Cumhuriyet Meclisi Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi Başkanı, Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP/BG) Milletvekili Birikim Özgür, Türkiye ile imzalanan Ekonomik İşbirliği Protokolü’nde bazı revizyonların gündeme gelebileceğini ve Türkiye ile ilişkilerin hassasiyetle ele alınması gerektiğini söyledi.
Birikim Özgür TAK muhabirine başta Ekonomik İşbirliği Protokolü ve Türkiye ile ilişkiler olmak üzere, özelleştirme, bankacılık ve finans alanında hayata geçirilmesi hedeflenen yasalar hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Özgür, süreç içinde elektrik enerjisi sektöründeki sorunların Türkiye ile de istişare edilmek durumdan olan bir konu haline geldiğini söyleyerek, “Gelinen aşamada hem bu yapısal sorunumuzu çözüp ekonomimizi güçlendirme, hem de Türkiye ile imzalanan protokolün revizyonunu (yenileme/düzeltme) sağlama gibi bir durumla karşı karşıyayız” dedi.
“KIB-TEK İKİ DEVLETLİ BİR ULUSLARARASI ANLAŞMANIN KONUSUNA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ”
Kıbrıs Türk halkının, ekonomik yapısal sorunlarını, aşıp kırılgan olmayan, sürdürülebilir bir ekonomik yapıya kavuşması gerektiğine işaret eden Özgür, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (KIB-TEK) açıklarının ciddi yapısal sorunlardan biri olduğunu söyledi.
Özgür KIB-TEK’in Kıbrıslı Türklerin geleceğini doğrudan ilgilendiren bir konu olduğunu, ancak bugüne kadar gerekli çalışmaların yürütülmemesi ve yapısal sorunların ortadan kaldırılamaması nedeniyle iki devletli bir uluslararası anlaşmanın konusuna dönüştürüldüğünü anlattı.
Elektrik enerjisi sektöründeki sorunların Türkiye ile de istişare edilmek durumdan olan bir konu haline geldiğini söyleyen Özgür, Türkiye ile imzalanan Ekonomik İşbirliği Protokolü’nde KIB-TEK’in üretim, iletim ve dağıtım fonksiyonlarının ayrıştırılması ve dağıtım fonksiyonunun işletme devrinin gerçekleştirilmesinin öngörüldüğünü hatırlattı.
“KIB-TEK KONUSUNDA PROTOKOL VE HÜKÜMET PROGRAMI ARASINDA ÇELİŞKİ VAR… REVİZE İÇİN ÇALIŞMA YAPILMALI”
Ekonomik İşbirliği Protokolü’nde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nin elektrik enerjisi alanındaki açıklarını ortadan kaldırmak ve sektörün güçlendirilmesini sağlamak adına kısmi özelleştirme yapılması öngörüldüğünü; hükümet programında ise bunun özerkleştirmeyle sağlanacağının belirtildiğini anlatan Özgür, “Hükümet programıyla karşılaştırıldığında, burada bir çelişki göze çarpıyor” dedi.
“Gelinen aşamada hem bu yapısal sorunumuzu çözüp ekonomimizi güçlendirme, hem de Türkiye ile imzalanan protokolün revizyonunu sağlama gibi bir durumla karşı karşıyayız” diyen Özgür, Hükümet’in her iki konuya da duyarlı olması gerektiğini belirtti.
“Özelleştirmeci veya özerkleştirme yanlısı” diye kamplara bölünmeksizin KIB-TEK’in finansman yapısının güçlendirilmesi için çalışmak gerektiğini söyleyen Özgür, şöyle devam etti: “KKTC kanadı ekonomik akılla ve toplumsal hassasiyetlerle örülecek somut projeleri Türkiye kanadına sunarak imzalanan programın revize edilmesini sağlamaya dönük bir çalışma içerisinde olmalıdır.
Eğer somut bir proje üretilmezse ve uzun yıllardır olduğu gibi TC ile imzalanan protokollerde yazıldığı halde ‘nasıl olsa Kıbrıs milli avadır ve Türkiye bize finansman sağlamak zorundadır’ şeklindeki bakış açısı ön plana çıkarsa, hem Türkiye ile ilişkiler zarar görecek, hem de KKTC’nin bir devlet olarak saygınlığı sorgulanacaktır.”
“PROTOKOL’DE TARİHLERLE İLGİLİ BAZI REVİZYONLAR GÜNDEME GELEBİLİR”
Ekonomik İşbirliği Protokolü’nde yer alan tarihlerin de revize edilebileceğini söyleyen Özgür sözlerini şöyle sürdürdü:
“Teknik olarak revizyon iki tarafın iradesine bağlıdır. Biz KKTC kanadı olarak Türkiye’nin iradesini doğrudan belirleyemeyiz. Ancak iyi bir hazırlık sürecini hayata geçirip örneğin bir önceki hükümetin hayata geçiremediği maddelerle ilgili zamanlamayı değiştirmeye dönük önerileri hızlıca hazırlayabiliriz.
UBP döneminde gerek kurultay gerekse erken seçim nedeniyle protokolün öngördüğü hedeflerin pek çoğu hayata geçirilemedi. Yeni hükümetin hazırlık yapıp bu hedeflere ulaşması için ilave zamana ihtiyacı olabilir. Tarihlerle ilgili bir takım değişiklikler gündeme gelebilir.”
