‘Boşanma hükmünü yerine getirmediği, hileli mal devri yaptığı’ gerekçesiyle yeniden davalık olan Eski Başbakan, UBP Genel Başkanı, Milletvekili Hüseyin Özgürgün’ün Mercedes marka aracına eski eşi Hatice Dilek Karakuzu’ya ödemesi gereken 250 bin Sterlinlik kesinleşmiş mahkeme hükmünü yerine getirmediği gerekçesiyle, haciz işlemleri gereğince el kondu.
Ayşe GÜLER
‘Boşanma hükmünü yerine getirmediği, hileli mal devri yaptığı’ gerekçesiyle yeniden davalık olan Eski Başbakan, UBP Genel Başkanı, Milletvekili Hüseyin Özgürgün’ün Mercedes marka aracına haciz işlemleri gereğince el kondu.
Kamuoyunda banka hesaplarıyla gündemden düşmeyen, hakkındaki ‘polis soruşturması’ süren Özgürgün aleyhinde, şimdi de boşanma davası esnasında eski eşi Hatice Dilek Karakuzu’ya ödemesi gereken 250 bin Sterlinlik kesinleşmiş mahkeme hükmünü yerine getirmediği gerekçesiyle 3 Ekim’de icra başlatıldı.
YENİDÜZEN’e süreçle ilgili bilgi veren Karakuzu’nun avukatı Boysan Boyra, haciz işlemleri için el konulan Özgürgün’ün aracının satışının henüz gerçekleşmediğini söyledi.
‘Hileli mal devri’ duruşması da dün görüşüldü…
Öte yandan Özgürgün ile ilgili yasal süreç işlerken, aleyhine açılan ‘hileli mal devrine’ yönelik dava da dün Girne Kaza Mahkemesi’nde görüşüldü.
Boyra, davada Özgürgün’ün avukatları tarafından Ozanköy’deki bir mülkiyetin Karakuzu’ya verilmesi ve geriye kalan meblağın da nakit olarak ödenmesi teklifi yapıldığını aktardı.
Mahkeme huzurunda verilen beyan karşısında duruşmanın 19 Ekim’e ertelendiğini kaydeden Boyra, bu süre içerisinde teklifle ilgili sözleşme hazırlanacağını, herhangi bir adım atılmaması halinde ise davanın kaldığı yerden devam edeceğini belirtti.
22 Aralık 2017’de boşanmıştı…
Özgürgün’ün özel hesabındaki banka hesaplarını gündeme taşıyan mahkemesi 22 Aralık 2017’de sonuçlanmıştı.
Boşanma davasında, mahkemede dinlenmesi beklenen İş Bankası Gönyeli Şubesi Müdürü Hüseyin Öksüz’ün "yapılan anlaşma gereği" tanıklık etmesine gerek kalmadan davanın sonuçlandığı duyurulmuştu.
Özgürgün’ün Avukatı Şefik Aşçıoğulları ise boşanmanın ardından eski eş Hatice Dilek Karakuzu’ya ,evlilik birlikteliği süresince edinmiş oldukları, Bellapais sınırları içerisinde henüz ödenmemiş 140 bin İngiliz Sterlini borcu olan ev, bir araba ve Gönyeli’de, paylaşıma tabi olmayan ev içerisindeki ev eşyaları karşılığında 250 bin İngiliz Sterlini ödemeyi kabul etmiş ve tüm bahse konu taşınır ve taşınmaz malları devraldığı ifade edilmişti.
Sayın Özgürgün, boşandığı eski eşi Sayın Karakuzu’ya bahse konu meblağı 1 Nisan 2018 tarihinde ödeyeceği duyurulmuştu.
Bunun karşılığında da Karakuzu’nun Özgürgün aleyhine Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde açtığı dava Yargıtay’da açılan istinaf ve Ankara 2’nci Aile Mahkemesi’nde açtığı boşanma davasını geri çekmeyi kabul ettiği ifade edilmişti.
Yaşananların ardından Özgürgün, mahkemenin verdiği kararı uygulamamıştı.
Özgürgün, ‘mal sattım, borç aldım’ demişti…
Hatırlanacağı üzere; yaşananların ardından uzun süre sessizliğini koruyan, dönemin Başbakanı Hüseyin Özgürgün, açıklama yapmış, “Mal sattım, borç aldım” demişti.
Özgürgün “söz konusu miktarlar boşanma davamı nihayete erdirebilmek ve her iki tarafın bozulan huzurunu sağlamak için, banka borcu ile alınan bir malın satışı ile bir bankadan aldığım krediye ek olarak ailem ve yakın arkadaşlarımdan makul bir sürede geri ödemek kaydıyla aldığım borç ile oluşmuş bir rakamdır.”
Özgürgün, her türlü soruşturmaya açık olduğunu ve verilmeyecek hiçbir hesabının olmadığına işaret etmişti.
Hüseyin Özgürgün’ün eski eşi, Hatice Dilek Karakuzu, ilk kez YENİDÜZEN’e konuşmuştu:
“Başbakanlık yapmış bir kişinin mahkeme kararlarına saygılı olmasını beklerdim”
Hatırlanacağı üzere Hüseyin Özgürgün’ün eski eşi, Hatice Dilek Karakuzu, boşanma sürecinin ardından ilk kez YENİDÜZEN’e konuşmuştu.
Davaları takip etmek için Ankara’dan adaya gelen Karakuzu, her şeyden önce hukuk ihlalinin yaşandığına dikkat çekmişti.
Karakuzu, “Ülkede Başbakanlık yapmış, devleti temsil etmiş bir kişinin mahkeme kararlarına saygılı olmasını beklerdim.” demişti.
Davanın takipçisi olacağını, geri adım atmayacağını ifade eden Karakuzu, yargının her şeyin üstesinden geleceğine inandığını ve hukuka güvendiğini vurgulamıştı.