“Özgürgün’ü KINIYORUM!”

Fayka Kişi

Dün yazmıştık, UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün’ün basın toplantısına United Media çatısı altında yer alan YENiDÜZEN ve Kanal Sim’den birini davet etmeyişini…

Medyanın üst düzey yöneticileri ile bir araya gelen Özgürgün’ün bu tavrına 60 yıldır gazetecilik ve köşe yazarlığı yapan Gazeteciler Birliği Başkanlığı yapmış Özcan Özcanhan abimizden tepki geldi.

Özcanhan, “60 yıllık gazeteciyim, Hüseyin Özgürgün’ün bu davranışını kınıyorum” dedi ve ekledi:
“Ya basın toplantısı yapacaksınız ya da istediğiniz gazetecileri çağırıp söyleyeceğinizi söyleyeceksiniz. Öyle basın toplantısı yapacaksınız da bir kısım medyayı çağıracaksınız olmaz. O bana ne söyler obürü bana ne sorar diye düşünmeyeceksiniz. Hem ne demek medyanın üst düzey yöneticileri. Unutulmasın ki o ‘alt düzey’ gazetecilerdir, haberin peşinden koşan, üreten en fazla emeği sarfeden…”

***
 

Oldu mu şimdi bu?

14 Ekim Pazartesi Arife… Kamuda çalışanlar için 6 günlük Kurban Bayramı başlıyor 15 Ekim Salı günü…
Hatta Pazartesi’nin tatil verilmesi durumunda 9 GÜN…
Ancak binlerce özel sektörde çalışanlar için bu tatil yine ‘kısıtlı’… Kimileri 4 günlük bayram tatilinden yararlanacak, kimileri ise onu bile yapamayacak.
Şimdi herkes ‘arife gününü hükümet tatil verecek mi’ sorgusundayken, dün Meclis Genel Kurulu’nun Pazartesi birleşimi ertelendi!..
Gerekçe?
6 günlük tatil kamuda çalışanlara da vekillere yetmedi mi de 9 günlük tatil için ertelenme yapılıyor?

***
 

HİÇ Mİ MERAK EDİLMEDİ?

UBP’deki yeni tartışma, seçim döneminde harcanan paralar…
Seçim döneminde yüklü paralar harcanmış, yüklü borçlanmalar bırakılmış. Olay polise havale edilmiş.
Özgürgün yönetime gelir gelmez, eski dönemin harcamalarını araladı, hesapların incelenmesi için komite kurdurdu. Başına da Ersin Tatar’ı getirdi. Ancak olaylar büyümüş olacak ki polisten yardım istendi.
Seçim döneminde ne kadar para harcandı net bir rakam ortada yok.
Sadece UBP’nin eski Genel Sekreteri Necdet Numan bir açıklamasında 1 milyon TL olarak ifade ediyordu. Ancak kasanın dolu olduğunu ise eski Genel Başkan İrsen Küçük, dillendiriyordu.
Ama bugüne gelene kadar ‘bu suyun kaynağı nereden geliyor’,  ‘nereye gidiyor’ hiç mi merak edilmedi bir UBP’li vekil, ya da yetkili kurumlarında yer alan kişiler tarafından…
Birde sadece ‘seçim dönemindeki’ harcamalar mı dikkat çekti, araştırılmak için?
UBP seçimden birinci parti olarak çıksaydı, yine bu araştırmalar yapılacak mıydı?
UBP’nin eski yönetimi hakkında ağır ithamlar varken, Küçük ve Numan’ın da daha detaylı açıklama yapması, konuşması artık kaçınılmazdır.


***

Özyiğit: “Birleşme değil güç birliği”

TDP Genel Sekreteri Cemal Özyiğit, TDP başkanı olması halinde BKP ve YKP ile tek çatı altında birleşim olabilir yönünde basına yansıyan açıklamalarının yanlış anlaşılıp, yazıldığını söyledi.
Özyiğit, “Birleşme demedim. İş ve güç birliği yapılabileceğini ifade ettim” dedi ve ekledi:
“Sadece BKP ve YKP ile de değil, yurtsever-ilerici sivil toplum örgütleri ile geniş bir biçimde bu iş ve güçbirliğini yapabiliriz.”