“PROTOKOLDE BULUNAN ANCAK HÜKÜMET PROGRAMINDA YER ALMAYAN KONULARLA İLGİLİ BİR TUTUM BELİRLENMELİ”
Hükümet’in, Protokol’de bulunduğu halde Hükümet Programı’nda bulunmayan konularla ilgili tutum belirlemesi gerektiğini söyleyen Özgür, kamudaki mesai saatlerinin buna örnek verilebileceğini ifade etti.
Birikim Özgür konuyla ilgili şunları söyledi:
“Bu durumda Hükümet ya kamunun hali hazırda verimli çalıştığı ve değişikliğe ihtiyaç duyulmadığını tespit edip revizyon sürecinde ilgili maddenin Protokol’den çıkarılmasını önerecek, ya da çalışmalarını o protokol çerçevesinde yürütecek ve hükümet programında olmadığı halde Protokol’ün gereklerini yerine getirecek”
“TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER HASSASİYETLE ELE ALINMALI”
Türkiye ile ilişkilerin hassasiyetle ele alınması ve imzalanan protokolün “ötekileştirilmemesi” gerektiğini ifade eden Özgür sözlerine şöyle devam etti:
“Bu hassasiyetlerin yanında en önemli hassasiyet hiç kuşkusuz Kıbrıslı Türklerin siyasi iradesidir. Bu dönemde yapılması gereken şey halkımızı irademiz doğrultusunda, demokrasi ve ekonomi alanındaki yapısal sorunların ortadan kaldırılması; zihniyet devrimiyle bölgedeki ülkelerden bir adım önde olma vizyonunun sahiplenilmesidir.
Biz eğer sağcısıyla solcusuyla farklı alternatif düşünceler üreterek ortak bir hedefte buluşursak, demokrasi ve hukuk düzenimizi 21’inci yüzyıl seviyesine çıkarır; sivilleşmeyi sağlar ve ekonomi reformlarımızı kendi entelektüel kapasitemiz doğrultusunda ele alıp geleceğimizi şekillendirmeyi başarırsak; hem Kıbrıs sorununu çözümüne, hem de ülkedeki yaşam kalitesinin artmasına önemli katkı yaparız”.
“HÜKÜMET PROGRAMI TEKELLEŞMEYE İMKÂN TANIMAYACAK DÜZENLEMELER İÇERİYOR”
Özgür, yeni Hükümet’in Özelleştirme Yasası’na yaklaşımıyla ilgili bir soruya cevaplarken Hükümet programında tekelleşmeye imkân tanımayacak düzenlemelerin yapılması yönünde hedefler ortaya konduğunu söyledi.
Geçmişte özel sektör firmalarıyla yapılan özelleştirme anlaşmaları ve alım garantili sözleşmelerin yeni kurulan hükümet tarafından denetleneceğini anlatan Özgür şöyle devam etti:
“Her hükümetin yapması gerektiği gibi bu Hükümet’in de imzalanan sözleşmelerin doğru uygulanıp uygulanmadığını, tarafların sözleşmelerin gereğini yerine getirip getirmediğini izlemek ve bu konuda gerekli önlemleri almak gibi bir sorumluluğu vardır. Bu halka karşı bir sorumluluktur”
“BANKACILIK FİNANS ALANINDAKİ KONULAR PAKET HALİNDE AD-HOC KOMİTE’DE GÖRÜŞÜLECEK”
Özgür, yeni Hükümet’in mazbatalar, borçların yapılandırılması, faiz, icra iflas gibi konuları bir paket halinde, bütün olarak ele alacağını dile getirdi.
Birikim Özgür, konuyla ilgili bir Ad-Hoc Komite oluşturulacağını ve Maliye Bakanlığı’nın sunacağı önerilerin bu Ad-Hoc Komite’de ele alınacağını aktardı.
Hükümet’in her iki kanadının da konuya duyarlı olduğunu ifade eden Özgür, yasa çalışmalarının kısa süre içinde tamamlanacağını söyledi.
VERGİ SİSTEMİ EKONOMİDEKİ YAPISAL SORUNLARDAN
Vergi sisteminin ekonomideki yapısal sorunlardan biri olduğunu ifade eden Özgür, sistemin çağın gerektirdiği noktaya kavuşturulması, otomasyona geçilmesi ve daha adil bir yapı oluşturulması gerektiğini ifade etti.
Özgür, bu hedeflere ulaşmak için kayıt dışı ekonominin ele alınmasının şart olduğunu kaydetti.
“GEREKİRSE HAFTANIN HER GÜNÜ TOPLANABİLİRİZ”
Özgür, ekonomideki sorunların çözümüyle ilgili her türlü çalışmayı yapmaya hazır olunduğunu belirtti.
“Komite’ye her hangi bir yasa tasarısı iletilmesi ya da Hükümet’in bu yönde çalışma yapılmasını önermesi halinde elimizi taşın altına koymaya hazırız” diyen Birikim Özgür, gerekirse haftanın her günü toplanabileceklerini belirtti.
(tak)