YENİDÜZEN'e konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faiz Sucuoğlu, asgari ücrete ek 200 TL’lik katkının Nisan veya Mayıs aylarında ödenmeye başlanacağının öngörüldüğünü kaydetti.
Dila ŞİMŞEK
Asgari Ücret Saptama Komisyonu’nun 2020 yılının ilk asgari ücretinin belirlemesi ardından gözler ‘ek ücret katkısına’ çevrildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faiz Sucuoğlu, “İstihdam Teşvik Fonu” için, özel sektörde çalışan işçilere aylık 200 TL’lik ek ücret katkısının, Nisan veya Mayıs aylarında ödenmeye başlanılacağını ifade etti.
Söz konusu çalışma sadece KKTC yurttaşlarını kapsıyor.
Ek ücret katkısı, asgari ücret maaş alan işçilerin banka hesabına 12 ay boyunca yatırılacak.
12 aylık sürede işçi başına 2 Bin 400 TL ödenmiş olacak.
“Kalkınmaya Destek” proje başlığı altında yürütülen çalışma sonucu “Yerel İşgücüne Ek Maaş Katkısının” Mart ayında devreye girmesi hedeflenmişti.
Ancak yılın ilk asgari ücretinin, Şubat’ın 10’unda belirlenmesi nedeniyle gecikme yaşandığı ifade edilirken, Sucuoğlu, “Bürokratlarımız çalışmaya devam ediyor, asgari ücretin Resmi Gazete’de yayımlanıp, tamamlanmasını istedik” dedi.
Asgari Ücret Saptama Komisyonu, 10 Şubat Pazartesi günü gerçekleştirdiği dördüncü toplantıda, asgari ücretin brüt 3600, net 3132 TL olması kararı aldı.
Asgari ücret, brüt 3 bin 400 TL, net 2 bin 958 TL olarak uygulanıyordu.
Söz konusu çalışma sadece KKTC yurttaşlarını kapsıyor.
Ek ücret katkısı, asgari ücret maaş alan işçilerin banka hesabına 12 ay boyunca yatırılacak.
12 aylık sürede işçi başına 2 Bin 400 TL ödenmiş olacak.
“Denetimde sorun yaşanacaktır”
YENİDÜZEN’e konuşan Hür-İş Başkan Vekili, Kamu-İş Genel Başkanı Ahmet Serdaroğlu, özel sektörde birçok çalışanın 4 Bin TL’den fazla alsa da, kaydını asgari ücret üzerinden gösterdiğini ve bu ek ücretten yararlanacağını söyledi.
Eski Çalışma Bakanı, TDP Milletvekili Zeki Çeler ise, sendikanın teşvik edilmesi gerektiğini vurguladı, fonda biriken paranın arttığını ve istenilse 1000 TL ödenebileceğini ifade etti.
‘Her ay yerine, üç aylık dönem halinde ödeme’
Sucuoğlu, her ay tüm işçilerin banka hesabına 200 TL gönderilmesinin, teknik olarak zorluk yaratabileceği düşünüldüğünden, ‘iki veya üç aylık’ dönemler halinde ödemenin görüşüldüğünü söyledi. “Görüştüğümüz işçiler, bunu oldukça olumlu karşıladı. Çünkü üç ayda bir 600 TL ödenmiş olacağı için, katkının topluca alınmasının daha çok işe yaracağını umuyoruz” şeklinde konuştu.
Çalışmaların kısa sürede tamamlanacağını belirten Sucuoğlu, işçilerin Nisan veya Mayıs ayında ödenmeye başlanacağını, sonrasında da üçer aylık dönemlerde ödeneceğini kaydetti.
Dörtlü Koalisyon döneminde gündeme gelmiş, ‘’toplu sözleşme’ şart koyulmuştu
Özel Sektöre Ek Maaş desteği geçmiş “Dörtlü Koalisyon” döneminde de gündeme gelmiş ve proje, “Toplu Sözleşme” şartı üzerinden çalışılmıştı.
Dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Zeki Çeler, işçilere aylık 750 TL’lik katkı sağlanmasını hedeflemişti.
Şu anki çalışmada ise herhangi bir toplu sözleşme ya da sendikalaşma koşulu yer almıyor, ancak, söz konusu desteğin, işverenlere değil, doğrudan işçilerin banka hesabına yapılması öngörülüyor.
Maaş desteği “Yerel İşgücü Destek Fonundan” karşılanacak.
Çalışma Bakanlığı’nda sürdürülen çalışmaya göre maaş desteğinin üç ayı geçmeyen dönemlerde banka hesapları üzerinden işçilere yansıtılması, özel sektör çalışan kayıtlarının sosyal sigortalar sistemi üzerinden kontrol edilmesi ve sigorta ya da kamu emeklileri dışında tüm çalışanların banka hesapları üzerinden yapılacak ödemeyle kayıt dışılığın da önlenmesi öngörülüyor.
