Özersay: Kimsenin bizi yönetmesini istemeyiz

Özersay: “Bu insanlar bu kavgayı, kendi kendimizi yönetmekten vazgeçelim, bağlanalım da bizi başkası yönetsin diye vermedi.

Kudret Özersay: “Bu insanlar bu kavgayı, kendi kendimizi yönetmekten vazgeçelim, bağlanalım da bizi başkası yönetsin diye vermedi. (…) Türkiye en zor zamanlarımızda yanımızda olan tek devlettir, müttefikimiz ve stratejik ortağımızdır ama bu ve ilişkimizin tarihsel derinliği ‘Bizi Türkiye yönetsin’ dememizi gerektirmez.”

Federasyon için ben 15 yılımı verdim. Kötü bir model değildir. Eğer bugün Kıbrıs’ta federasyonun şartları yoksa ve bunda ısrarcı davranıyorsanız statükonun devamına hizmet edersiniz. (…) Federasyon karşıtı değilim. Sadece o noktaya gidiş için belli aşamalardan geçmek gerekiyor.” 

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, son yıllarda çözümden önce Kıbrıs’taki ve bölgedeki taraflar arasında işbirliği yapılmasını dile getirdiklerini, dünyanın da giderek bu noktaya gelmeye başladığını vurguladı. 

“Somut bir ilerleme elde etmek için kapsamlı çözümü beklemeye gerek yoktur” diyen Özersay, “Kıbrıs’ta çözüm, çözümden önce işbirliği ile mümkün” vurgusu yaptı. 

Özersay, Kıbrıs sorununa ilişkin ortaya koydukları vizyonla, Birleşmiş Milletler’in son iki raporunda yer alan ifadelerin ve Avrupa Birliği yetkililerin yaptığı tespitlerin birbiriyle örtüştüğünü ifade etti. 

“Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri Kıbrıs’taki çözüme endekslemek hatadır”

Dışişleri Bakanlığı açıklamasına göre, gazeteci Gökhan Altuner tarafından sunulan programa katılan Başbakan Yardımcısı, yaşanan süreci ve çizdikleri yolu şu sözlerle aktardı:

“Çözümden önce de doğalgaz vb. konularda işbirliği yapılması gerektiğini, bunun mümkün olduğunu, taraflar birbirini tanımasa da bunun olabileceğini söylemiş, böyle bir çerçeve koymuştuk ortaya. Sonrasında bu BM’nin kendi raporuna yansıdı. BM’nin son iki raporunda ‘Ada’daki taraflar ve diğer ilgili bütün taraflar Kıbrıs’ta çözümden önce tanımaya-tanımamaya takılmaksızın diyalog ve işbirliği yapmalıdır’ ifadesi tekrar edildi. Bu bizim bir süredir ısrarla savunduğumuz, yavaş yavaş da yer etmeye başlayan bir fikirdir. Avrupa Birliği yetkilileri de artık bu tespiti yapıyor. İki yıl önce söylediğimize geliyorlar. Bütün hayatımızı, bütün Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri Kıbrıs’taki çözüme endekslemek hatadır. Yeni kapılar aralamalıyız. Kıbrıs’ta kapsamlı bir çözüm arayışı devam ederken buna paralel bir biçimde iki taraf arasındaki güvene yardımcı olacak, Kıbrıs Rum tarafını paylaşmaya hazır hale getirebilecek ve çatışma riskini ortadan kaldıracak bir işbirliği başlatmamız lazım. Bu dediğimiz doğalgaz gibi kritik konularda daha zor olur belki ama imkansız değildir.”

Kıbrıs’ta prematüre bir işbirliğinin aslında var olduğunu belirten Kudret Özersay bunu suçluların iadesi, elektrik ve kayıplar konusundaki işbirlikleriyle örnekledi. Başbakan Yardımcısı, “Taraflar kaynakların Kıbrıslı Rumlar kadar Kıbrıslı Türkler’e de ait olduğunu kabul ediyor. Biz KKTC olarak Türkiye’yle birlikte Doğu Akdeniz’in doğu havzasında attığımız adımlarla bu bölgede dengeyi sağladığımız için artık herkes ‘Rumlar hükümettir, gaz konusunda istediği gibi ilerlerler’ düşüncesinin bir yere varamayacağını gördü. ‘Biz uluslararası toplum olarak bir şey yapmazsak demek ki Kıbrıslı Türkler Türkiye’yle birlikte adımlar atarak sahada bu durumu durduracak veya dengeleyecekler’ dediler. Bu dengeyi sağladığımız için bugün işbirliğini onlar da konuşmaya başladı” dedi.

