da bir şey yapmayacağım’ şeklinde konuştu”
Durmuş Kolay “Yaşım gelmiş kırka, uçak sesinden artık sağ kulağım duymuyor. Beni bu halde kim işe alır?”
İsmail Süngü “Aylardır kiramı ödeyemedim. Biz buraya devlet diye girdik, sonrasında özelleştirildi ve mağdur olduk”
Mustafa Dayanık“ Her yere borçlandık, borcumuzu ödeyemediğimiz için neredeyse mahkemelik olacağız”
Garip Köseoğlu “Eşimin maaşı ile 5 kişi geçinmeye çalışıyoruz”
Hak-Sen Yönetim Kurulu Üyesi Eren Büyükoğlu “Daha önce 82 saat açlık grevi yaptım, 82 saat sonrası mücadelemizi kazandık”
Pembe Binicioğlu “Elektriğimi ve suyumu ablam ödüyor. Evime erzakı ailem alıyor”
Aydın Denizalp “2014’te bize vaat edilen sözlerin hiçbiri tutulmadı”
Dila ŞİMŞEK
Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nin CAS (Cyprus Airport Services) şirketinin tasfiyesine karar vermesinin ardından, şirketin eski çalışanları, Ercan Havaalanı çemberinde geçtiğimiz perşembeden beri açlık grevi yapıyor. Devlette istihdam, ödenmemiş maaşlarının ödenmesi ve tazminatlarının yatırılması taleplerini dile getiren şirketin eski çalışanları özel sektörde iş bulamadıklarını söyledi.
Bugün 11:30’da çemberde eylem yapılacağını bildiren CAS çalışanları, halktan destek ve katılım bekliyor. Üç gündür Ercan girişindeki çemberden hiç ayrılmadan açlık grevi yapan CAS çalışanları, taleplerini YENİDÜZEN’e anlattı.
“Ne kadar sürerse sürsün açlık grevine devam edeceğiz, ya bu iş çözülür ya da burada ölürüz” şeklinde konuşan CAS çalışanları, dün ve bir önceki gün fenalaşarak hastaneye kaldırılan arkadaşlarının da tedavi biter bitmez tekrar greve döndüğünü söyledi. Çemberde grev yapan CAS çalışanları, bu greve 30 kişi olarak başladıklarını ve sayılarının her geçen gün arttığını, daha da artacağını belirtti.
Erkut Öznergiz: “Biz burada aslında yıllardır sürdürdüğümüz bir mücadeleye devam ediyoruz”
“Öncelikle, bugün açlık grevinin üçüncü gününe başladık. Dün aramıza üç kişi daha katıldı. Cuma akşamı Mehmet Ceylan arkadaşımız kendisini kaybetti ve hastaneye kaldırıldı. Tedavisi tamamlanınca greve geri döndü. Dün sabah ise Zeka Sönmez arkadaşımız bayıldı ve hastaneye kaldırıldı. O da aynı şekilde buraya geri dönecek. Biz burada aslında yıllardır sürdürdüğümüz bir mücadeleye devam ediyoruz. Gelinen bu noktada, CAS’ın 2014’te kapatılıp tekrar açıldığını bildirmek isterim. O dönemin Başbakanı Özkan Yorgancıoğlu ve Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, bize CAS’ın devlete ait olduğunu söyledi. Bize iş imkanı vererek tekrar işe aldılar. Üniformamız, sosyal güvencemiz, ödeneklerimiz hep devlet tarafından yapılıyordu. Sonrasında ise özel bir şirket olduğu açıklaması yapıldı. Biz tam altı ay çözüm bekledik. Bir ay önce bize bu şirketin kapatılacağı söylendi. Hiçbir hakkımız ise yok. İlk eylemimizi Meclis önünde yaptık, kimse sesimizi duymadı. Sonrasında ise Ercan Havaalanı çemberine açlık grevi yapmak üzere geldik çünkü başka çaremiz kalmadı. 11:30’da sivil halkın ve ailelerimizin de katılacağı bir eylem düzenleyeceğiz. İlgi ve destek bekliyoruz. Bizim talebimiz, ödenmeyen maaşlarımızı ve tazminatımızı almaktır. Devlette de uygun yerlerde istihdamımızın olmasını veya yeni kurulacak şirkette garantili olarak çalışmayı istiyoruz.”
