Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı’nın 68 milyon 482 bin 300 TL olan bütçesi oy çokluğuyla kabul edildi.
Bütçe üzerindeki görüşmeler yaklaşık 6 saat sürdü. Gün sonunda konuşmacıları yanıtlayan Özersay, bütçe aşamasında yapılan, cevap verilen konuşmaların benzerinin Genel Kurul’da da yapılmasını eleştirdi.
Görüş ortaya koyanlara teşekkür eden Özersay, 7 saattir kesintisiz şekilde konuşmaları dinlediğini, not aldığını söyledi, “Kıbrıs sorunu, dış politikayla ilgili olarak bakanlığın yapacağı onlarca şey vardır” vurgusunda bulundu.
Bazı konuşmaların “oyu ve görünürlüğü artırma” hissiyatını güçlendirdiğini belirten Özersay, “Komite düzeyinde söylenenler, cevaplanan, çürütülen görüşler tekrar tekrar söyleniyor. Bu üzücü” dedi.
Konuşmalarda Ulusal Konsey’den söz edildiğini belirten Özersay, bunun için konseye değil, dış politikanın iç politika içinde istismar edilmemesine gerek olduğunu söyledi.
Dış politikalarının Kıbrıs Türk halkının menfaatlerini ileriyle taşınma üzerinde şekillendiğini kaydeden Özersay, “Dış politikayı sadece müzakerelere ve ara bölgeye hapsetmek doğru değil. Çözüm müzakereleri elbette dış politikada önemli yer tutuyor ama dış politika bundan ibaret değil” şeklinde konuştu.
Yurt dışındaki temasların Kıbrıs Türk halkının iradesinin görünür hale getirmek için yapılacağını belirten Özersay, “Kimsenin bu konuda tereddüt yaşamasına gerek yok” dedi.
Geçmişte bazı dış temaslar konusunda savsaklamalar olduğunu kaydeden Özersay, bu dönemde dış temas konusuna hassasiyetle yaklaşılacağını söyledi, katılacakları toplantıları açıkladı.
Türk ve Rum tarafının yararına olacak diyalog süreçlerini desteklediklerini de söyleyen Özersay, kendi varlığını yok sayacak ilişki modelinden yana olmadıklarını da vurguladı.
Dışişleri Bakanı, Kültürel Miras Teknik Komitesi, Kayıp Şahıslar Komitesi gibi komitelerin çalışmalarını destekleyeceklerini de kaydetti.
Hem Aplıç, hem de Derinya geçiş noktalarının açılmasını desteklediklerini de belirten Özersay, geçiş noktalarının eş zamanlı açılmasının her zaman prensip olarak dile getirildiğini anımsattı.
Rumların Aplıç’la ilgili tarihleri sürekli ertelediğini kaydeden Özersay, “Bu bizi rahatsız ediyor” dedi, Cumhurbaşkanı Akıncı ile hükümetin buraları birlikte ziyaret etme kararı aldığını anımsattı.
Derinya ile Aplıç’ın aynı önemde olduğunu da belirten Özersay, söz konusu ertelemelerin dengesizlik oluşturduğunu söyledi, “Aynı gün, aynı saatte olmasa bile geçiş noktalarının açılmasının birbirinden koparılmaması gerek” dedi.
Kudret Özersay, söz konusu geçiş noktalarında gümrük görevlisi ve polis istihdamı, elektrik, internet, kabin gibi konularda yapılması gerekenler olduğunu, bunların bütçe onaylandıktan sonra yapılacağını söyledi.
Güney Kıbrıs’ın ABD Büyükelçisi’nin bugünkü açıklamalarına da değinen Özersay, “Şöyle bir mantık ufaktan zikrediliyor: Arama yapılması doğal gazın bulunacağı, bulunsa bile yeterli olacağı anlamına gelemez. Yeterli bulunsa bile piyasalara çıkması zaman alır. ‘Kıbrıs Türkü’nün iradesini almadan doğal gaz arayabilir, çıkarabilir ve piyasaya aktarabiliriz’ derseniz bu zenginlikler fırsata döndürülemez. Böyle denirse, Kıbrıs Rum liderliği paylaşımdan daha da uzaklaşır” dedi.
Uluslararası ilişkilerde tehdit ve caydırıcılık arasında fark olduğunu da belirten Özersay, son günlerde Kıbrıs Türk tarafının ve Türkiye’nin caydırıcılık konusunda bir dış politika ortaya koyduğunu ifade etti.