Hür-İş Başkan Vekili, Kamu-İş Genel Başkanı Ahmet Serdaroğlu: “Amaca hizmet etmeyeceği kaygısındayız”
Hür-İş Başkan Vekili, Kamu-İş Genel Başkanı Ahmet Serdaroğlu, işçinin eline geçecek ek bir ücretin olumlu olduğunu, ancak Çalışma Bakanlığı’nın ek ücret katkısı için yaptığı çalışmanın sağlıklı olmadığını belirtti. Serdaroğlu, denetim konusunda birçok sorun yaşanacağına dikkat çekerek, özel sektörde 4 Bin TL ve üzeri maaş alıp, Bakanlık’ta kaydını asgari ücret üzerinden gösteren çok fazla sayıda kişi olduğunu ifade etti. ‘Bu katkıyı, hak eden de, etmeyen de alacak’ diyen Serdaroğlu, projenin düzgün planlanmadığına işaret etti.
Serdaroğlu şunları söyledi: “Bu çalışmayı zamana yararak, daha kapsamlı bir uygulama yaratılabilirdi. 80 Milyon TL’lik bir paradan bahsediyoruz. Ancak ihtiyacı olmayan, kaydını asgari ücretten gösteren de bunu alacak. Amaca hizmet etmeyeceği kaygısındayız. Asgari Ücret Saptama Komisyonu’nda bu tartışıldığında yine düşüncelerimi söylemiştim. Bir önceki hükümet döneminde, Sayın Çeler sendikayı da şart koşmuştu. Çünkü ülkemizde vergi ödemeyen, sigorta primlerini düzgün yatırmayan çok işveren vardır. Tabii gerçekten maddi sıkıntı yaşayanlar da var, ancak bunu tespit edip, onlara taksitli, kolay ödeme imkanı sunmak mümkün. Sendikalaşma ülkemizde şarttır ve teşvik edilmelidir, çünkü özel sektörde gelir dağılımı adaletli değildir ve ciddi bir şekilde emek sömürüsü mevcuttur. Asgari ücret net 3132 TL olarak belirlendi, ancak bu insanların günde kaç saat çalıştığından, Bakanın haberi var mı? Bakan Meclis’te 3700 TL verebilecek bir vekil varsa formüllerini bize de anlatsın diyor, eğer gerçekten Asgari Ücret yasasına uyulsa ve gerekli kontroller yapılsa olur. Geçim ülkemizde zaman geçtikçe daha da zorlaşacak. Bu ek ücret katkısı Bakanlığa bir günde geldi, üzerine konuşulup incelememize bile izin verilmedi, katkı koyamadık. Nasılsa çoğunluğuz, istediğimizi yaparız kafası var… Siyasiler geldikleri yeri, seçildiklerini unutmamalı”
TDP Milletvekili Zeki Çeler: “İstenilse ayda 1000 TL verilebilir”
Dörtlü Koalisyon döneminde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yapan Zeki Çeler, ‘özel sektöre ek ücret katkısı’ için çalışmanın temelini atmış, aylık 750 TL’lik katkı ve işverenlere yönelik, ilk iki senelik çalışanların sigorta primlerinin ödenmesini hedeflemişti. Çeler, sendikalaşma şartı koyduğu için, bu proje oldukça tartışılmıştı.
YENİDÜZEN’e konuşan Çeler, “Dar gelirli insanlar için, 200 TL’lik bir ek gelir tabii ki az değil. Tüp gaz ücretini karşılar veya elektriğin bir kısmını, mutlaka yararı dokunur. Ancak bizim dönemimizde, bu çalışılırken fonda 200 Milyon küsur vardı ve iki sene boyunca aylık 750 TL önermiştik, şimdiye bu 300 Milyon TL’yi bulan fondan, bir sene için aylık 200 TL verilmesi için çalışılıyor. Ayrıca biz, yeni istihdamın da önünü açmak için ilk iki sene yatırımların %100’ünü de ödeyecektik. Tek şartımız sendikalaşma ve toplu iş sözleşmesiydi. Çünkü tüm bunları, oto-kontrolsüz yapamayız. Sendikalar, Bakanlık üzerindeki denetim yükünü de hafifletecekti. İnsanlar 750 TL’lik katkı ve sendika nedeniyle özel sektörde çalışmaya daha sıcak bakacaktı, güvensizlik bir nebze ortadan kalkacaktı. Ayrıca bu sadece işçiyi değil, işvereni de koruyan bir sistemdir. Çünkü işten çıkma, haksız rekabet gibi sorunlar da çözülürdü. Bu nedenle ekonomistlerle çalışmıştık, ancak ortalık karıştı. Ülkemizde özel sektörde çalışanların %55’i yabancıdır. Her ay 1000 TL katkı sağlanarak, iç piyasanın da güçlenmesi mümkün. Önceden altı ayda bir dışarıda yemek yiyen, alışveriş yapan kişiler şimdi daha sıklıkla iç piyasada aktif olacaktı. Örneğin 100 çalışanı olan bir işveren de, yılda 1,5 Milyon TL kar edecekti. Ancak insanlar sendikalaşmaktan korkuyor. Çünkü işçinin sırtından bedava kazanmak varken, denetlenmek istemiyor.”