Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun Özel Temsilcisi Kudret Özersay, Kıbrıs Türk tarafının müzakerelerde sürekli öneri getiren taraf olduğunu, sürecin başarıyla sonuçlanması için çalıştığını vurguladı.
Sürecin çökmesi halinde “Türk tarafı sorumlu tutulacak” diye bir şeyin söz konusu olmadığının altını çizen Özersay, zirvelerin Cumhurbaşkanı Eroğlu tarafından talep edildiğini ve sürecin bütününde karşı tarafı da düşünerek masaya öneri koyanın Kıbrıs Türk Tarafı olduğunu, BM’nin de bunu gözlemlediğini söyledi.
Özersay, bugün, Bayrak Haber’de yayınlanan “Sabah Haber” programında müzakere sürecine ilişkin açıklamalar yaptı.
“İLERLEMEYİ GİZLEME ÇABASI”
Rum tarafının al - vere hazır olmadığı için ilerlemeyi gizleme çabasında olduğunu belirten Özersay, Kıbrıs Türk tarafının tüm başlıkları içerecek bir al - vere geçilmesi için baskıyı arttırdığını kaydetti.
Liderlerin son görüşmesinin verimli geçtiğini söyleyen Özersay, Türk tarafının mahkeme kararlarıyla bozulmayacak bir anlaşma istediği için bulunacak anlaşmanın AB Birincil Hukuku’na dahil edilmesinde ısrarlı olduğunu vurguladı.
Özersay, Rum tarafının da bulunacak anlaşmanın mahkeme kararları ile bozulmasını istemediğini ancak, 10’uncu Protokol’ün bu ihtiyaca yanıt verdiği görüşünü öne sürdüğünü belirtti.
Karşılıklı güvensizliğin müzakere sürecinde etkili bir unsur olduğuna işaret eden Özersay, bu nedenle mülkiyet konusunun ele alındığı toplantıda olduğu gibi bazı toplantıların tartışmalı geçmesinin doğal olduğunu söyledi.
Özel Temsilci Özersay, liderlerin mülkiyet konusunu ele aldığı 12 Aralık toplantısından sonra Genel Sekreter’in Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’ın “çıkmaz” tanımlamasını “taraflar üzerinde baskı kurma yöntemi” olarak değerlendirdi.
Downer’ın açıklamasına bakarak, “Süreç çöküyor, sorumlu Türk tarafı olacak” demenin kompleksli bir yaklaşım olduğunu belirten Özersay, sürecin giderek olgunlaşmakta olduğuna işaret etti.
“Sürecin çökmesi halinde Türk tarafının sorumlu tutulacağı” diye bir şeyin söz konusu olmadığının altını çizen Özersay, zirvelerin Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu tarafından talep edildiğini ve sürecin bütününde karşı tarafı da düşünerek masaya öneri koyanın Kıbrıs Türk Tarafı olduğunu, BM’nin de bunu gözlemlediğini söyledi.
“End Game”i sürecin test edileceği bir aşama olarak değerlendiren Özersay, Genel Sekreter tarafından kullanılan bu ifadenin sürecin ucu açık olmadığı anlamına da geldiğini ifade etti.
Rum tarafının “ilerleme olmadı” izlenimi yaratarak, uluslararası toplantının önüne geçme çabası sergilediğini belirten Özersay, “Bir tek Rum lider Hristofyas ile bizdeki muhalefet ilerleme olmadı diyor. BM Genel Sekreteri, Özel Danışman Downer, İngiltere ve Almanya başbakanları, Avrupa Birliği yetkilileri ve Rum ana muhalefet partisi Başkanı Anastasiadis, dış temasları sonrasında Greentree’de önemli ilerlemeler olduğu yönünde açıklama yaptı” dedi.
Özersay, Kıbrıs Türk basınında bazı kaynakların bütün bunlara rağmen sanki BM Genel Sekreteri doğruyu söylemiyormuş gibi ilerlemeyi görmezden gelmeye çalıştıklarını ve Hristofyas’ın söylediklerini öne çıkartmaya çalıştıklarını belirterek, bunu sorgulamak gerektiğini vurguladı.
Kudret Özersay, Hristofyas’ın mülkiyet ve toprak konusunda komite kurulması yönünde anlaşma yapıldığı şeklindeki açıklamasının ise gerçeği saptırma olduğunu belirtti ve Türk tarafının New York -Greentree’de mülkiyeti rakam ve verilerle ele alacak bir öneride bulunduğunu anımsattı.
“TÜRK TARAFI BASKIYI ARTIRDI”
Rum tarafının al - vere hazır olmadığı için ilerlemeyi gizleme çabasında olduğuna dikkati çeken Özersay, Kıbrıs Türk tarafının tüm başlıkları içerecek bir al - vere geçilmesi için baskıyı arttırdığını belirtti.
Birleşmiş Milletler’in süreçteki rolüne de değinen Özersay, Yasama ve Dış ilişkilerde sağlanan yakınlaşmanın BM uzmanlarının hazırladığı öneriler üzerinden hareketle gerçekleştirildiğini anlattı.
Özersay, BM’nin hakemlik rolü alması için tarafların rızası gerektiğine dikkati çekerek, “Kıbrıslı süreç devam ederken Genel Sekreter hakemlik talep eder mi emin değilim” dedi.
Özel Temsilci Özersay, Cumhurbaşkanı Eroğlu göreve geldikten sonra ilerleme sağlanan konuları da yineledi.
Kudret Özersay bunları şöyle sıraladı:
“Güvenliğin İç boyutları ve özellikle Polis, iki tarafça geçmişte yapılan Uluslararası Antlaşmalar, Ekonomi, Federal Yasama ve kısmen Avrupa Birliği ve Vatandaşlık... Dış İlişkilerin yürütülmesi konusunda taraflar arasındaki fark da eskisine oranla büyük ölçüde kapandı”.