“Evrimsel bir işbirliği modeli bugünün şartları için daha gerçekçi”

 “Kıbrıs Türk lideri, çözümün belli bir süreçte olmayacağını görmesine rağmen olacakmış gibi yaparsa bu Kıbrıslı Rumların doğalgaz vb. konularında bizimle işbirliğinden uzaklaşmalarına neden olur” ifadesini kullanan Başbakan Yardımcısı, uluslararası toplum kendi elindeki enstrümanları Rum tarafını kıpırdatmak için kullanmazsa, elimizde iki alternatif olduğunu anlattı: “Birincisi kendi elimizdeki araçları kullanarak Rum tarafını kapsamlı çözüme ikna edebilir miyiz? İkincisi eğer buna ikna edemezsek; kapsamlı çözüm değilse de bazı konularda işbirliği yaparak daha farklı bir ortaklığa doğru yürüyebilir miyiz? Bunun adını şimdiden koymaya gerek yoktur. Kapsamlı çözüm yerine evrimsel bir işbirliği modeli bugünün şartları için daha rasyonel olur. Bu bir çözümün kapısını da aralar.”

“Adım atmaya cesaret etmeliyiz”

Başbakan Yardımcısı Özersay, uluslararası alanda görünürlüğümüzü artırmanın önemine vurgu yaptığı konuşmasında, Dışişleri Bakanı olduktan sonra tüm platformlarda yer almaya çalıştığını söyledi. Çözümü beklemeden, Kıbrıs Türkü’nün sesini duyurmak, görünürlüğünü artırmak son derece önemli olduğunun altını çizen Özersay, “çözümü beklemeden başka konularda da adım atma cesaretini göstermemiz lazım” dedi ve ekledi: “Kapalı Maraş’ın açılmasıyla ilgili adım atmaya başlamamızın sebebi budur. Daha önce söylendi ama somut bir adıma dönüşmemişti. Sahaya girildi, raporlar hazırlandı. Binalarla ilgili rapor da tamamlanmak üzere. Bu politika yürüyecek.”

“Federasyon karşıtı değilim”

Diğer siyasi aktörlerin Kıbrıs sorunu konusundaki duruşunun sorulması üzerine Başbakan Yardımcısı, “Kıbrıs sorunu çözümü için kimsenin iyi niyetini sorgulamam. Herkes kendine göre doğru olduğuna inandığı şeyi yapmaya çalışır. Siyasetin içindeki her isim Kıbrıs Türkü’nün yararına kendilerince bir şey yapmaya çalışır. Herkes kendine göre bir düşünceyle ilerlemeye çalışıyor. Federasyon için ben 15 yılımı verdim. Kötü bir model değildir. Eğer bugün Kıbrıs’ta federasyonun şartları yoksa ve bunda ısrarcı davranıyorsanız statükonun devamına hizmet edersiniz. Dolayısıyla kötü niyetten değil, herkes iyi niyetle bir politika üretir ama politikanın gerçeğe varabilmesi için yapılan yanlıştan ders almak gerekir. Bu çatışmacı veya ayrılıkçı bir politika değildir. Uluslararası toplumun da kabul edebileceği kapsamlı çözüm iki tarafın da rızasına dayalı bir çözümdür. Bunu esas alan yaklaşımlarla yürümemiz gerekir. Bu da diyalogtan ve belli noktalarda anlaşmaktan geçer. Federasyon karşıtı değilim. Sadece o noktaya gidiş için belli aşamalardan geçmek gerekiyor.” 

“Kimsenin bizi yönetmesini istemeyiz”

KKTC’nin Türkiye’ye bağlanması konusundaki fikri sorulan Kudret Özersay bunu doğru bulmadığını söyledi: Özersay şöyle devam etti:

“Kıbrıs Türkü canını vererek bir kavga verdi. Aralarında babam da var. Bu insanlar bu kavgayı, kendi kendimizi yönetmekten vazgeçelim, bağlanalım da bizi başkası yönetsin diye vermedi. Kıbrıslı Rumların bizi yönetmesini istemediğimiz için müzakere masasında 50 yıldır mücadele ediyoruz. Evet Türkiye en zor zamanlarımızda yanımızda olan tek devlettir, müttefikimiz ve stratejik ortağımızdır ama bu ve ilişkimizin tarihsel derinliği ‘Bizi Türkiye yönetsin’ dememizi gerektirmez. Biz üzerimize düşenleri yapıp kendimizi iyi yönettiğimiz taktirde böyle bir tartışmaya da gerek kalmayacaktır zaten.”

“Aday olursam kazanmak için gireceğim”

 Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda soru yöneltilen Kudret Özersay, “Aday olursam kazanmak için gireceğim” şeklinde konuştu. HP Parti Meclisi’nin henüz bir karar almadığını belirten Özersay, yeni yıl sonrasında bir karar vereceklerini anlattı. Aday olma-olmama, kazanma-kazanmama üzerinden varsayımlarda bulunmak istemediğini söyleyen Başbakan Yardımcısı, her tür ihtimali o günün şartlarında, parti olarak birlikte değerlendireceklerini anlattı.

 

 

Özel Haber Haberleri