AB ile ilgili de konuşan Bakan Özersay, AB konusunda çalışmak üzere bu alanda uzman bir müşaviri görevlendirdiklerini açıkladı, “Konjonktürler yakından izlemeli, söylem geliştirmeliyiz” dedi.
Özersay, “AB, Kıbrıslı Türklerde güven erozyonu yarattı ” değerlendirmesinde de bulundu.
Temsilcilikler konusuna değinen Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, burada küçümsenemeyecek işler yapıldığını söyledi, buraların külfet olduğu gibi bir algı yaratılmasının doğru olmadığını söyledi.
Bakanlığa 20 kişilik münhal açıldığını da anımsatan Özersay, Tanıtma ve Enformasyon dairelerine de personel alımının söz konusu olacağını kaydederek, hizmetiçi eğitim çalışmaları yapılacağını da belirtti.
Yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türklerle ilgili de konuşan Özersay, “Dışişleri Bakanlığı olarak yurt dışındaki Kıbrıslı Türklerin kayıt altına alınması, bilgilerinin sınıflandırılması için çalışma yapıyoruz” dedi.
Haziran ayında, konsey izni verilen örgütle de temas halinde c ifade eden Özersay, Türkiye’ye yaptıkları resmi ziyarette bu konuyu da gündeme getirdiklerini, Türkiye’nin de buna destek belirttiğini aktardı.
Özersay, önce yurt dışında kaç Kıbrıslı Türk olduğunun belirlenmesi gerektiğini ifade etti.
Ersin Tatar’ın “Baskı gelir de görüşmeler başlarsa” konuşmasını eleştiren Özersay, bu yönde korku yaratılmasının doğru olmadığını söyledi, “ ‘Olur da müzakereler başlarsa hükümet ne diyecek?’ diye endişe etmeyin. Burada asgari müştereklerde buluşmayı bilen bir hükümet var” dedi.
Barış gücünün adadaki hizmet süresinin uzatılmasına değinen Kudret Özersay, “BM’nin sivil operasyonlara katkı koyması düşüncesini destekliyoruz ancak sürenin Kıbrıs Türk tarafının rızasını almadan uzatılmasını doğru bulmuyoruz” şeklinde konuştu.
Özersay, ayinler konusuna değinerek, ibadet özgürlüğünü desteklediklerini vurgulayarak, bir ay içinde 12-13 ayin izini başvurusu aldıklarını, sadece bir iznin reddedildiğini aktardı. Özersay, “Çökme aşamasında olan yerde ibadet yapılmasını doğru bulmuyoruz” dedi.
Bakanlık için açılan 20 kişilik münhalin sınavıyla ilgili konuşan Özersay, “KHK’nın bu konuda gerekli hassasiyet gösterdiğini düşünüyorum. ‘Jüriye kimler girecek?’ diye sormam doğru olmaz. Adil bir sınav olacak. Başvuranların içi rahat olsun” açıklamasında bulundu.
Töre’nin KKTC açıklamalarına yönelik Özersay, “KKTC’nin milletvekili ve Dışişleri Bakanıyım. Bu konuda herkesin içi rahat olsun” dedi.
Hanehalkına yardım kalemi konusunda gerekli açıklamaları yaptığını belirten Özersay, “Bu kalemi kullanmayacağım. Bütçe geçsin, Maliye Bakanlığı’na yazı yazıp bu kalemin ülke için gerekli bir projenin hayata geçirilmesinde kullanılmasını talep edeceğim” dedi.
Özersay, “Kıbrıs sorunu, dış politikayla ilgili olarak bakanlığın yapacağı onlarca şey vardır” vurgusunda bulundu.
Muhalefette söyledikleri ile hükümette söylediklerinin aynı olduğunu vurgulayan Özersay, “Hala daha toplu Mercedes alımını doğru bulmuyorum. Bu nedenle bakanlığa bu şekilde alınan makam aracını bir kez dahi kullanmadım. Bir önceki dönemde kullanılan makam aracını Maliye’den talep ettim. Onu kullanıyorum. Bu araçları kullanmayacağız, bunun üzerinden siyaset yapılmasın” dedi.
Özersay, sadece devleti temsil edildiği noktalarda makam aracı kullandığını söyledi.