***
OKURDAN GELEN

“Son derece tehditkar ve rahatsız edici”

“Sevgili Fayka,
Dünkü (9 Ekim tarihli) köşe yazında Mete Hatay'dan bir alıntı yapmış ve Apostolos Andreas Manastırı'nın isminin değiştiğini mi, yoksa değiştirildiğini mi sorgulamıştın. Meseleyi şöylece özetleyebilirim:
Bir yıldan fazla bir süredir Apostolos Andreas Manastırı'nın bulunduğu meydana 1974'te Kıbrıs'a askeri müdahaleyi gerçekleştiren Cumhuriyet Halk Partisi-Milli Selamet Partisi koalisyon hükümetinin başbakanı Bülent Ecevit’in, Dipkarpaz köyünden Manastır’a kadar olan yola da başbakan yardımcısı Necmettin Erbakan’ın ismi verilmiştir. Bu durum,  İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi’nin bulunduğu ve şimdiki  ismi Dr. Sadık Ahmet Caddesi olan caddeye, vaktiyle, Mora’daki ayaklanmayı önleyemediği gerekçesiyle Patrik Grigorios’u 1821’de idam ettiren Sadrazam Benderli Ali Paşa’nın isminin verilmiş olmasını akla getirmektedir. Yani, gerek Türkiye'de, gerekse Kuzey Kıbrıs'ta devlet, her iki ibadethaneye "ayaklarını denk almaları" için "uyarıda" bulunmuştur. Bu durumun, son derece tehditkar ve rahatsız edici bir uygulama olduğunu belirtmeye gerek yok sanırım.
Kolaylıklar dilerim,
Ali Dayıoğlu”

***
 

FACEBOOK

“Yani bazen diyecek bir şey bulamıyorum yapılan yorumlara, açıklamalara. Sorumsuz mu desem başka bir şey mi desem... LTB kendi kaynaklarını toparlamış ve işçilere ödeme yapmış, memura yapamamış. Başkan ve yönetim 'Toplu İş Sözleşmesine harfiyen uyacağız ve bayramdan sonra paramızı denkleştirip memurları da ödeyeceğiz' diyor. Yahu işçileri hiç ödemese, topladığı parayı Bulutoğluları gibi saçma işlere harcasa, yeni yüzlerce personel alsa eleştiriler haklı olacak. Ancak orada dürüst ve çalışkan bir yönetim var. Uğraşıyorlar. Maaş dahi almıyorlar. İşlerini şeffaf yapıyorlar. Çalışanları hiç ödemeseler iyi olacakmış gibi işçileri ödeyince eleştiriyoruz. Hem de ölesiye eleştiriyoruz. Hem de bayramlık paraları için. Ya ne istediğimizi bilmiyoruz ya da Cemal Bulutoğluları'nı hak ediyoruz. 

Kadri Fellahoğlu ve oradaki diğer yöneticilere yönelik saçma sapan eleştirilere gelince... Biz ciğer beş para etmez, dandik, işbilmez yöneticileri harcamayı bilmiyoruz ama hata da yapsa dürüst, yurtsever ve vicdanlı insanları harcamayı çok iyi beceriyoruz. Cidden akıllanacak gibi değiliz. Bu ülkede yöneticilik yapacak dürüst insan bulamayacağız yakında...”

Ulaş GÖKÇE’nin profilinden

***

“Sim TV'de Sami Özuslu'nun odasında kahve içiyorduk... İçişleri Bakanı eski dostum Teberrüken Uluçay aşağıda canlı yayında, program bitince o da bize katılıyor ve sohbet ediyoruz... Sohbetten sonra Sn.Bakan Toyota Vitz marka arabasına binerek meclise gidiyor... Motoru ve kliması çalışır vaziyette saatlerce bekleyen makam arabalarından, resmi işler dışında kullanılmayan makam arabasına... Küçük ama önemli bir ayrıntı, tebrikler beyler...”


Mahmut Anayasa’nın profilinden