Cuma günü fenalaşarak hastaneye kaldırılan Mehmet Ceylan: “Ya çözüm ya ölüm”
“Ben CAS mağduruyum. Üç çocuk babasıyım, üçü de okula gidiyor. Altı aydır CAS bize ödemelerimizi yapmadı. Başka yerde ise iş bulamıyoruz. Yaşım geçtiği için çoğu yer işe almak istemiyor veya başka şirkette sigortam açık olduğu için kabul etmiyorlar. Bu sebeple mecburen gündelik işlere gidiyorum. Bu yaptığım hamallık, kazma kürek işlerinde ise günlük 50 TL veya en fazla 100 TL ödeniyorum. Bu parayla ben evimi mi geçindireyim, çocuklarıma harçlık mı vereyim, mutfağıma alışveriş mi yapayım, okulu mu ödeyeyim? Hiçbirini yapamıyorum. Geçinemiyorum. Bize maaşımız da ödenmiyor, başka bir yere istihdam da sağlanmıyor. Sosyal haklarımız yok. Arkadaşlarımla kararlaştırıp eylem yaptık, kimse umursamadı. Mecburen son çare olarak açlık grevine girdik. Cuma günü fenalaştım ve hastaneye kaldırıldım. Serum takıldı ve tedavim biter bitmez buraya döndüm. Ben bu yılın başında Mart’ta bu işi yaparken beyin kanaması geçirdim ve hastaneye kaldırıldım. Ya yetkililer bu işe bir çözüm bulacak, ya da biz burada öleceğiz.”
Tamer Somuncu: “Hepimiz burada baş ağrısı, bulantı ve karın ağrısı ile mücadele ediyoruz, birkaç saat sonra ne olacağını bilmiyoruz”
“Ben dokuz senedir CAS’ta çalışıyorum. Daha önce 2014’te yine işten çıkarıldık ve vaatlerle tekrar işe alındık. Şimdi ise altı aydır ödenmiyoruz. Meclisin önünde, Bakanlığın önünde eylem yaptık, kimse umursamadı. Herkes ‘bırakın, boşuna grev yapmayın bir şey olacağı yok’ diyor. Birkaç gün önce Serdar Denktaş buraya geldi ve '15 sene burada kalsanız da bir şey yapmayacağım’ şeklinde konuştu. Biz burada neyiz? Hepimiz burada baş ağrısı, bulantı ve karın ağrısı ile mücadele ediyoruz, birkaç saat sonra ne olacağını bilmiyoruz. Arkadaşlarımız teker teker rahatsızlanıyor. Bir çözüm istiyoruz.”
Durmuş Kolay: “Yaşım gelmiş kırka, uçak sesinden artık sağ kulağım duymuyor. Beni bu halde kim işe alır?”
“Ben 2010’da CAS’ta çalışmaya başladım. CAS, 2009’da ilk açıldığında devlete aitti. Zaman içinde ise özelleştirildi. Yaşım gelmiş kırka, uçak sesinden artık sağ kulağım duymuyor. Beni bu halde kim işe alır? Önceden hep devlet kontrolündeydik, atamalar da o şekilde yapılmıştı. Şimdi ise mağduruz. Sokakta kaldık. Ben buradan önce askerlik yapıyordum, sonra da CAS’ta başladım, hayatımda başka işte çalışmadım. Ne tecrübem var ne de bilgim, bu şekilde iş bulamıyorum.”
