Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay “hükümetin önce sebze ve meyve fiyatlarında daha sonra ekmek fiyatlarında şimdi ise et fiyatlarında arka arkaya fiyasko ile sonuçlanan ve uygulanabilir olmayan garip durumlar yarattığını” öne sürdü.
Yazılı açıklamasında, hükümetin ilk olarak sebze ve meyve fiyatlarına ilişkin “fiyatı biz belirliyoruz” dediğini ancak bunun “tavsiye edilen fiyat olduğu” ortaya çıktığını ve uygulamada bir işe yaramadığını ileri süren Özersay, ardından ekmek fiyatlarına ilişkin “narh koyduk” açıklamalarının da “fırıncılarla istişare edilmeyip, maliyetler dikkate alınmadığından dolayı” uygulamaya yansımadığını savundu.
“Şimdi kuzu eti konusunda bir fiyat belirlendi ve narh konuldu, konuldu konulmasına da bu fiyat neye göre belirlendi?” diye soran Özersay, şunları kaydetti:
“Burası sıradan bir piyasa değil ki. Kaçak et ve Güney’den gidip et satın almak da dahil burası karmaşık bir piyasadır, fiyatı ve maliyetleri belirleyen unsurlar çok çeşitlidir. Yasaya göre üretim sürecindeki tüm aktörlerin maliyetlerini ve makul kar miktarlarını doğru hesaplamak zorundasınız. Kaldı ki bu yüzyılda ekonomide bunu yapmak ne kadar mümkündür? Ne kadar gerçekçidir? Üstelik, bunu düzgün yapamazsanız hem belirlediğiniz fiyat yasaya aykırı olur hem de gerçekçi olmadığı için uygulanabilir olmaz.”
Özersay, “birkaç gün içinde kuzu etinde azami fiyat belirlenmesinin tamam olmadığı ve uygulamada bir işe yaramadığının görüldüğünü” savunarak, kuzu etinin piyasadan kaybolduğunu, bazı kasapların satmaktan vazgeçtiğini, diğerlerinin ise “hizmet bedeli” ekleyerek fiyat yükselttiğini söyledi.
Hükümetin “fiyatı ben belirliyorum” dediği tüm girişimlerin “fiyasko” ile sonuçlandığını söyleyen Özersay, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Efendiler gerçek olmasa da ‘ucuzlattık, ezdirmedik’ diyerek, popülizm yapacak diye, hava atacak diye, caka satacak diye boşu boşuna gündemi meşgul ediyor, yönetiyor görünüp yönetemiyor, hatta yüzüne gözüne bulaştırıyor. Bazı siyasilerin becerdikleri tek şey yolsuzluk yapmaktır. Gayrimeşru bir hükümetten ne köy olur, ne de kasaba.”