İsmail Süngü: “Aylardır kiramı ödeyemedim”
“Ben altı aydır işsizim. Bir oğlum var. Biz kirada kalıyorduk, aylardır ödeme yapamadım, sokaklarda kaldık. Biz buraya devlet diye girdik, sonrasında özelleştirildi ve mağdur olduk. Para kazanamıyoruz, çalıştığımız zamanlar için ödenmedik. İstihdam istiyoruz.”
Mustafa Dayanık: “Her yere borçlandık, borcumuzu ödeyemediğimiz için neredeyse mahkemelik olacağız”
“Yedi yıldır CAS’ta çalışıyorum. 2014’te işten çıkarıldık, Bakanlar Kurulu’nun açtığı münhal ile tekrardan işe alındık. Maaşlarımız 1530 TL’ye düştü. Önceden devletin münhal açıp ödediği işimizde, şimdi özel denilerek sokaklarda kaldık. Dört ay önce evlendim, evlendiğimden sonraki gün resmen sokakta kaldım. Eşimin desteği ile dört aydır geçimimi sağlıyorum. Ne tazminat aldık ne istihdam sağlandı. Her yere borçlandık, borcumuzu ödeyemediğimiz için neredeyse mahkemelik olacağız. Sesimizin duyulması için daha ne yapmamız gerekiyor?”
Garip Köseoğlu: “Eşimin maaşı ile 5 kişi geçinmeye çalışıyoruz”
“Ben üç tane çocuk okutuyorum, üçü de üniversitede. Altı aydır para kazanamadığım için çok zor durumdayız. Eşimin maaşı ile 5 kişi geçinmeye çalışıyoruz. Vakıflar Dairesi’ne yardım talebi ile gittim, sağ olsunlar bir ay için 2500 TL kadar bir para yardımı yaptılar, bununla okul ücretlerini ödedim. Bu hale nasıl geldik bilmiyorum. Çok zor durumdayız ve işsiziz. İstihdam bekliyoruz.”
Hak-Sen Yönetim Kurulu Üyesi Eren Büyükoğlu “Daha önce 82 saat açlık grevi yaptım, 82 saat sonrası mücadelemizi kazandık”
“Ben buraya arkadaşlarıma destek olmak için geldim, çünkü onların ne yaşadığını en iyi ben bilirim. 2014 yılında işten çıkarılıp, sonrasında da geri alınmayan personellerden biriyim. Burada grev yapan insanların ne yaşadığını en iyi ben anlarım, Hak-Sen, burada grev yapan herkese tam destek verir. Daha önce 82 saat açlık grevi yaptım, 82 saat sonrası mücadelemizi kazandık. Bu süredeki açlık yüzünden, kolestrol hastalığına yakalandım. Buradaki arkadaşlarım da mı hastalansın? Bunları anlatırken tüylerim diken diken oluyor. 11:30’da yapılacak eylem için, daha önce de aynı şekilde işten çıkarılmış ve zor durumda bırakılmış insanların da gelip destek olmasını istiyorum. Lütfen gelip mücadelemize ortak olsunlar.”
Pembe Binicioğlu: “Elektriğimi ve suyumu ablam ödüyor. Evime erzakı ailem alıyor”
“Ben iki senedir burada çalışıyorum. Bakanlık sayesinde burada işe girdik. Bize şirketin devlete ait olduğu söylendi. Bir oğlum var, aylardır ödenmiyorum ve zor durumdayız. Biz resmen sokakta kaldık. Elektriğimi ve suyumu ablam ödüyor. Evime erzakı ailem alıyor, benim yükümü de çekiyorlar. Biz buna bir çözüm istiyoruz.”
Aydın Denizalp: “2014’te bize vaat edilen sözlerin hiçbiri tutulmadı”
“2012’de bu şirkete devletin bir kurumu olarak girdim. 2014’te işe durdurulduk. Sonrasında ise tekrardan işe alındık. Bize çok şey vaat edildi. Bunların hiçbiri tutulmadı. Paramız yok, sokakta kaldık. Başka iş bulamıyoruz, bir an evvel çözüm istiyoruz.”